Jiff traduction Anglais
125 traduction parallèle
Hemen halledeceğim.
- We'll have you taken care of in a jiff.
Biraz bekleyin Lütfen...
Just a jiff...
Bardak varsa getirelim lütfen.
Any more cups, please? Won't be a jiff.
Krakerlerle beraber.
Back in a jiff, with pretzels.
Hey, Simpson, sanırım düzeltmen gereken yerler var... heryeri yarım yamalk biçiyorsun. Heryer fazlalık dolu.
Say, Simpson, I've got some time-release granules that'll get rid of that crabgrass in half a jiff.
- Yemeği hemen hazırlıyorum.
Um... - Dinner will be ready in a jiff, okay?
Hemen hazır olurum.
I'll be out in a jiff.
Hemen geleceğim.
Here you go. Back in a jiff.
Bir saniye.
Be off in a jiff.
Tamam, hemen geliyorum.
Okay. There in a jiff.
Hemen kendime gelirim.
I'll come to in a jiff. Ha!
Lisa, eğer okulu bırakıp eve gelmek istersen. Göz açıp kapayıncaya kadar burada olacağım.
Lisa, if you ever wanna quit and come home, I'll be here in half a jiff.
Hemen döneceğim.
Be back in a jiff.
Merak etmeyin, sizi hemen ayağa kaldıracağız.
Don't worry, we'll have you back on your feet in a jiff.
Arkadaşlarım Bana Jiff der.
My friends call me Jiff.
Jiff, aramıza hoşgeldin.
Jiff, welcome aboard.
Hadi, Jiff!
Come on, Jiff!
- Jiff'le yatmışsın. - yani?
- You had sex with Jiff.
Merhaba, Jiff.
Hi, Jiff.
Jiff!
Jiff!
Hemen çıkarım.
I'll be up there in a jiff.
Hemencecik bir şeyler hazırlayabilirim.
I could whip something up in a jiff.
- Hemencecik, gerçekten mi?
- In a jiff, really?
İnsanlara hemen döneceğim dedim.
I say to the people,'I'll be back in a jiff.'
- Demek sizi kendinize getirecek bir şeye ihtiyacınız var.
- You need a little pick-me-up? - Do I? Back in a jiff.
Bunu da hemen bitiriyorum.
I'LL HAVE THIS DONE IN A... IN A JIFF.
Hemen geliyorum.
OK, BE BACK IN A JIFF.
Dizlerindeki çimen lekelerini yıkarım.
I can wash those grass stains out in a jiff.
Fakat ben sizin için arabanızı park edip, anahtarlarınızı hemen getirmekten mutlu olurum.
But I'd be happy to park your car for ya, and run the keys up to you in a jiff.
Süsleme için kızmayın, çabucak hallederiz.
"Pardon our spiff, it'll just take a jiff."
Birazdan yola devam edeceğiz.
We'll be out of here in a jiff.
Hemen dönerim!
I'll be back in a jiff.
Hey! Vaktimiz yok!
Hey, we don't have a jiff.
Göz açıp kapayana kadar, gitmiş olurum.
I'll just be gone in a jiff.
- Hemen geliyor.
- Oh, in a jiff.
- Hemen dönerim.
- I'll be back in a jiff.
Şu iş listelerine bir göz gezdirin, istediğiniz iş kısa zamanda sizin için hazır olacak.
Take a look-see at this list of jobs, and they'll be ready for you in a jiff.
Çok çabuk dönerim.
Back in a jiff.
Göz açıp kapayana dek bağlarız.
We'll have you up and running in a jiff.
- Hemen geleceğimizi söyle.
- Tell em we'll be there in a jiff.
Göz açıp kapayıncaya gelirim.
- I'll grab you one. And I'll be back in a jiff.
Hemen dönerim.
I'll be back in a jiff, then you can go.
Eminim o arabayı hemen bulabilirim.
I'm sure I can have this car located in a jiff.
Ve anında senin adresini öğrenmiş olurdu.
And she would get your address in a jiff.
Işık hızıyla oradayım.
I'll see you in a jiff.
- "Işık hızı" mı?
- "See you in a jiff"?
- Keyfine bak.
Back in a jiff.
- Jiff.
- Jiff.
Hemen dönerim.
Be back in a jiff.
Hemen geliyorum.
Back in a jiff.
Birazdan görüşürüz.
I will see you in a jiff.