Jihad traduction Anglais
400 traduction parallèle
Bu işgalcileri temizlemek için cihada katılacaklar.
The tribesmen will join me in a jihad to abolish this foreign pestilence.
Geri git, adamların başına geç, cihadı başlat.
Ride back, lead the mahalla, let there be jihad.
Allah'ın himayesindesin. Cihat için gidiyorsun.
You are under the protection of Allah, you leave on a Jihad.
Onları bulun ve onlarla savaşın. Bu bir cihat.
Find them... fight against them... it is a Jihad.
Dış dünyadan ses, Kutsal savaşı getirecek, Evreni temizliyecek olan cihad bizi... karanlıktan kurtaracak.
The voice from the outer world, bringing the holy war, the jihad, which will cleanse the universe... and bring us out of darkness.
Şimdi de Kızıl Cihat adlı kendi fraksiyonunu kurmuş.
Now he's formed his own splinter faction called Crimson Jihad.
Faysal, Kızıl Cihat'ın bu ülkedeki bütün olası bağlantılarının... listesini çıkardı.
Faisil's made a list ofall the possible contacts... the Crimson Jihad may have in this country.
Bu adam Kızıl Cihat'ın artık bir nükleer güç haline geldiğini... bütün aleme doğrulasın diye.
So that this man can verify to the world... the Crimson Jihad is now a nuclear power.
Ey, Amerika... tüm askeri kuvvetlerini İran Körfezi Bölgesinden... hemen ve ebediyen çekmezsen... isteklerimiz yerine getirilene kadar... Kızıl Cihat, her hafta... büyük bir Amerikan şehrinin üzerine ateş yağdıracak.
Unless you, America... pulls all military forces out ofthe Persian Gulfarea... immediately and forever... the Crimson Jihad will rain fire... on one major U.S. city each week... until our demands are met.
İlk olarak, gücümüzün ve Kızıl Cihat'ın insani davranma... isteğinin bir kanıtı olarak... bu ıssız adada bir silah patlatacağız.
First, we will detonate one weapon on this uninhabited island... as a demonstration of our power... and Crimson Jihad's willingness to be humanitarian.
Kızıl Cihat, her hafta... büyük bir Amerikan şehrinin üzerine...
Crimson Jihad will rain fire... on one major American city each week- -
İsteklerimiz yerine getirilene kadar, Kızıl Cihat her hafta... büyük bir Amerikan şehrinin üzerine ateş yağdıracak.
Crimson Jihad will rain fire on one major U.S. city each week,... until our demands are met.
Bu, Kızıl Cihat'ın bildirisidir.
This is a communique from Crimson Jihad.
Geçtiğimiz yıl Kara Cihat'la silah kaçırıyorduk.
I used to run guns with the Black Jihad last year.
Hırvat suçlular... yabancı paralı askerler ve Allah'ın fanatik cihadcıları 50 yıI önce yaptıkları gibi, cephanesi az olmasına rağmen bu adil olmayan savaşa kahramanca karşı koyan Sırplara saldırıyorlar.
Croatian criminals, foreign mercenaries, and fanatics of Allah's Jihad, just as they did 50 years ago, they are attacking the poorly armed Serbian defenders who are heroically holding their own on this unfair battle...
Ya Cihat partisinin?
The Jihad party?
İslami Cihat'ın espri yeteneği yoktur. Ve Hamas burada dünyanın parasını topluyor.
Islamic Jihad aren't known for their sense of humor, and Hamas is raising so much money here.
Zannediyoruz ki İslam dinine inanan herkes... her lanet gün bir cihat ilan ediyor.
We assume that everyone who is into the Islamic religion is having a jihad every other bloody day.
Cihat ilan ediyorum. "
A fucking jihad on them. "
Sana cihat ilan ediyorum! "
Fucking jihad on you! "
Oz'dayken, en önemli cihadı hatırlamalıyız :
While we are in Oz, we must remember the most important jihad :
Jihad bin nafs. ( Nefse karşı mücadele )
Jihad bin nafs.
Kasetin dışındaki yazıyı tercüme edebilir misiniz lütfen? Birleşik Devletlere karşı İslam'i Cihad çağrısı. ": ("
Declaration of Islamic Jihad...
Hayır, ben İslami Cihad üyesi değilim.
I'm not a member of Islamic Jihad!
"İslami Cihat". Mayolu kısımdan yüzünden pek hoşlanmıyorlar.
"Islamic Jihad." They're not so nuts about the Swimsuit Competition.
Zaman, cihat ve ölüm kimseyi beklemez.
Time, jihad and death wait for no man.
Oh, Cihad Cihad.
Oh, jihad jihad.
Onun canına okuyacaktım.
I went jihad on his ass, man.
Eğer gerekirse, cihat yapabiliriz!
If needed, we will make Jihad!
Siz küçük cihadı tamamladınız, önünüzde daha büyük cihad var.
You finished the minor Jihad and now you have the bigger Jihad ahead of you.
Peygamber, en büyük cihadı şöyle açıklıyordu : Kendi arzu ve eksikliklerinizle mücadele etmektir.
And the Prophet explained that the biggest Jihad is struggle against your own desires and limitations.
Cihad aslında kutsal savaş anlamına gelmez.
Jihad does not mean holy war, primarily.
Savaş bazen cihadın bir parçası olarak yer alabilir. Fakat o asla en önemli buyruk değildir.
Fighting might sometimes have to be done as part of the Jihad but it is by no means the major imperative.
Cihadın temel anlamı da budur.
And that was basically the meaning of Jihad.
Cihad kendini geliştirmek ve niyetini arındırmak için kendinle sürekli mücadele etmektir.
Jihad, the constant struggle with yourself, to improve yourself and perfect your intent.
En büyük cihad, kutsal savaş kendi egonu kontrol etmek için yaptığın mücadeledir.
The most excellent Jihad, Holy struggle, is the struggle to control your ego, the self.
Anladım ki benim cihadım budur, bu korkuyu yenmeliydim.
And I saw that and I, well, this my Jihad, I've gotta overcome this fear.
Cihad yanlış anlaşılmaktadır.
Jihad is misused.
Sark'la, Raslak Cihad'ın bir temsilcisi kılığında Denpasar'da buluşacaksın.
You'll meet with sark in denpasar, disguised as a representative from the raslak jihad.
Sark'ın onu Raslak Jihat adında bir gruptan alacağına dair planını anlatan bir istihbarat aldık.
We intercepted a communiqué detailing sark's plan to buy it from a splinter group of the raslak jihad.
Raslak Jihad adında bir grup için.
A splinter group of the Raslak Jihad.
Burada, Sark'ın Raslak Jihad adındaki bir grubun temsilcisiyle buluşacağı ve iki tarafın da bir şeyler getireceği yazıyor.
It says here that Sark and a splinter group of the Raslak Jihad have agreed on the number of matériel each side can bring.
Aracıya göre, Raslak Jihad'la çalışıyormuşsunuz.
Well, according to the broker, you are affiliated with the Raslak Jihad.
O Müslümanlar istedikleri cihada kavuşacaklar, kutsal savaşlarına.
Them Muslims got what they call a jihad, A holy war.
Cihat mı?
Jihad?
- Onun cihadına mı katıldın?
- You joined his jihad?
Cihadda savdı beni başından.
It healed me of jihad.
1. Dünya Savaşının gelecek bölümünde : Orta Doğu'da cihat çağrısı Gelibolu kâbusu ve Ermenilerin ıstırabı.
In the next episode of The First World War, the call goes out for jihad, holy war in the Middle East, the nightmare of Gallipoli and the agony of the Armenian people.
ANLATAN : Bu çağrı Cihad içindi.
The call goes out for Jihad, Holy War.
Savaşın patlaması ile Kayzer, cihadı İngiltere yönetimi altındaki milyonlarca müslüman arasında devrim heyecanı uyandıracak bir yol olarak görmeye başladı.
By the outbreak of war, the Kaiser had come to see Jihad as the way to ferment revolution among the millions of Muslims under British rule.
Hey...
- Jihad, jihad! - Hey...