Jinxed traduction Anglais
151 traduction parallèle
Eski bir kumarbazın öğüdünü almak istersen aşkta kimileri şanslıdır, kimileri şanssız.
If you want to take the advice of an old gambler, some people are lucky at it, some people are jinxed.
Komutanın lanetli olduğuna inanıyorum.
The officer believes that the cure is jinxed.
Lanetlendik!
We're jinxed!
Sanırım kötü talihliyim.
I guess I'm jinxed.
Eğer bu işi tamamlamazsan uğursuz olan sen olacaksın.
If you don't complete this job, you're the one who's jinxed.
Seninle birlikte biz de.
And we're jinxed right along with you.
Şu alçak Obara bize hep uğursuzluk getirdi.
That dog Obara jinxed us to the very end!
O lanet olası piç kurusu şansımı kaçırdı ve her şeyi kazandı.
That damn bastard jinxed me and won the whole thing.
"Git" kelimesi bana uğursuzluk getirirdi.
I was jinxed from the word go.
Şu ayrıldığımız lanetli sirk yüzündendir.
That circus we quit was jinxed.
- Evet lanetliydi, Sam.
- lt's jinxed all right, Sam.
Batıl inanışım yoktur... büyüye falan da inanmam ama bu taş bana büyü yaptı ve bu büyü bozulmuyor.
I'm not superstitious... and I don'believe in jinxes, but that stone's jinxed me and it won't let go.
Kristal Göl Kampı lanetli!
Camp Crystal Lake is jinxed!
Bu bölge biraz ugursuz gibi.
This area seems jinxed.
Uğursuzum!
Jinxed!
Yemin ederim, uğursuzum!
I swear to God, I am jinxed!
Kahretsin.
Jinxed.
Bir hücredeyim.
The word is jinxed, my friend.
Burada buluşacağın arkadaşına jinx olduğunu söyledin.
Your friend back there - you told him you were jinxed.
Jinx'in anlamı şu : Şeytanları etrafına toplamışsın.
Jinxed means you got the devil's blessing.
- Crystal Lake Kampı lanetli.
- Camp Crystal Lake is jinxed.
Lanetli olduğunu sanıyor.
He thinks he's jinxed.
Gerçek şu ki, Pop uğursuz biri.
The fact is, Pop is a jinxed man.
Ona uğursuzluk getirdin Charlie!
You jinxed her, Charlie!
Ona uğursuzluk getirdin adamım.
You jinxed her, man.
En hızlı şekilde acemi ile gitmeyi uğurlu olanla gitmeye - - Günaydın millet.
I'd just as soon go up with a green gunner than a jinxed morning, fellas.
Son görevine işin piri ile mi çıkacaksın yoksa uğursuz olanla mı?
You gonna fly your last mission with a green gunner... or the jinxed one?
Tahtanın yarısına bahis oynadım ama kaybettim.
You jinxed me. I bet half the board, and I lost.
Evet, sanırım bu bisiklet uğursuz.
Yeah, I think this bike is jinxed.
Bu cüzzamlının evi lanetli.
This leper house is jinxed anyway.
Çünkü lanetlendim, kahretsin!
Because I'm jinxed, damn it!
Lanetlenmişken konuştun, ve ben de seni yumrukladım.
You spoke while you were jinxed so I get to punch you.
Ben lanetli miyim neyim?
I swear to God, I think I'm fuckin'jinxed.
Burasi ugursuz bir yer.
This place is jinxed.
Uğursuz geldin.
You jinxed me.
- Uğursuzluk getirdin.
- You just jinxed it.
Sence ona büyü mü yaptılar?
You think she's jinxed?
Lanetlendim.
I'm jinxed.
Mekâna uğursuzluk getirmiş olmalı.
She must have jinxed the place...
Sanki bütün yıl lanetlenmiş gibiydi.
It was like she was jinxed for the whole year.
Yani, eve yalnız gideceğiz, ve bütün yıl boyunca lanetlensek bile, bugün hiç bir erkek yok.
You mean, we go home alone, no guys at all, even if it means we get jinxed for the whole year?
Bu duvar belalı.
That Wallis jinxed. I won't sit near that wall.
Lanetli değilsin.
You're not jinxed.
Nazar değdirdik.
We jinxed it.
Daha sonra "Bu benim suçum, uğursuzluk getirdim." dedi.
Then she says it's my fault, that I'd jinxed it.
Uğursuz geldi.
Jinxed him.
Lanetlenmiş olduğumuzu düşünmeye başladım.
I'm starting to think we're jinxed here.
Mobilyalar konuşunda çok şanssız.
My girlfriend's jinxed when it comes to furniture.
Bu koğuşlar uğursuzdur.
This barracks is jinxed. We'll take care of it.
Tanıdığım bütün adamlara uğursuzluk getirdim.
I've jinxed every guy I've ever known.
Senin aptal kıçın bana uğursuzluk getirdi.
Your stupid ass jinxed me.