English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Kalem

Kalem traduction Anglais

4,264 traduction parallèle
Uçan nesneler nükleer silah depolarımıza toplu şekilde akın etti kalem inceliğinde ışınlar ile ateş ettiler ve silahları yeterince işlevsiz hale getirdiler.
Objects made incursions over our WSA, fired pencil-thin beams of light into them, and adversely affected the ordinance possibly.
Üç saatimi ofiste oturup tavana kalem fırlatarak geçirdim.
I just spent three hours in my office throwing pencils at the ceiling.
Kalem kağıt getirmeden önce, sana bir şey sormama izin ver.
Before I grab pad and pen, let me ask you one thing.
kalem nerde demiştin?
What'd you do with that pencil?
Kalem, kağıt alayım mı?
Should I get a notebook and pencil?
Kalem ve mürekkeple bestelenmiş senfoniler.
Symphonies in pencil and ink.
Bana fırlattığın kalem.
A mini golf pencil that you threw at me.
Kalem yazmıyor.
The pen isn't working.
Size başka bir kalem vereyim.
Just grab you another one.
Tükenmez kalem bul.
Well, get a pen.
Kalem kaybetmişler.
They lost a pen.
- O zaman kalem bende mi kalmış oldu?
So I get to keep the pen?
Sence bu kalem değiştirilip, zehirli bir kalem haline getirilmiş olabilir mi?
Do you think it might be possible to repurpose a pen as a poison pen?
E keçeli kalem de var.
Marker pen.
Ucuz sim kalem öyle, pahalı sim böyle oluyor.
Look, cheap glitter, expensive glitter.
Kalem kağıt...
Um, let me just grab a...
Ve ölçülmesi gerekiyor. Yani lütfen yanına demir para veya ayak başparmağı veya küçük bir kalem koyun da kıyaslayalım.
And I need it to scale, so please put, like, a nickel or a big toe or a golf pencil in there for reference.
Ayağı takıldı, dengesini kaybedip düştü ve o 2 numaralı kalem gözünün içine girip... beynine saplandı.
Well, she trips over her shoes and falls, and that number 2 pencil goes right through her eyeball and into her brain.
Kısacık bir soru, hangi renk kalem seviyorsun?
Hey, quick question- - what color pens do you like?
Kalem lazım.
I-I need a pen.
Amy Brookheimer'ı biliyorsunuz, özel kalem müdürüm.
You know Amy Brookheimer, my Chief of Staff.
Kalem.
Pen.
Kalem de burada.
And pen.
Kalem lâzım mı?
You need a pen?
Bir kâğıt ve kalem alıp şu anda düşündüğünüz ismi yazar mısınız?
Just grab a piece of paper there- - and a pen- - and write down the name that you just thought of- - just now.
- Gooch, kalem getir.
Gooch! Marker!
Kendisi yüksek kalite dolaba veya ömür boyu kalem garantisine sahip tek Greendale öğrencisi.
He is the only Greendale student who has ever paid for a premium locker or the extended pencil warranty.
- İsterseniz kalem sizde kalabilir.
And you can actually keep that pen if you'd like.
- Hayır, kalem Bellagio'ya ait.
No, that's Bellagio property.
Bana bir kalem ver.
Give me a pencil?
- Bu iki kalem hep yanında mıydı?
- You had two pens on you this whole time?
İşte kalem tacirleriyle konuşmak zorunda kaldım.
I got stuck at work talking to pencil pushers.
Bebeğim, kalem.
Babe, the pen. [Laughs]
Bir tane kağıt, bir tane kalem, dört tane de bira lazım,
I need piece of paper, I need a pen, I need four more beers,
- Lazer ışıklı kalem.
And the combo pen / laser pointer.
Not almak için kâğıt kalem alayım.
Let me get a pen and paper.
Fakat kalem bulamıyorum.
But I cannot find a pen.
Sonra Lily bana, madalyonun aslında benim kalem kutumda olduğunu söylemişti. Ama açtığım zaman madalyon orada da yoktu.
Then Lily told me the locket actually got stashed in my pencil box, but when I opened it... the locket wasn't there.
Ben kalem tutarım, her zaman da öyle olmuştur.
I am a pencil pusher, always have been.
Tüy kalem ile uğraşıyorlar, cenapları.
They toil with a feathered quill, Your Holiness.
Kalem ve plastik torbayla da yapabilirim.
I'll make do with a pen, plastic bag.
Kalem, plastik torba, alkol.
Pen, plastic bag, the alcohol.
Ve ayrıca o kalem var ya sihre en yakın olduğun şey.
And by the way, that marker? The closest you'll ever get to magic.
Senin yerinde olsaydım dolma kalem batırırdım.
If I were you, I would've stab her with a fountain pen
Birine dolma kalem batırsaydın birini öldürebilirdin de.
If you stabbed someone with a fountain pen, you could've killed someone
Paran olursa bana dolma kalem al ki etrafımdaki gıcık insanları öldürebileyim.
If you got money, buy me a fountain pen so I can kill all the annoying people in my way
Mont Blanc marka dolma kalem ile şişlenen var mı peki?
Got it. Anyone get shanked with a Mont Blanc pen?
Sen, başkanın özel kalem müdürü ben de, seksilik ve sarılarak uyuma müdürü.
You, Chief of Staff to the President, - me, chief of sexiness and spooning. - ( AMY TYPING )
Yarış arabalı kalem kutusunda olduğunu sanırsın ama orada değildir.
You hear it might be in your Race car pencil box.
Katil arıyor. Kalem ver.
It's the killer... give me a pen.
Kalem, kalem...
Pen, pen...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]