Kalig traduction Anglais
50 traduction parallèle
Kalig haydi git.
Kalig, run along.
Kalig sana iyi bir evlat olmaya çalışıyor.
Kalig tries to be a good son to you.
Sürekli Kalig'in üvey oğlun olduğunu düşünmek zorunda mısın?
Must you always think of Kalig as a stepson?
Kalig'e söyle ben gelmeden patates fidelerindeki böcekleri ayıklasın.
See that Kalig picks the bugs off the potato vines... before I get back.
Kalig!
Kalig!
Kalig iyi misin?
Kalig, are you all right?
Kalig hariç tabii.
except for Kalig.
- Kalig!
Kalig!
Kalig, başka çare kalmadı.
Kalig, it ain't no use.
Kalig!
Kalig.
Kalig bu olamaz.
Kalig, that's not possible.
- Ne demek istiyorsun Kalig?
What do you mean, Kalig?
- Bundan emin misin Kalig?
Are you sure?
Kalig'in kandırdığı Anderson'lar ona kendi oğulları gibi davrandılar
The Andersons, taken in by Kalig's deception, treated him like a son.
Harge'e gelince, Kalig'i örnek alarak büyüdü.
And Harge? He grew up idolizing Kalig.
Kalig Hage'i koruyup kolladı.
Kalig took good care of Harge.
Ama daha sonra Kalig, Harge hala çocukken onu yanına alarak suç sayılan işler yapmaya başladı.
But later, Kalig entered upon a career of crime, taking Harge, still a child, with him.
Annesinin hatıraları Kalig'in aklından hiç çıkmadı.
Always the memory of his mother preyed upon Kalig's mind.
Kalig'in çoğunlukla hapiste olduğu günlerde Harge büyüyüp yetişkin biri oldu ve kendi gangster çetesini kurdu.
As Harge grew into manhood, he organized his own gang... during one of the many periods Kalig was in prison.
İnanıyorum ki hapiste geçirdiği günlerde Kalig düşüncelere dalarak intikamını besledi ve annelerinin ölümünün sorumlu tuttuğu Harge'e bunun bedelin ödetme duygusu onda bir saplantı haline geldi.
It is my belief that during those intervals of imprisonment, Kalig began to brood and nurse his revenge... until he became obsessed with making Harge suffer... and pay for their mother's death.
Diğerleri için açıkça anlaşılsa bile Harge, Kalig'in nasıl biri olduğunu göremiyordu.
Although it became apparent to others, Harge was unable to see Kalig for what he was :
Sana banka soygununda ihanet eden Kalig'in anlattıkları dışında bir kanıtın yok.
You have no proof... only Kalig's word that this is the man who betrayed you... on that bank job.
Ama Kalig'i dinliyorsun.
But you listen to Kalig.
Onun acımasız biri olduğunu biliyorsun ama sen çocukken Kalig sana hep iyi davrandı.
You know he's ruthless, but, oh, no... Kalig was good to you as a child.
Kalig'in nasıl biri olduğunu neden görmek istemediğini anlayamıyorum.
I can't understand why you won't see Kalig as he is.
Kalig'in dün kasabaya geldiğini biliyorsun.
You know Kalig rode into town yesterday?
Müthiş Kalig, büyük beyin.
Great Kalig, the big brain.
Bay Kalig hiçbir işi şansa bırakmaz.
Mr. Kalig don't leave nothing to chance.
Kalig için bana kazık atmanıza izin vereceğimi mi sandınız?
You think I was gonna let you ditch me for Kalig?
Kalig söyleyin gidip...
You tell Kalig to go take a jump...
Bay Kalig'in her şeyi düşüneceğini ben size demiştim.
I told you Kalig thinks of everything.
Adamlar bana Kalig'in buraya geldiğini söylediler.
The men tell me Kalig has come here.
Sen ne dersen de, ben Kalig'e güvenmiyorum.
Despite what you say, I... I distrust Kalig.
Kalig doğruyu söylüyormuş.
Kalig was right.
Yine kardeşin Kalig değil mi?
It's not your brother Kalig again, is it?
Kalig yanılıyor olmalı.
Kalig could be wrong.
Kalig?
Kalig?
Seni 10 yıla mahkum etmiştim.
Kalig? I sentenced you to 10 years.
Kalig'di.
Kali... Kalig.
Parayı kardeşin Kalig vermiş.
It was your brother Kalig.
Kalig'in gitmesine izin ver.
Let Kalig go.
- Evet, ben ve Kalig.
- Yeah. Me and Kalig.
Bay Kalig'i duydun.
You heard Mr. Kalig.
Siz bir dahisiniz Bay Kalig.
You're a genius, Mr. Kalig.
Şeyh Mustafa Kalig.
Sheik Mustafa Kalig.