Kalktım traduction Anglais
2,480 traduction parallèle
Evet, erken kalktım, uyandırmayayım dedim. Kahve almaya çıkmıştım dönüşte de Leonard'a rastladım.
Yeah, I got up early and didn't want to wake you, so I went out for coffee and ran into Leonard on the way back.
Dinleyin, daha yeni kalktım.
Hey, hey. Listen, I just... I just got up, guys.
Ben de gecenin bir yarısı süt içmek için kalktım ve dolaba gittim.
So I got up in the middle of the night to get a glass of milk, and I went to the fridge, and I took the milk carton out...
Hazır olayım diye, patenlerimin üzerinden çamaşırımı çıkartmaya kalktım.
To be prepared, I tried to take my underpants off over my roller skates.
Sonra Tanrı yolunu bulup ayağa kalktım. O bana, insanların zor zamanlarda inanmaya ihtiyacı olduğunu gösterdi.
But then God came and lifted me up, and... and he showed me that what people need in these troubled times is... is something to believe in.
- Çok geç kalktım gerçekten.
- I was up really late.
Hector Rivera denilen adamla iş yapmaya kalktım.
I got into business with this guy, Hector Rivera.
Geç kalktım, çünkü Bad Santa'yı seyrettin. Sansürsüz versiyonunu.
I was up late, because I was watching Bad Santa, the unrated version.
Çok hızlı kalktım.
I stood up too fast.
"Geçen ay, hava alanından kalktım."
"Last month I left the airline"
sen kaçtın. Sonra kalktım ve nereye gittim?
I get back up, and where do I go?
Boyumu çok aşan işlere kalktım.
I am in so over my head,
o yüzden, kalktım ve bir film izledim.
- No. I was at Sam's.
Kalktım.
I'm up. I'm up.
Bu yüzden, kalktım ve göbek attım.
So I got up and had a dance.
Açıkçası saat başı tuvalete kalktığında çiş yerine buhar yapmamana şaşıyorum.
Honestly, I'm surprised your hourly pee breaks aren't just steam.
Ben eminim kalktığımız andan sonra kıvranmaya başlarım. uh, aklımdan asla geçmezdi.
consistently horrible from the moment I get up to the moment I go to bed that, uh, it just never even enters my mind.
Aklına kız arkadaşıyla yatıp kalktığım fikrini sokmuş.
He got it in his head That I was sleeping with his girlfriend.
Büyü kalktığı anda bu kazığı kalbinin tam orta yerine saplayacağım.
The second the spell is lifted, I'm gonna drive this stake right through your heart.
Smith, tanıştıktan hemen sonra sen hukuk fakültesine gidince başka insanlarla düşüp kalktık ve arada bir vasat telefon seksi yaptığımızı hatırlıyor musun?
Smith, remember when we met and you went off to law school? We rolled around with other people and occasionally had mediocre phone sex?
Yoksa Visanthe Shiancoe bardak olarak mı kullanmaya kalktı?
Yeah, was visan the shiancoe trying to use it as a cup?
- Elele tutuşalım. - Niye ayağa kalktık?
- What are we doing?
Yataktan kalktığımdan beri üç kere özür dilerim dedim biliyor musun?
I mean, I say three "I'm sorrys" when I get out of bed in the morning, okay?
Zamanında kalktığından ve işlerin yolunda gittiğinden emin olmak için..... bende orada olacağım.
I'll be there to make sure that he wakes up on time and that things go down the right way.
- Bir daha bana isim takmaya kalktıklarında, bunu söyleyeceğim.
Next time I get nicked, that's what I'm going to tell them.
G-5 Dulles'tan kalktı mı?
G-5 out of Dulles?
Bu sabah kalktığımda tarih yazacağımı sanmıştım.
When I woke up this morning, I thought I was gonna be making history.
Yavrum kalktı mı?
Is my baby up?
Özür dilerim, yine midem kalktı.
Sorry, I'm feeling queasy again.
Bir şirketin mali dürüstlüğü ortadan kalktı mı bu iş bitmiş demektir.
Once a company's financial integrity is challenged, It's... Over.
Canavarım, uyuduğu yerden kalktı ve bir anda diklendi. Ve dansını yapmaya başladı, çok şaşırdım.
My monster, from his slab, began to rise, and suddenly, to my surprise, he did the mash.
Tamam tamam kalktık.
Okay, I'm up.
- Aletin kalktı mı Si?
- Did you get that boner, Si?
Korkarım ki o gemi çoktan kalktı, dostum.
I'm afraid that ship has sailed, my friend.
Ayrıca sırtım ağrıyor, her ayağa kalktığımda dizlerim çatırdıyor ve saçlarım.
Plus, my back hurts, and my knees crack every time... I stand up, and... My hair.
Bu şekilde kalktığımız için kusura bakmayın.
I'm so sorry that we have to take off like this.
Sanırım, senin daha önce hiç bu kadar erken kalktığını görmemiştim.
Wow, I don't think I've ever seen you up this early.
Öldürdüm, çünkü ne yaptığımı gördü ve beni durdurmaya kalktı.
I killed him because he saw what I was doing, and he tried to stop me.
Bir keresinde Roma'da bir özenti cüzdanımı almaya kalktı.
A would-be artisan went for my wallet once in Rome.
Sanırım benimki kalktı.
I think I'm hard.
Seninki şimdi kalktı mı?
Now will you get hard?
O gemi çoktan kalktı.
Because he's young. If I turn down a roll in the hay, he's gonna think I'm an old woman.
Ne yani, sabah kalktın ve bir laboratuar yağmalayayım mı dedin?
So what, you just woke up and thought you'd trash some college lab?
Hedef tahrası resmen sırtımdan kalktı mı?
Is the target officially off my back?
Lumen Minneapolis'teki evinde şu an. Hayatımın bir kısmı daha ortadan kalktı.
Lumen is home in Minneapolis, another part of my life packed away.
birden kalktığım için oldu.
- Sorry! I got up too quick.
Bir süre yerden kalkmadım ve kalktığımda da gitmişlerdi.
I didn't get up for a while, and then when I did, they were gone.
Bu bir Mandalorian meselesi ve çocuklarımızı kimin zehirlemeye kalktığını öğrenmeliyiz.
This is a mandalorian matter, And we must find out who dares poison our children.
Şey, bugün kalktığımda burada olduğum için çok mutlu olduğumu anladım.
Well, I just woke up today, and I felt really happy to be here.
Sonra ayrılmaya kalktığınızda "dur bakalım, tüm bu yaramazlıklarını biliyoruz" diyorlar.
Then when you're leaving, they say, " Whoa, we know all this nasty stuff.
Bu erken kalktığım üst üste üçüncü gün.
It's the third day in a row I've gotten up this early.