Kanlı traduction Anglais
5,875 traduction parallèle
Belediye Başkanının kanlı pastasının laboratuvar sonuçları geldi.
The lab work came back on the mayor's bloody cake.
Kanlı parasını alıp Paris'e gidebilir.
Jamal Al-Fayeed, he can, uh, take his blood money... go to... go to Paris.
Çok, çok hızlı ve çok kanlıydı.
It was very, very quick and very bloody.
Herneyse, bu kanlı savaşı kazanacak olan benim.
Anyway, I'm the guy who's gonna win this bloody war.
Üstü kanlı spor ayakkabılarını.
His white sneakers with red on them.
- Evet. Oradan kanlı bir şekilde beni izliyordu.
She was just standing there, all bloody.
Roman kanlı.
With gypsy blood.
Moğollar sıcak kanlılarla çiftleştirilmiş.
Mongolian crossed with warmer blood.
Muhteşem, kanlı bir başyapıt.
An exquisite, bloody masterpiece.
Birisi bu kanlı odadan dışarı çıktı.
Somebody else walked out of that bloody room.
Kanlı bir cesedin yanında elinde bıçakla dursa yine de onu savunursun.
You would defend her if she were standing over a bloody corpse with a knife.
O soğuk kanlılıkla öldürdüler.
He killed them in cold blood.
Benim kanlı sefalet beni koy.
Put me out of my bloody misery.
Ayrıca kanlıydı.
And, it was bloody red.
Charming'in kanlı, karmaşık bir geçmişi olduğunu biliyorum.
I know Charming has a complicated, bloody history.
Bu yetenek fiziksel sınırlarını aşmak için sadece Savaş yaratıkları tarafından kullanılabilen "Kanlı Yıkım" mı?
The ability that only a few Warbeasts possess to overcome their own physical limits... Blood Destruction "?
Kanlı Yıkım? Kanlı Yıkım fiziksel sınırlamaları kaldırır bana tüm sinyal ve hareketleri kavrama yetisi verir. Bu şekilde düşerse..
Blood Destruction? allowing me to grasp all signals and movements. and stop on tails.
İnan bana. En son isteyeceğim şey, Juice'un kulübün kanlı işlerini yapmasıdır.
Trust me, the last thing I want is Juice doing the club's bloody work.
Sonra, üstüm kanlı, eve döndüm.
Then I came home, then, with blood on your shirt.
Elleri bağlı yaşlı bir kadını, soğuk kanlılıkla, vuracak tipten biriyim.
Type that shoots old handicapped women.
Kanlı bir ölümüm olacağını hep biliyordum.
I always knew I would get a violent death.
Onları suç üstü yakaladığımızda yanlarında kayıp bebek ve Heather'ın cesediyle bulduğumuz kanlı battaniyenin bir eşi vardı.
Other than we caught them red-handed with the missing baby And a blanket that matches the bloody one we found near heather's body?
Sinüsleri kanlı mukusla dolu, cilt altında ve iç organlarda kanama var.
The sinuses are full of bloody mucus, the bleeding is into the dermis and the internal organs.
Evet, elim kanlı.
There is blood on my hands.
Saatler süren spekülasyon sonrası ülke tarihinin en kanlı terör saldırısında yanlışlıkla hüküm giyen adamın açıklaması ekranda.
After hours of speculation, we are now moments away from a live statement from the man formerly found guilty of one of the most heinous acts of terror this country has ever seen.
Bu kanlı para Thea!
You don't know what malcolm merlyn is capable of!
Harika. Onunla gördüğüm bütün o kanlı olaylar ve nişanlısının ne kadar seksi olduğu hakkında konuşmak için sabırsızlanıyorum.
Look forward to talking to him about all the blood splatters I saw and how hot his fiancée is.
Dosya açıkça gösterecek ki karşınızda duran bu tutuklu elleri kanlı, neredeyse insanca duygular gösterirken yakalanmıştır.
# The prisoner who now Stands before you # Was caught red-handed Showing feelings # Showing feelings of an almost human nature
Sıcak kanlı olduklarını söylemiştin Sam.
I thought you said they were friendly, Sam.
Yığınla anlatılmamış kanlı şeyler var.
Untold. Piles of the bloody things.
Kan... kanlı bölgelerde bulunmaktan hoşlanmadığımı biliyorsun...
- What? You... you know I don't like being around the bloody st...
Olay yeri videosundaki kanlı ayak izlerine de uyuyor.
It matches with the video of his footprints around the crime scene.
- Komiserim, bu önemli bir kanıt. Garajdaki kanlı ayak izlerine bir bakın.
Lieutenant, this is significant because if you look at all the bloody footprints on the garage floor...
Şu kaypak, sıska, soğuk kanlı, patlak gözlü...
That slippery, slimy, cold-blooded, bug-eyed...
Eğer bu insanları öldürmeyeceksek senin kanlı ekibine katılacağım.
I'll join your bloody caravan... If it means you won't kill these people.
- Kanlı.
Bloody.
Ancak öfkeleri kanlı biter.
Only their tantrums end in blood.
Soğuk kanlı bir katildi ve ya ben ölecektim ya da o ama...
He was a cold-blooded killer, and it was me or him, but...
Ama soğuk kanlı bir katil?
But a cold-blooded killer?
Biliyormusun, adam boğazımı keserken, çok soğuk kanlıydı, duygusuzdu.
You know, the way he did it... When he cut my throat, it was so cold, so callous.
Ben Fransa'yı sizin yönetmeniz gerektiğine inanıyorum. Roma'nın kanlı parasının değil.
But I believe France should be ruled by you, not by blood money from Rome.
Kanlı bir para bu.
It's blood money.
Şimdi kanlı olay mahallerini fotoğraflayıp onun görüşmelerini izliyorum.
Now I'm photographing bloody crime scenes, watching her conduct interviews. Did it ever occur to you
Kız arkadaşın nasıl tepki verdi, nispeten soğuk kanlı mı?
How was... How did she react? Was she relatively calm about it?
Nispeten soğuk kanlıdır...
She's relatively calm...
Daha önce canlı kanlı hiç "XXXS" beden görmemiştim.
Well, it's just that we've never seen A size triple-zero before in the flesh.
Kanlı şamdandaki parmak izlerini incelemişler.
Just got a text from the lab- - they ran the prints from the bloody candlestick.
Hey, burada kanlı bir havlu buldum.
Hey, I've got a bloody towel over here, as well.
Dutch altınları alıp giderken geride bu kanlı gömleği bırakmış.
Dutch took the gold for himself, left his blood-stained shirt behind.
- Ya da çarpıtılmış bir Kanlı Mary. Prensip aynı, sadece daha teknolojik.
Yeah, same principle, just with a new technological twist.
Canlı kanlı.
Flesh and bone.