English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Karas

Karas traduction Anglais

956 traduction parallèle
- O Güney'in yüz karası.
" He's a disgrace to the South.
- Yüz karası bir durum, değil mi?
- Ain't that a dirty shame?
- Üzgünüm ama -... boyu şu civarda kömür karası saçları, büyük kahverengi de gözleri var.
- I'm sorry, she's about... Oh, she's about so tall, Jet-black hair and large brown eyes.
Gözleri gökyüzü mavisi saçları abanoz karası.
His eyes are like the blue sky... his hair the colour of ebony.
Sen benim evim için bir yüz karasısın.
You're a disgrace to my house.
Medeniyetin yüz karasısın!
You're a traitor to civilization.
Ben deli ablayım, ailenin yüz karası.
I'm the mad sister, the family problem.
Ailesinin yüz karası olmuştu.
He disgraced his family.
Ama sen bayım, ordunun yüz karasısın.
But as for you, sir, you're a disgrace to the Union Army.
Biliyorum, ananın yüz karasısın!
And you're a disgrace to your mother!
Yüz karası çıktı.
The embarrassment she's caused is too much.
Bu kulübün utancı oldun. Tüm oyunların en büyük yüz karası! Tozlu St.Andrew'a adı kazılmış...
You've disgraced this club, besmirched the greatest of all games, dragged the name of St Andrew in the dust.
Bir numaralı halk düşmanı... veya daha doğrsu halkın yüz karası John Dillinger en azılı insan avcısı haline geldi.
As a result, John Dillinger, public enemy number one or rather public disgrace number one has become the center of the biggest manhunt of the decade.
Bir yüz karasıyım.
I'm a disgrace.
Bütün apartman için tam bir yüz karası.
A disgrace to the whole house.
Sen Noel geleneğinin yüz karasısın.
You're a disgrace to the tradition of Christmas.
Şimdi, Noel için ne istediklerine dair karasız olan... bir sürü çocukla karşılaşacaksın.
Many children will be undecided as to what they want for Christmas.
Tam bir yüz karası.
Black sheep like to make everybody else look black.
Tam bir yüz karasıyım.
I tell you, I'm just a black sheep.
Ben toplumun yüz karasıyım, bunu değiştirmenin imkanı yok.
I'm just a black sheep, and there's no getting around it.
- İtalyan Amerikalıların yüz karası.
- A disgrace to every decent Italian American.
Kayınpederinin yüz karasısın.
You have set the son - in - law business back 50 years.
O kadının yüz karası olmadığını düşünebilirsin ama onunla asla arkadaşIık etmeyeceksin.
You'll never befriend a woman of whom you think that she might not be beyond reproach.
Alçakların bile yüz karasıyım.
And not even a big shot rotten man.
24 yıl önceydi... Lucknow'da hukuk stajımı yapıyordum. Ailemin yüz karasıydım, çünkü sosyal kurallara karşı çıkıp bir dulla evlenmiştim.
24 years ago... I was practising law in Lucknow I was the black sheep of the family, because I opposed social norm... and I had married a widow.
kapıyı çalmadan giren bu yüz karası herif, panamadan bir geminin geldiğini söyledi.
This scum, who enters without knocking, brings news of a visitor from Panama.
Üstelik o poster bir yüz karası.
That revolting poster is a disgrace.
Bize davranış tarzınız yüz karası.
The way you treat us is a disgrace!
- Polislerin yüz karası seni.
- You frightened excuse for a cop.
Pontipee isminin yüz karasısınız!
You're a disgrace to the Pontipee name.
Sen Apaçi halkının yüz karasısın.
You shame the Apache nation.
Ailenin yüz karası rolünü ben oynuyorum.
I fulfill my role as black sheep.
Bu yüzden Musa, seni Firavun'a yollayacağım, kavmimi Mısır'dan çıkarasın diye.
Therefore, I will send thee, Moses, unto Pharaoh, that thou mayest bring my people out of Egypt.
Evet, kafamdan söküp çıkarasım var.
Yeah, I'd like to burn it out of my mind.
Arkadaşın Hunsecker'a gelince, ona bu mesleğin yüz karası olduğunu söyle.
Your friend, Hunsecker. You tell him for me he's a disgrace to his profession.
Yüz karasısın!
You're a disgrace!
Her aileden bir yüz karası çıkar.
Lots of families have black sheep.
Ordu disiplini için yüz karası birisin.
You're a disgrace to military discipline.
Bu bir yüz karası ama ne yapabilirim?
It's a disgrace, but what can I do?
- Roger, sen ailemizin yüz karasısın.
- Roger, you are disgraceful.
Kuzgun karası bir gökyüzüydü, üstelik havada hiç kuzgun olmamasına rağmen.
It was a raven-black sky, even though there were no ravens.
- Her zaman ailenin yüz karası olduğu içindir.
That's because he's always been the black sheep of the family.
Sen babanın yüz karasısın.
You a disgrace to your father's memory.
- Sıfatsız yüz karası!
- You poor idiot!
Hani bir anne ailenin yüz karası çocuğu için ne hissederse Bruno için öyle hissediyorum.
I feel for him what a mother feels for a child that is a bit... let's say : that is a bit the black sheep of the flock.
Bruno... bana ailenin yüz karasıymış gibi gelmiyor.
- He doesn't look like a black sheep to me.
Fransa'da olsa böyle bir adam ülkenin yüz karası olurdu.
In France such a man would be the shame of the nation.
Bu resim Galveston için bir yüz karasıdır.
That picture is a disgrace to Galveston.
Yüz karasıyım biliyorum.
I know I'm a disgrace.
Yüz karası!
Shameful!
# Heyhat, nâmım # # Katran karası kadar kara olabilir! #
Alas, my reputation is as black as may be - as black as pitch black tar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]