Kayboldum traduction Anglais
1,307 traduction parallèle
Karınım ve kayboldum.
I'm your wife and I'm a little lost.
Ben, birinin kollarında kayboldum Ona aşık olduğumda.
"I was lost in someone's arms when I fell in love with him"
Ormanda kayboldum.
I got lost in the woods.
Affedersiniz, banyo nerede acaba, kayboldum.
Yes? I'm sorry, I was looking for the bathroom, I got lost. This place is so big.
"Ben, çölde kayboldum"
"I am lost in a wilderness"
"Ben, çölde kayboldum"
"Here I am, restless"
Kayboldum ya.
I'm lost.
Kayboldum da.
I'm a little lost.
- Sanırım biraz kayboldum.
- l think I'm a little lost.
Çok fena kayboldum. Yarım saattir buralarda dönüp duruyorum.
I've been so lost. I've been driving around for a half hour here.
Kayboldum. Burası ambulans girişi.
This is the ambulance entrance.
Ben kayboldum.
I disappeared.
Kayboldum. Kayıp olarak kalmalıyım.
I lost, must stay lost
Diyorlar ki " Kayboldum, yardımınıza ihtiyacım var Beni dinlemeyin.
They said, " i'm lost. i need your help.
Üç kere çaldırırsa "Kayboldum ve yemek bulamıyorum" diyor.
Three is : "I'm lost and I can't find food."
Daha sonra bir çantayı takip ettim ama sanırım daha fazla kayboldum
And then I didn't know where I was. And then I chase a bag. And then I really didn't know where I was.
Bu çok utanç verici ama ben tamamen kayboldum.
This is so embarrassing, but I am completely and utterly lost.
Ama doğru ayakkabıları ararken yanlış bir sokağa girmiştim ve... Houston Caddesi'nin güneyinden sonra resmen kayboldum.
I took a wrong turn looking for the right shoes, and south of Houston Street I literally lost my direction.
Sanırım kayboldum.
I think I'm lost.
Kötü bir şey yapmadım. Sadece kayboldum.
I'm not doing anything. I'm lost.
ya da kayboldum.
or lost, perhaps.
Nereye gideceğimi bilmiyordum, kayboldum...
I didn't know where to go, I got lost- -
Tamamen kayboldum.
I'm lost forever.
Kayboldum.
I'm lost.
Kayboldum, Lola.
I'm lost, Lola.
O günden sonra ortalıktan kayboldum.
I kind of disappeared after that, didn't I?
Üzgünüm geciktim. 20 dakika metro bekledim ve kayboldum.
Sorry I'm late. I waited 20 minutes for the subway and got lost.
Kayboldum.
Get lost.
Bayan, lütfen... Kayboldum.
Madame, please- - lam lost.
Ben Dr. Roger Fleming, Sanırım kayboldum.
I'm Dr. Roger Fleming, and I seem to have lost my way.
Şey doğrusunu söylemek gerekirse, biraz kayboldum.
Well... I'm a little lost, truth be told.
Kayboldum ve onlar bana korkunç şeyler yaptılar!
I got lost, and they did terrible things to me!
Aşık oldum, kayboldum ve şimdi de hayatıma devam ediyorum.
I loved, I lost, and now I'm moving on.
Ortadan kayboldum ve Hançer Ağız söylentilerini bizzat yaydım. - Neden?
I disappeared and spread the Daggermouth rumour myself.
Adım John Crichton, Kayboldum...
My name is John Crichton... I'm lost...
Adım John Crichton, Kayboldum...
My name is John Crichton...
Kayboldum bir astronotum...
I am lost an astronaut...
Adım John Crichton, Kayboldum... bir astronotum...
My name is John Crichton, I'm lost...
Adım John Crichton, Kayboldum... bir astronotum...
My name is John Crichton, I'm lost..
* Kayboldum * bir astronotum...
* I am lost * an astronaut...
Yani kayboldum gittim, bilirsin işte?
I'm just lost, you know?
Kalabalıkta kayboldum.
TOTALLY LOST IN THE CROWD.
Ama kayboldum.
But I got lost.
- Kayboldum.
I got lost.
Seni bulamadım. Ben de kayboldum.
* I didn't find you... * now I'm lost
Nasıl oldu da yine kayboldum?
How did I end up at the water again?
Ben de aptal gibi kayboldum.
Joe did do that, but then obviously couldn't stand it, and actually vanished from everybody.
Ve sonra kayboldum.
I was lost from then on.
Kayboldum. Tanrım.
I'm so lost.
Ben de kayboldum.
* Now I'm lost
Çıkınca da gözden kayboldum.
When I got out, I disappeared, I didn't trust her.
kaybol 495
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18