Kaçacağım traduction Anglais
725 traduction parallèle
"Eğer lanet olası bir tesadüf nedeniyle izimi bulurlarsa, " bu tünelden kaçacağım. "Anahtarsız bu kapağı açabilecekler mi, görmek isterim doğrusu!"
"If by some damned coincidence they got on my track, I'll get away through this tunnel. - And I would like to see anybody open this trap door without a key!"
Kaçacağım.
Savatat kurjat
Buradan kaçacağım!
I'll get out of here!
Bu yüzden beni öldürseler bile kaçacağım!
Even if they kill me for it!
Bebek doğmadan buradan kaçacağım.
I'll be cashing out of here before the baby is born.
- Zilini çalıp kaçacağım.
- I'll ring his doorbell and run.
Sıradan bir suçlu gibi mi kaçacağımı sandın?
You think I'd escape like a common criminal?
- Kaçacağım!
- I'm getting away!
Beni yakalayamasınlar diye kaçacağım.
Run away so the bulls don't get me.
Seninle birlikte kaçacağım için mutluyum.
I'm glad I'm leaving with you.
İlk serenat yapan kişiyle kaçacağım.
I shall run off with the first strolling minstrel.
Teneke cenaze arabasında kaçacağıma burada kalıp dayanırım daha iyi.
I'd sooner stick it out here than run away in a tin hearse.
Kaçacağım!
I'm going to get away!
Tek başıma kaçacağım.
I'll go off by myself.
Doğrudan üzerime doğru yürüdükleri için beni görmesinler diye karşılarına çıkmadan nasıl kaçacağımı düşünüyordum.
All I thought of was how to get out of their way... so they wouldn't see me, as they were heading straight toward me.
Dış dünyaya kaçacağım, Tiko'yu bulacağım ve onunla öleceğim.
I'll run away to the outside world, and find Tiko and die with him.
Neden kaçacağım ki?
From what would I be running?
Panik içinde kaçacağımı filan sanıyordum.
I thought I'd be panic-stricken, want to run away or something.
Yabancı bir şehre kaçacağım.
I'm going to lose myself in some strange city.
İntikamımı alacağım, kaçacağım.
I'll get my revenge. I'll run away.
Bu çöplükten kaçacağım.
I'm gonna escape from this dump.
Ayaklarım düzelir düzelmez ondan daha hızlı kaçacağım.
As soon as I get my legs back, I'll pass him like he's standing still.
- Kaçacağım.
- Run away.
Kongreye gidiyordum ama kaçacağımı söylediler.
I was going to the convention, but they say that I'm trying to escape.
Peder Tanrı nasıl kaçacağımızı bilir mi?
God knows how can we flee, Father?
- Sanki paranı alıp kaçacağım.
- Now I'm running away with his money.
Bir şeye başlayacağım eğer olmazsa kaçacağım.
I'd start something, if it didn't work right away, I'd blow it.
- Ben uzaklara kaçacağım.
- I ran away from the round-up.
Kaçacağım.
I'm running away.
Artık buralarda duramam, Bu gece kaçacağım.
I can't take it anymore. I'm leaving tonight.
- Kaçacağımı mı sandınız?
- You thought I was going to skip out?
O askeri okuldan da kaçacağım yetiştirme yurdundan kaçtığım gibi.
I'll run away from that military school, just like I did from the children's home.
"Nenemden kaçacağım, ve dedemden de..."
"I ran away from Granny, And from Granddad, too..."
Nasılsa kaçacağım, eğer gitmeme izin vermezsen.
I'll run away anyway, if you don't let me go.
Kaçacağım, evet kaçacağım.
I'll run away, that's what I'll do.
- Ben Royce Rolls'la kaçacağım.
I'll run away with the Rolls.
Lastiklerim tamir edildiği an bu talaş kapanından kaçacağım.
I'll be out of this sawdust trap as soon as my wheels are fixed.
Bu yüzden de öğleden sonra Soriano'ya kaçacağım sanırım.
So I think I'll run up to Soriano for the afternoon.
Durmaksızın kaçacağım!
I'll run and never stop!
Gennosuke, "İsmin ve gururun canı cehenneme," "durmaksızın kaçacağım," dedi.
Gennosuke said, "To hell with name and pride. I'll run and never stop."
- Kaçmayacağız. - Ben kaçacağım!
_ We ain't going to run.
Onu evde bırakmak zorundaydım, yanıma alırsam kaçacağımı düşünüyorlar.
I had to leave her in the house. We're not permitted to go out together.
Adamın "Hüzünlü Bebek"'i çalmaktan bıkıp kaçacağını sandım.
I thought the guy was gonna break out with "Melancholy Baby."
- Sana söz veriyorum kacabilirsem kacacağım.
- I give you my word that I'll escape if I can.
Ama hep kaçacağız demek bu hayatımız boyunca biri peşimizde olacak, korku içinde saklanacağız.
But it would always be running away somebody after you all your life, hiding, afraid.
Başkalarının basıp kaçacağı zillere benzetme beni.
I'm not a bell to be rung by anybody.
Kaçacağız ve bu bizim tek şansımız.
We're escaping and this is our only chance.
Sana yardım edecek yanında kimse yok, öyle olunca hepimiz Allison buraya gelmeden senin kasabadan kaçacağını düşünmüştük.
We all figured that you'd leave town before you'd face up to Allison without your boys standing by to help you out.
2 Ocak'ta seni alacağım ve Rio'ya kaçacağız.
On January 2nd, I'll pick you up and we're gonna hop down to Rio.
Gözümüzden kaçacağını mı sandınız?
Do you think, we can possibly run out of it?
Belki geceye kadar bekleyip kaçacağını mı düşünüyorsun, señor?
You think maybe you wait till tonight and get away, señor?