Kaın traduction Anglais
1,305 traduction parallèle
Bayan Maitland, güneye giderlerse... ben gitmek sorundayım. Siz burada kalın. - Burada kaın, tamam mı?
Miss Maitland, If thing go sad, and I have to move, you stay right here.
Ve "hamster" a dokunduktan sonra ellerini yıka. Yoksa AIDS kaparsın.
And wash your hands after you touch those hamsters, you'll get AIDS.
Neden sabıka kaydı olmayan birisi adını değiştirsin merak ediyordum.
I was wondering why... a man with no criminal record would change his name.
Yüzünü yıka, saçını tara,..
Wash face. comb hair.
Kuyruğunun altını yıka.
Get under the tail.
Kulaklarını tıka.
Earmuffs.
Ka-a-a-a-a-ç!
Ru-u-u-u-n!
Restoranın için tıka basa dolu.
The restaurant's jam-packed.
Tuvalete git ve elini ağzını yıka.
Go to the bathroom. Wash out your mouth.
İşte senin payın.
Your operate ka.
Daha otuz yaşında ve üç ayrı suçtan mahkumiyet de dahil kabarık bir sabıka kaydı olmasına karşın,
I Iike that. At the age of only 30, and with a lengthy criminal record, including three felony convictions,
tabakları nereye koyayım aldığın yere koy ama burada onlar yıkanan tabaklar ben yıkadım o halde, tekrar yıka!
- They're washed utensils I washed them
Tren raylarının yanındaki pirinç tarlasında.
Lightning, ka-rang!
Efendim, buzdolabınız tıka basa şekerleme dolu.
Your fridge is so full of goodies.
bir anda oluverdi. newcastle bizden birilerinin haberi sızdırdığını söyledi.
Knob Ka Su says that you are our one side
- bunların hepsini sen mi planladın... yoksa newcastle'ın başının altından mı çıktı?
You are still that knob Ka Su fixs up
Kulaklarını tıka, sert, daha da sertçe.
Hard, harder.
Kulaklarını tıka.
Close your ears.
Tamam, Ka-yip. Okuldan önce buraya ünlü Maymun kungfu'su, ustası'nı bulmak için geldik.
Okay, Ka-yip, we're here is to find out... the famous kungfu master who plays Monkeyish Fist.
Gel buraya da, yıka ayaklarını.
Come here to wash your feet.
Önce başını yıka. Sonra da vücudunu ve kıyafetlerini.
Wash your head first, then your clothes and body.
Birinci sınıftayken arada kaılırdık.
We hung out a few times when we were freshmen.
Ama Cole'un sabıka kaydını araştırmışlar.
There's no billing to the ex, Michael Giotti but they did run Cole's criminal history
Kiracının sabıka kaydını araştırmak suç değildir.
Checking a tenant's history is not exactly a crime
Bu yüzden bol bol "lagaluga" "ka-ka", "tu-tu" duymaya hazırlanın.
So get ready to hear a lot of boo-hockey.. gosh darn it and brother pucker.
Karşı koyulması yalnızca Unas kanının dökülmesine yol açacak.
Defiance will only lead to Unas bloodshed. Ka tok.
Başım ka-la-balık. "Balık" yazarak kendi kendini yakmışsın, dostum.
I am "occupied." You played "pie" at your own peril, my friend.
Unutma, kulaklarının arkasını yıka.
Remember, wash behind your ears.
Sen beyazların pisliğini temizle, atlarına bakıp onları besle ve yıka.
You clean up their shit, you take care of their horses, you wash'em, you feed'em.
- Kızların evlerine gire çıka kızlara aşık oldun değil mi?
- Are you in love with the girls? - No, master, I swear.
Avdan bir kaç gün önce tıka basa yiyip karnını iyice doyurur, sonra yemeyi tamamen keser.
A couple of days before the season she eats her stomach full - then she stops eating altogether.
Sabıka kaydın yok.
You have no criminal record.
- Kaçta kapattınız, Ka...
- What time did you close up at Ka...
Var, her şeyi var... daha önce KA FA 1500 kullandın mı?
Yes, everything's fine. Did you ever fly a KA-FA 1500?
Saçını yıka. Ben düzeltirim.
... wash your hair quickly.
Kulaklarını tıka ve görmemelisin.
Cover your ears And... You shouldn't see
Bu durum hiçbir saik olmadığını mı gösteriyor? Ebeveynleri Güneyden gelmiş, tek kişinin geliriyle yaşayan altı insan, çocuk işsiz ve sabıka kaydı var.
His parents are from the South, six people with one income, he's unemployed and has a record.
Sabıka kaydınız var.
You have a criminal record.
Siz gece PKK " lı zannedip kaçakçı katırlarını vuruyormuşsunuz yok sen mıntıka temizliğinde mayına basmışsın da.
They say you shot at some mules, thinking it was the PKK, and you stood on the mine while clearing the field. Those fags are telling all sorts of tales.
Kim bilir, büyük beyazın karnını tıka basa doyurduktan sonra belki iki ay bir şey yemeyeceğini biliyor olabilir.
Maybe he knows that after a supervised meal, the great white probably won't eat for another loo months.
- Peki, sabıka kaydın?
- Criminal record? - No. No, no, no.
Sakıncası yoksa, bir sabıka kontrolü yapar mısın?
Could I trouble you to do a quick background check?
Merhaba. Çalışanların sabıka kayıtlarını çıkardım.
Ran the criminal records for the employees.
Büyük Amerikan Romanı'nı yazdın mı? Mızıka çalmayı öğrendin mi?
You write the great American novel?
- Sabıka kaydı var diye bir zenciyi işe aldın.
You hired a black guy because he had a juvenile record.
Kulaklarını tıka May. Torunumun takımının nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum.
Just cover your ears, May, I just want to know how my grandson's doing on the team.
Evet, çünkü senin anlayışın yıka ve çık.
Yeah,'cause your look is so wash-and-go.
Çoraplarını topla, bulâşıkları yıka, J.D.'ye sabah seks yaptıktan sonra booyah demeyi bırak.
"Pick up your socks, wash your dishes, stop whispering booyah to J.D. in the morning after we have sex."
- Yarın yıka.
- Do it tomorrow.
küçük kardeşime ilk bakıcılık yaptığım zamanı hatırlıyorum ve o her tarafını b.. ka batırmıştı, tamam mı?
I remember the first time I baby sat for my little brother and he power-dooked all over himself, right?
İkincisi, polis komisyoneri benim tarafımda Royce'un kendi adamı, bana departmanının ne kadar b.ka battığını ve Royce'un beyin takımını anlatıyor.
Two, I got the Police Commissioner... Royce's own man, telling me all kinds of stuff about his fucked-up department... and about Royce's inner circle.