Knick traduction Anglais
247 traduction parallèle
Bibloları boşver.
Never mind the knick-knacks.
Bu gizli bir bilgidir, ama böyle bir kolye için sol arka ayağını vermeyecek tek bir köpek bile yoktur.
Confidential, there's not one dog here who would not give left hind leg for such a knick-knack.
Sana küçük bir hediyem var.
I've got a little knick-knack for you.
Böyle ufak tefek şeyler biriktirdiğini hiç bilmezdim.
I didn't know you collected all those little knick-knacks left behind.
Hayır, sadece bana öyle geldi ki, eğer bir çok fotoğraf çekiyorsa, kamerası varsa, belki de onları başka birine göstermek için çekiyordu.
He played knick-knack on my shoe With a...
Kürk mantomu ve süs eşyalarımı sattım. Ve kendime bir şey satın almaya, gerçekten yasal bir şey sahibi olmaya karar verdim.
I cashed in my fur coat and all the other little knick-knacks and decided to buy myself a piece of something really legitimate...
Senin yaptığın tarafta da topraktan yaptığın zımbırtılar var değil mi?
And on the side you make artistic knick-knacks out of clay?
Az bir paramız kaldı onu da buradaki çerezlerle israf etmeyelim.
With the little money we have left, let's not waste it on knick-knacks here.
Ve sahadaki Knick'in başı ciddi anlamda belada.
And the Knicks in big trouble as they move to the front court.
Buddy, bu geceki Knick maçı için biletim var.
Buddy, I got tickets for the Knick game tonight.
TV'de Knick'leri izlemek istiyorum.
I wanna watch the Knicks on TV.
Alberts'tan gelen o berbat şeylere teşekkür için...
Regarding those horrid little knick-knacks from the Alberts...
Çarşamba günkü Knicks maçına biletimiz var sanıyordum.
I thought we had tickets to the Knick game Wednesday.
Elimde Knick biletleri var.
I got Knick tickets.
- Knick maçı.
- Knick game.
Ne? Çarşamba günkü Knicks maçına biletimiz var sanıyordum.
I thought we had tickets to the Knick game Wednesday.
Elimde Knick biletleri var.
I tell you what. I got Knick tickets.
- Eski yapılar, kiliseler, duvarlar. Tarihi şeyler, antikalar., masalar, saatler, biblolar.
- Old buildings, churches, walls, ancient things, antique things, tables, clocks, knick-knacks.
Buddy, bu geceki Knick maçı için biletim var.
Aagh! Got tickets for the Knick game.
- Knicks maçına gidiyoruz!
- We are going to the Knick game!
Knick maçını izleyecek misin bu akşam?
Are you gonna watch the Knick game tonight?
Ve sonra Knicks maçı. Saha kenarından. - Nasıl buldun?
And then Knick tickets.
The Knick için sezonluk biletler.
Season tickets to the Knicks.
- Knick biletleri?
- Knicks tickets?
Knicks maçında.
At the Knick game.
Knicks maçında ne oldu biliyor musun?
You know what happened at the Knick game?
Knicks maçında ne olduğunu mu öğrenmek istiyorsunuz?
You people want to know what happened at the Knick game?
Tüm Knick maçlarını izleyebilceksin.
You'll get all the Knick games.
"Derek dostum içimde bir his var, ve diyor ki..." "... şu Knick'in yeni atıcısı hakkında bir şeyler biliyorsun. "
Derek, I got the feeling you came here and obviously moved... into this whole Knick persona.
" - Ne dersin sence bu yeni herif takımda dikiş tutturabilir mi?"
Did you get caught up, maybe, with a little bit of this Knick,
Bence birkaç süs eşyası odaya biraz neşe katar.
I find having a few knick-knacks around makes a room more cheerful.
- Knick taraftarı mısın? - Evet.
Knick fan?
Knick hayranı, senin babalık görüşünle ilgileniyor muyum?
Hey, Knick fan, am I interested in your views on fatherhood?
Sizin o eşsiz kahverengilerinizle ve Afrika biblolarınızla fazla meşgul olmayı kafama takmamıştım.
I never minded I was up to my eyeballs in your earth tones and African knick-knacks.
- Knick'ler yine kaybetti. O takımdaki oyuncuların her biri milyoner.
It's not like you've asked me to marry you.
Maç kaçta başladı?
And, uh, when did the Knick game begin?
Ukrayna'dan incik boncuk.
A knick-knack in transit from Ukraine.
"This old man, he played one he played knick-knack on my thumb."
This old man, he played one He played knick-knack on my thumb
Bu çok komikti. Ve ikimiz o kadar çok eğlendik ki. Ve Knick maçına saha kenarı biletlerim var.
And it was so funny, and we had so much fun just the two of us, and, oh, I've got courtside seats to the Knicks.
Saha kenarı biletler mi? Knick maçına mı?
Courtside seats?
Knicks'in oyununa gitmiyorum.
Not going to the Knick game.
Kramer için patronun Knick biletini aldın mı?
Hey, did you get your boss's Knick ticket for Kramer?
"Knicks'ten hoşlanan var mı?"
"Who likes the Knick?"
Ona gününü göster de bir daha bu hatayı yapmasın Chappy.
Pistol whip him, Chappy. Give him a little knick knack paddy whack.
Ufak tefek birkaç şey kırıImış. Ama önemli bir şey yok.
A couple of broken knick-knacks, but no biggies.
Robert'ın sehpasında biblolar var gibi bir şey söylemiş olabilirim.
I wouldn't say that. I'd say something like... "Robert has lovely little knick-knacks on his mantel."
Bu, biblolara ilgim olduğunu göstermez.
It doesn't mean I got a thing for knick-knacks.
"Cici bici öfkecik, kuçuya bir kemik ver."
"Knick-knack paddywhack, give a dog a bone"
Biliryor musunuz, aslında, ben de öyle düşünmüştüm.
With a knick-knack, paddy whack
Mini mini bir kuş donmuştu...
He played knick-knack on my shoe With a whack-whack
Biblolarını fark ettiğim gibi.
Like I noticed your knick-knacks.