Kokum traduction Anglais
87 traduction parallèle
Kokum hakkında çok titizdir.
He's so fussy about the way I smell.
- Kokum.
- My scent.
Kokum.
Scent.
Onları caydıran : Üniforma. Bir de nefes kokum.
It's the uniform that puts them off- - that and my bad breath.
- Öyleyse sorun ne? - Kokum mu?
So, what's wrong, then?
Her birinizi, kendi kokum gibi tanıyorum.
I know each one of you like I know my own smell.
Evet ama kokum ona diğer kadınlara geldiği gibi gelmiyor.
Yeah. Only, I don't smell to her like I do to all these other women.
Farkında olmadığım bir kokum mu var?
Is there an odour I'm not aware of?
Bak, Bence- - şey, Benim şişmanlığım ve gazım yüzünden... ve tabiî ki kötü ağız kokum onu benden uzaklaştırıyor.
Look, I think... well, it's my weight... my flatulence and my bad breath that keep him away from me.
- Bunun üzerinde kokum var.
- They'd smell me on this.
Benim kokum bu!
That's my smell.
Bu yepyeni kokum.
It's my brand-new scent.
- Çünkü üstünde hala benim kokum var.
That's my scent you're wearing.
Benim pis kokum, ondan hoşlanıyorum.
It's my stink. I like it.
Kokum onları çekiyor.
My scent attracts them.
Üstünde benim kokum var...
My cologne...
Kokum!
My smell!
Benim kokum yok.
I don't have an odour.
Kokum sizi rahatsız mı ediyor?
Is my smell bothering you?
Benim kendi kokum. - Evet.
That's, uh, that's pretty much how I smell.
Kendi kokum.
My own.
Şey, genetik yapım değişince kokum da değişti.
Well, changing my genetics changes my scent.
Kendi doğal kokum.
It's my natural scent.
Ve benim iğrenç, tıbbi, hastane kokan kokum ve ihtiyaçlarım...
And my disgusting, medicinal, hospital smells and my needs.
- Kokum.
- My stink.
O benim kokum.
Man, that is my sniff.
Koktuğumu söylemeye cüret edemiyorsun, kokum seni tiksindiriyor.
You don't dare tell me I stink, my odours disgust you.
O benim oda kokum.
That's my air freshener.
Basamaktaki pis kokum mu?
My stink off this front step?
Nefes kokum senin çekiyor mu?
Does my breath smell bated to you?
Bu benim doğal kokum Tuhaf olduğunu biliyorum
It's just like my natural... I know it's weird...
Kakule, demirhindi ve kokum karışımı.
It's a mixture of cardamom, tamarind and kokum.
Kemiği ezdikten sonra baharatlarla karıştırmış. Kakule, demirhindi ve kokum, köri yapımında kullanılır.
After he ground up the bone, Epps mixed it with spices which are used in making curries.
Bu kokunun ölüm kokum olmasını tercih ederdim.
I would have preferred that as my death scent.
Tıraş kokum.
It's your cologne.
Belki de kokum yüzünden uyuyamıyorumdur.
It might be my stink that's keeping me awake.
Bendeki her sey, seni bana çekiyor. Sesim, yüzüm... Hatta kokum.
Everything about me invites you in, my voice, my face, even my smell.
Çünkü, bilgeliğine rağmen üzerimde kendi kokum yokken başka bir köpekle tanışmanın ne kadar utanç verici olduğunu anlamadı.
Because, for all his great wisdom, he never understood how embarrassing it is to meet another dog when one isn't wearing one's own smell.
Tabii son zamanlarda ben kullandığım için daha çok benim kokum sindi.
Except, the more I do it, the more it smells like me.
Benim kokum.
My funk.
- Ve benim de ağız kokum var.
- And I've got halitosis.
Bu benim doğal kokum.
It's just my natural musk.
Kokum senin için ne ifade ediyor?
What's my smell to you?
Favori kokum olduğu söylenemez.
Well, it's not my favorite.
Kokum her yere yayıldı.
My scent is in the area.
# Tatlı kokum çıkıyor ortaya #
♪ My sweet fragrance comes into view! ♪
# Her yerde benim kokum süzülüyor #
Adorned by fragrance all around...
Benim özel bir kokum var.
I have some special smell.
- Kokum sizi rahatsız mı eyledi?
- Hath my scent offended thee?
Kendi ten kokum.
Just me.
O sene korkunç bir ter kokum vardı ve annem deodorant sürmeme izin vermiyordu. Bunun hakkında bir şiir yazmıştım.
I wrote a poem about it.