Komşu traduction Anglais
2,973 traduction parallèle
Evet ama komşu köpeklere söyleme sakın.
Yeah, but don't tell the other dogs in the neighborhood.
Biz komşu ve içme dostuyduk.
We were neighbors and drinking buddies.
- Doğru komşu.
That's right, dearest neighbor.
Asırlar önce, atalarınız komşu topraklardan buraya geldi,... üstelik, her şeyin ötesinde, sizler Polonyalısınız.
Centuries ago, your forefathers came here from the neighboring lands, also, and in the first place, from Poland.
Komşu kız, nasıl gidiyor?
Neighbor girl, what's up?
Biliyor musun? En havalı komşu olmaya ihtiyacımız yok.
And you know what, we do not need to be the coolest family in the neighborhood.
- Ufak bir komşu alarmı.
A minor neighborhood emergency.
Selam, komşu.
Hey, neighbor.
Komşu sayılırız.
Well... ( Sighs ) - We are practically neighbors.
Ben Vincent Rossabi. Komşu teşkilattan.
This is Vincent Rossabi, your friendly neighborhood "G" man.
Komşu demek.
- We're neighbours.
En yakın komşu yarım depo benzin uzaklıkta. Buradaki benzin fiyatlarından dolayı adamı pek görme olasılığımız yok.
The nearest neighbor is, like, half a tank of gas away, and with the fuel prices here, we don't see much of him.
Gönüllüler komşu ilçeye kadar yayıldı.
The volunteers have spread out to the next county.
Komşu çocuğu bir hata yaptığında çocuklara bir ders verilmesi gerektiğinde yan evdeki gençler bir grup kurduklarında.
When a neighborhood kid makes a reckless mistake... when children need to be taught a lesson... when the teenagers next door start a band.
Bir komşu.
It's a... a neighbor.
Komşu seçimleri sayesinde puflalar hayatta kalmayı başarıyor.
The elders survive, thanks to their choice of neighbours.
Sadece o değil. Birkaç akşam önce caddenin karşısındaki bir komşu gecenin bir yarısında buradan garip sesler geldiğini duymuş. O da pencereden bakmış ve bir kamyonetin yanaştığını görmüş.
Not only that, but a couple of nights ago, guy from across the street says he hears some noises in the middle of the night, so he goes to the window, and sees a semi pulling up.
Ve ikisi de boş ya da yıkılmış evlerin arasında seçilmişti. Sesten rahatsız olacak komşu sıkıntısını minimize etmek için.
And both are situated in between empty lots or unoccupied houses, minimizing the nosy neighbor factor.
Reynaud Jones KOMŞU
Reynaud Jones NEIGHBOUR
Milford Hite KOMŞU
Milford Hite NEIGHBOUR
Karaağaç komşu köy.
Karaagac is the neighboring village. Behind the cemetery.
Norman McLaren, şaşırtıcı stop-motion canlandırmasıyla Oscar kazanır. İki komşu, bahçedeki bir çiçek için kavga etmektedir.
Norman McLaren won an Oscar for this astonishing stop frame animation, in which two neighbors fight over a single flower in their garden.
Komşu silah seslerini duyunca aramış.
BRASS : So, neighbor called in shots fired.
Komşu ülke Tayvan'da da sinemacılar yavaş ve fotografik gerçeklerle büyülenmiştir, fantezi ile değil.
And in neighboring Taiwan, moviemakers seemed haunted by slow, photographic truths, and real, not fantasy worlds, too.
Hiçbir şeyden de haberi yok... Varın gidin yolunuza komşu! " demiş.
She is going to be a teacher and doesn't have a clue about any of this.
Afiyet şeker olsun, komşu.
I hope you enjoy it, my neighbor. "
Uzaylı bir komşu olduğun için bu seferlik bir şey yapmayacağım.
Be thankful you're a neglected neighbor.
Cemiyet lideri Kim Joo Won'dan ilk ve son defa mektup alacak uzaylı fakir bir komşu sadece sensin.
You are... the only poor neglected neighbor to receive a letter written by prominent social figure Kim Joo Won. His first and last letter.
Ama bizim yıldızımızdan en yakın komşu yıldıza gitmek şu anki teknolojiyle 76.000 yıl sürüyor.
But to travel from our star to the next-door neighbour star would take 76,000 years using current technology.
[Erkek dış ses] Rodos Ada'sına komşu Herki ve Nisiros adalarını aldık.
We have taken the islands of Helki and Nisiros, which are neighbours of Rhodes.
Bulunduğu konum itibariyle komşu eyaletlere yardım edebilecek pozisyonda.
It's quite unique. It's in a position where it can help its neighborhood needier states.
Komşu musunuz?
Neighbors? Very good.
Sadece nakit olsun komşu.
And that'll be cash only, neighbor.
Merhaba komşu.
Hello there, neighbor.
İnsanlar hala komşu ülkeler yaptı sanıyor
People still think made by neighboring countries.
Ben komşu kızıyım.
I'm the girl next door.
Maskeyi ver dedim yoksa komşu kızını öldürürüm.
Give me the mask or I kill your next door neighbour.
Ben komşu kızıyım.
I am the Girl Next Door.
Komşu kızı mı?
The Girl Next Door?
Komşu kızının bile açgözlülüğe bağışıklığı yok.
Not even the girl next door is immune to greed.
Hayır, o da işinize yaramaz, hiçbir şey bilmiyor. O yalnızca komşu kızı.
No, you don't want her either, she doesn't know anything, she's just the girl next door.
Komşu kızı kefaletini ödedi.
The girl next door, posted your bail.
Bunun için komşu kızına teşekkür edebilirsin.
You can thank your girl next door for that.
Sen sadece komşu kızısın.
You're just the girl next door.
Sonra yukarıdan birileri, komşu falan herhalde ispiyonlamış, köpekleri getirip zulayı bulmuşlar. Torunum ise kendisine ait olmadığını söylemiş.
And then someone upstairs, a neighbor or whatever, drops a dime and they bring the K9s, they find the stash and my grandson says it's not his.
Burada ne işin var komşu?
What brings you here, neighbor?
Rusya Çarı onların hazinelerini korumayı kabul etti bu onların iyi komşu olduklarını gösteriyor.
The Czar of Russia agreed to keep their treasure showing that they are good neighbors.
Yarın seni komşu kasabaya sütlerimizi alan yere götürürüm.
Tomorrow I'll bring you to the next town where our milk is taken to.
Hangi komşu?
- What neighbor?
Komşu olduk.
We just moved into.
Ve hemen bir büfeye komşu.
Yeah. What?