Kulak misafiri oldum traduction Anglais
540 traduction parallèle
Size sıkıntılarını anlatırken kulak misafiri oldum.
I overheard him telling his troubles to you.
Affedersiniz, ister istemez kulak misafiri oldum.
Oh, excuse me. I couldn't help but hear.
Kuyumcu Mercier ile telefon konuşmasına kulak misafiri oldum.
I overheard a telephone conversation with Mercier, the jeweler.
Kusura b akmayın, söylediklerinize kulak misafiri oldum.
Pardon me. I couldn't help overhearing your conversation.
Meksika'da bir sohbete kulak misafiri oldum.
I overheard a little conversation down in Mexico.
Ama istemeden kulak misafiri oldum.
But I couldn't help but overhear you talking.
Sana bu sabah evlenme teklifi ettiğine kulak misafiri oldum.
That I overheard him proposing to you this morning?
Affedersiniz, istemeden kulak misafiri oldum, Bayan...
Pardon me, I couldnt help but overhear, Miss...
Ateşin varken kulak misafiri oldum da.
I couldn't help hearing while you was fevered.
George bana söylemez, ama konuşmalarına kulak misafiri oldum.
George won't tell me, but I've heard talk.
Kütüphaneciyle konuşmanıza istemeden kulak misafiri oldum.
I couldn't help overhearing your conversation with the librarian.
Özür dilerim, fakat konuşmanıza kulak misafiri oldum.
I'm sorry, but I seem to be overhearing your conversation.
İstemeden kulak misafiri oldum.
EXCUSE ME. I COULDN'T HELP BUT OVERHEAR.
- Konuşmalarınıza kulak misafiri oldum.
- I overheard everything
Affedersiniz hanımefendi, elimde olmadan konuşmanıza kulak misafiri oldum da...
Excuse me, I couldn't help overhearing your conversation just now.
- Kulak misafiri oldum da.
- I'm an eavesdropper.
- Kulak misafiri oldum, efendim. Albay'ın bilmesini isterim ki, bu gece olanlar müdahale etmeme fırsat vermeyecek kadar ani gelişti.
I want the colonel to know that what happened tonight, the way it happened, was so quick that I hardly had time to marshal my forces.
Afedersiniz..... fakat kulak misafiri oldum.
Sorry, but I happened to overhear.
İstemeden kulak misafiri oldum, hayatım.
I didn't mean to eavesdrop, darling.
Az önce bahçıvanın oğlu hakkında söylediklerinize, istemeyerek kulak misafiri oldum.
I couldn't help overhearing your remark about the gardener's son. Jimmy's father had such a green thumb.
Böldüğüm için özür dilerim baylar, Konuşmanıza kulak misafiri oldum da.
Sorry to interrupt you, gentlemen, but I overheard you conversing.
Kulak misafiri oldum da...
I overheard you...
- Kulak misafiri oldum.
Mrs. Levi! I just couldn't help hearing.
- Kulak misafiri oldum.
- I overheard.
Yok ama kulak misafiri oldum, teknenizi ödünç vermişiniz, sonra ne oldu?
I heard : He took the boat. What did you do with it?
Onlara hizmet ederken kulak misafiri oldum.
I overheard them saying
İkincisi ise : Gece geç vakit bir konuşmaya kulak misafiri oldum Anne da oradaydı ama kendisi orada olmadığını iddia ediyor.
The second thing is... I've heard about a conversation here late at night. luckily it's thought Anne was there.
İki herife kulak misafiri oldum.
I just heard some cat tell another cat.
İstemeyerek de olsa, yemek davetinizin geri çevrildiğine kulak misafiri oldum.
Well, I, uh- - I couldn't help overhearing that she turned you down for lunch.
- Şey, ah, bilirsin işte, mahkeme salonunda ona kulak misafiri oldum... - O şimdi bazı değişiklikler yapmak istiyor.
Well, uh, you know, uh, in the courtroom I overheard her say... that she was breaking patterns now.
- Kimse. Kulak misafiri oldum?
No one told me anything.
Bana kızmayın ama, kızlar, ben dün söylediklerinize kulak misafiri oldum.
Don't be mad at me, girls, I... I overheard everything you said yesterday.
Dün gece Tin Heung lokantasındaydım... ve planlarına kulak misafiri oldum.
I was at Tin Heung restaurant last night... and overheard their plans.
Bay Yuen, Handa iki kişi konuşurken kulak misafiri oldum.
Mr Yuen, I overheard two people talking at the inn.
- Ne? - Maria Delgado tuvaletteydi bir kızla konuşuyordu, kendi maaşını ortaya çıkarışına, seninkiyle benimkini hesaplayışına kulak misafiri oldum.
- Maria Delgado was in the restroom speaking to some girl, when I overheard her reveal her salary and make estimates of yours and mine.
İstemeden dediklerine kulak misafiri oldum. Yalan söylüyordun.
I couldn't help overhearing you.
O kadar önemli mi bilmiyorum, ama kulak misafiri oldum da bu zavallı adamın sarhoş omasının nedeni... kız arkadaşının onu terketmesidir.
Now, I don't know if this is important, but I overheard this poor fellow saying the reason he'd gotten drunk... that his girlfriend broke up with him.
Buralardan geçiyordum ve kulak misafiri oldum.
I was just passing by and I couldn't help overhearing.
Eee, şey, istemeden konuşmanıza kulak misafiri oldum.
Yeah, well, I couldn't help overhearing the conversation.
Ne demek "nasıl?", oradan geçiyordum ve kulak misafiri oldum.
Well... I was passing by and I heard them.
Üzgünüm ama az önce söylediğine istemeden kulak misafiri oldum.
I'm sorry, but I couldn't help overhearing what you just said.
Ertesi gün Anna ile Mikael'in konuşmalarına kulak misafiri oldum.
The following day, I overhear a conversation between Anna and Mikael.
Senin kendi kendine "Eğer ben gerçekten bir kraliçeysem..." deyişine kulak misafiri oldum.
I overheard you saying to yourself, "If I really am a queen..."
Kulüpte konuşurlarken bazılarına kulak misafiri oldum.
I was at the club, and I overheard some people talking about the property you sold him.
Tamam, barda kulak misafiri oldum.
Okay, I couldn't help overhearing you back at the bar.
Kafeteryadaki konuşmalarınıza kulak misafiri oldum.
I overheard you in the cafeteria.
- Kulak misafiri oldum.
- Eavesdropping.
Kulak misafiri oldum.
I overheard, you know.
Afedersiniz, ama kulak misafiri oldum.
Sorry, couldn't help but overhear.
Tuvalette babanla konuşmanıza kulak misafiri oldum.
I overheard you and your dad talking in the men's room.
İstemeden kulak misafiri oldum...
I couldn't help but overhearing about the...