Kusura bakmazsanız traduction Anglais
179 traduction parallèle
Kusura bakmazsanız, elçilikte çok önemli bir görüşmem var.
If you will pardon me, I have a most important engagement at the embassy.
Kusura bakmazsanız, oyunumuza devam edeceğiz.
Well, if you don't mind, I think we'll go on with our game.
Evet, beyler eğer kusura bakmazsanız.
Well, if you don't mind, gentlemen.
Kusura bakmazsanız, şaşırmaya devam edeceğim...
If you don't mind, I think I'll go on being amazed...
Kusura bakmazsanız bu gece oynamayalım.
Not tonight, if you don't mind.
Sanırım yatmaya gideceğim, kusura bakmazsanız.
I guess I'll go to bed, if you'll all excuse me.
Kusura bakmazsanız ortaklar, muhasebecim defterlere bakacak. Hile filan var mı diye.
If you don't mind, partners, my accountant will go over the books just to make sure you boys ain't cheating.
Kusura bakmazsanız bir ziyaretçim var.
I'm having a visitor, if you don't mind.
Şey, o zaman... Eğer kusura bakmazsanız yemekten önce biraz uzanacağım.
Well, then... if you don't mind, I'll lie down a while before dinner.
Kusura bakmazsanız, geri geldim ama geçici olarak.
If you don't mind, I've come back, but only temporarily.
Kusura bakmazsanız ben de yatıyorum.
If you don't mind, I'll say good night too.
Kusura bakmazsanız...
Excuse me, won't you?
Kusura bakmazsanız çıkıp bir göz atacağım.
If you don't mind, I'll just run out and see to them.
Eğer kusura bakmazsanız öyle yapacağım.
If you don't mind, I will.
Gidip birkaç dükkan ziyaret edeceğiz kusura bakmazsanız.
We'd like you to go and visit a couple of stores, if you don't mind that.
- Kusura bakmazsanız... kararımı verdim.
- If you don't mind, I've made up my mind.
Kusura bakmazsanız Belediye Reisinin evinde kalayım.
If you don't mind, I'll go to the Mayor's house.
Eğer kusura bakmazsanız ikinize de iyi günler diyorum.
And now, if you don't mind, I say good day to the both of you.
Özür dilerim, teyze, kusura bakmazsanız kendimi biraz bitkin hissediyorum.
I pray you, Aunt, excuse me. I feel a little... faint.
Kusura bakmazsanız, çiftliğin devir-teslim evraklarını görebilir miyiz?
No offence meant, could we see the paper that transferred the ranch?
- Kusura bakmazsanız efendim, kendi kod kitabımı yeğlerim.
If you don't mind, sir, I prefer to use my own personal code.
Kusura bakmazsanız, öncelikle failleri görmek isterim şerif.
Well, first off, sheriff, I'd like to see the subjects, if you don't mind.
Sir Harold. Kusura bakmazsanız odanızı tekrar kontrol edeceğim.
Sir Harold. lf you don't mind, I'd like to check your room again.
Kusura bakmazsanız kendi seçimimi kendim yaparım.
If you don't mind, I'll make my own choice.
General, kusura bakmazsanız dönmek istiyorum.
General, if you don't mind, I'd like to go back now.
- Kusura bakmazsanız...
- So if you'll excuse me.
- Kusura bakmazsanız işime döneceğim.
Well, if you'll forgive me, I'll go back to my work.
Ve bu taşın sembolik değeri büyük olduğundan, tüm Afrika halkının... peşime düşmesini pek istemiyorum, kusura bakmazsanız.
And since this stone is this big symbolic thing, I'm not all that anxious... to have an entire African nation after my ass, if you don't mind.
O kısımları biraz atlayacağım, kusura bakmazsanız.
I'll sort of skip over that part, if you don't mind.
Kusura bakmazsanız baş parmağınızın çok ses çıkardığını söylemek isterim.
If you don't mind my saying so, you see, you have a very loud thumb.
Kusura bakmazsanız, müfettiş, ben biraz yorgunum.
Now, if you don't mind, Inspector, I'm a little tired.
Kusura bakmazsanız.
If you don't mind.
Kusura bakmazsanız.
With all due respect.
Kusura bakmazsanız ben otobüs ile yola devam edeceğim.
If you fellows don't mind, I think I'll just go on by bus.
Kusura bakmazsanız, bir dostumu da getirdim.
If you don't mind, I've brought along a friend.
- Kusura bakmazsanız biraz mahremiyet gerekecek.
Good. - So if you just excuse us, we'd like to have a little privacy.
Kusura bakmazsanız bir şey soracağım hiç evlilik dışı çocuğunuz var mı?
Excuse the following question. Have you any illegitimate children?
Kusura bakmazsanız çalışmam gerekiyor.
If you don't mind, I do have to study.
Kusura bakmazsanız, Byron ile konuşacaklarım var.
I ´ d like to have a word with Byron, if you don ´ t mind.
Eğer kusura bakmazsanız şunları bir söküverebilir miyim?
You fellas don't mind if I unhook some of this stuff, do you?
Kusura bakmazsanız, bunu tercih etmem efendim.
Oh, I'd rather not if you don't mind, sir.
Ama ilk olarak, kusura bakmazsanız... size ailemi tanıtmak istiyorum?
But first, you don't mind if I introduce my family, do you?
Kusura bakmazsanız günaydın faslını es geçeceğim.
Yes, well, we'll dispense with the good mornings if you don't mind.
Kusura bakmazsanız ikinci bir görüş almak istiyorum.
Well, if you don't mind, I'd like a second opinion.
- Kusura bakmazsanız Bayan Padget, şeri'mi bitireyim.
Well, if it's all the same, Mrs. Padget, I'll just enjoy my sherry.
Pekala, eğer kusura bakmazsanız lavaboya gitmek zorundayım.
Well, if you two will excuse me, I have to go to the washroom.
Oğlumu satın alamazsın. Defol git. Kusura bakmazsanız birşey diyebilir miyim?
If you don't mind, shall I tell something?
Kusura bakmazsanız işime dönmem lazım.
Excuse me, I gotta get back to work.
Şimdi, kusura bakmazsan yapacak bazı işlerim var ve yalnız yapmayı tercih ederim.
Now, if you don't mind, I have some work to do and I prefer to be alone to do it.
Kusura bakmazsan,... çok güzel bir kız olduğunu söyleyeceğim.
And, uh, if you don't mind a compliment, you're a real pretty girl.
Kusura bakmazsan, burada kalacağız.
I hope you don't mind. I kinda helped myself to a few things.