Köpek traduction Anglais
27,502 traduction parallèle
Hayvanlar kör köpek dişleriyle sert etleri iyice çiğneyemezler.
Animals can't masticate tougher meats with dull canines.
Hayır, o yavru köpek bakışları Taylor'da işe yarar ama bana işlemez.
No, those puppy-dog eyes may have worked on Taylor, but they don't work on me.
- Staffie cinsi bir köpek değil o.
He's not a Staffie.
Keser misin artik köpek gibi davranmayi?
Would you just stop... being like a dog? ! Quinn, listen...
Etrafta dolanip Araplara köpek derdi.
He would go around, and he would call Arabs dogs.
Köpek uslu durmalı, Callie.
The dog has to stay down, Callie.
Kendi başınıza orada durmanız öğrettiklerimizi havlayan köpek gibi duymazlıktan gelebileceğiniz anlamına gelmez.
Just because you're out there on your own... doesn't mean our instructions can be ignored like a barking dog.
Lanet olsun, köpek mamasını unuttum.
Damn it! The dog food!
Belki köpek bizi Kaos Katili'ne götürür.
Maybe the dog will lead us right to the Chaos Killer.
Ve sen hala o havlamaların, köpek gözyaşlarının gerçekliğine mi inanıyorsun.
And you still believe that barking, shedding mutt was given away.
Köpek, amcası değil.
The dog, not the uncle.
Frau Bader beni tüm gün köpek kafesine kilitledi.
Frau Bader locked me in a dog crate all day. "
Finans durumu da şahidi köpek bakım evi gibi şüpheli görünüyor.
His financing sounds as shaky as his doggie day care alibi.
Bu köpek birkaç hafta önce oradaydı.
This dog was there a couple weeks ago.
Köpek hakkında konuşalım, Ravi.
Let's talk about the dog, Ravi.
Daha sonradan kurbanlardan birine ait olduğunu öğrendiğin bir köpek.
A dog you later learned belonged to one of the victims.
Bir köpek vardı, evet.
There was a dog, yeah.
Şimdi kusura bakmazsanız ofisime dönüp, Shiba Inu köpeğimin kıçına merhem sürmem gerekiyor. Çünkü adamın biri bana 1000 dolara uyuz bir köpek sattı.
Now if you don't mind, I need to get back to my office and rub ointment on my Shiba Inu's ass,'cause some breeder sold me $ 1000 dog with mange.
Bayat köpek pisliği gibi.
Day-old dog dump.
O park hep hayvan mezarlığı mıydı yoksa delilerin teki oraya bir köpek mi gömüyorlardı?
Has that park always been a pet cemetery or were just crazy people burying a dog there?
Eşek değil o, köpek.
NICK ( mouth full ) : It's a dog, not a donkey.
Köpek.
Um, it's a dog.
"İnternette köpek olduğunu kimse bilmez." yazar.
"On the internet no one knows if you're a dog".
O zaman Yüzbaşı Çiçanin değil, sen, köpek, Mahkeme önünde gelmiş ve geçmiş bütün cinayetleri tek başına işlediğine yemin edeceksin!
I'll have you dog... to swear in court that all the murders... and past and present, monocracy you have done!
Şu anda seni köpek cennetine yollamamak için kendimi zor tutuyorum.
It's taking me every ounce of willpower I have not to send you to doggie heaven right now.
Ben de bilim adamı, parti planlamacısı küçük köpek hayranı ve muhtemelen "bilim adamı" nda bırakması gereken kişiyim.
I'm a scientist, slash party planner, slash small-dog enthusiast, slash... guy who probably should have stopped at "scientist."
Hayır, kendi hayatını umursamıyorsun. Ama aptal bir köpek için bebek gibi ağladın.
Oh, no, you don't worry about your own life, but you cried over a stupid little dog.
Ben bir köpek miyim, ördek miyim, yoksa kedi miyim?
Am I a dog, a duck, or a cat?
Bak ikimize de köpek getirmişler.
Ooh, look. We each get a pet.
Gel bakalım, köpek.
Dog, come on.
Yani aradığınız köpek o değil.
So, not your dog.
Kıçını köpek gibi sallıyor, görmelisiniz.
You should see her ass doing doggy.
İyi köpek.
Good dog.
Kalk, köpek.
Jesus! Up dog!
Onu yukarıda kaybolmuş bir köpek gibi uçarken göremezsin.
You can't see him up there, flying around like a little, lost puppy.
Eminim köpek çiğnenecek bir oyuncak bulduğunu sanmıştır.
I'm sure the pooch thought he found one hell of a chew toy.
Evet ama katil Wesense neden Brian'ın gömüp kafasını kesip ardından kağıttan bir köpek bıraksın ki?
Yeah, but if the killer's a Wesen, then why bury Brian in the ground, cut off his head, and leave a paper dog behind?
Yani Brian'ı hayalet bir köpek mi öldürdü?
So, you're saying that Brian was killed by a ghost dog?
Biraz önce sana köpek dedi.
He just called you a dog.
Köpek sever misin?
You a dog person?
Sanırım bu köpek, seni benden daha çok sevdi.
I think the damn dog might actually like you more than me.
Bir kadını senin gibi hırpalayan biri... Muhtemelen kadınları birer köpek gibi sikiyorsundur değil mi?
Anyone who manhandles a woman the way you do... you probably fuck women like they're dogs, don't you?
Baktığımız her yerde köpek balıkları vardı.
Everywhere you looked, it's just sharks, sharks, sharks.
Köpek de keyifsiz.
Dog's upset.
Bu dans değil ama Conor, bu... Köpek gezdirmek.
That's not dancing, Conor, that's... that's walking a dog.
... köpek kulübesinde yatacaksın.
... are in the doghouse.
Peki, geceyi köpek kulübesinde geçirmek nasıldı?
Okay, so what does a night in the doghouse look like?
Köpek için hayvan kontrolünü çağırın.
Get animal control here for the dog. Let's go.
Davacı köpek için çok üzülmüş ama müzakere edebileceğimizi düşünüyorum.
The plaintiff is really upset about the dog, but I think we can negotiate.
Köpek bakıcısı mı?
Is that the dog-sitter?
Köpek niye arabada?
Why is the dog in the car?