English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Kılıcım

Kılıcım traduction Anglais

5,825 traduction parallèle
Kılıcım gümüş ışıldar.
Sabia mea fredoneaza de argint.
Bu kesecekle beraber geldi. Kesebileceğim gerçek bir kılıcım olmasını isterdim.
Well, it came with this cake cutter, and I just wanted to hold a weapon I can actually use.
Bu olmadan önce kılıcımı sallamam gerek desenize!
Before that happens... I should swing it.
Şimdi şu kılıçla bana saldıracak mısın yoksa kılıcım mı olacaksın?
Will you strike me with that sword now? Will you become my sword?
Bana kılıcımı çıkartma ağabey.
Don't make me pull out my sword
Korkularımı kabul edince kılıcımın kabzasını saplayıp onu yenebilecek duruma geldim.
It wasn't until I admitted them that I was able to defeat it by stabbing it with the hilt of my sword.
Kusura bakma ama bir yıl önceye kadar kim olduğunu bilmiyordum. Şimdi birden ortaya çıkıp tek söylediğin şey "Ne öğrendiniz?" mi oluyor?
I'm sorry, until a year ago, I had no idea who you were, and now you come out of the blue and the only thing you have to say is,
Asıl zor olan hiç tanımadığım bir kıza yaklaşıp iyi kötü ağzımdan çıkacak olan kelimelerle onunla konuşmak.
The real challenge is walking up to a girl that I've never met before and somehow talking to her with words from my mouth.
Hayatımı kurtardığın için teşekkür etmeliyim ama o kılıcı oraya koymamış olsaydın tehlikeye girmezdim.
I guess I should be thanking you for saving my life... But I wouldn't have been in jeopardy if you hadn't have planted that sword.
Bu iyiliğe karşılık olarak kafandaki kötü mizahı çıkartayım.
Allow me to return the favor by releasing the evil humours from your skull.
Bunlara bakıcılık yapman lazım yoksa etrafında dönüp dururlar.
You have to babysit or they'll rollerblade over you.
Bakın, Chicago veya New York'ta yargıçlar ne yapıyor bilmiyorum ama biz burada avukatlarımızın Perry Mason'cılık oynamasına izin vermiyoruz.
Now, I don't know how they run their courtrooms up in Chicago or New York, but down here, we don't allow our attorneys to play Perry Mason.
Uzun mahkumiyet ve usta dolandırıcılık hakkında konuşmak mı istiyorsun?
Do you want to talk about the long con and the master grift?
Artık onlarla başa çıkabilecek bir başkanımız olduğuna göre Sovyetler, önümüzdeki yirmi yıl boyunca sağdan, soldan, çaprazdan darbe almaya başlayacak.
The Soviets are gonna take it left, right, and sideways for the next 20 years now that we have a president who can handle them.
Görünüşe göre ışın kılıcını ben taşıyorum.
Apparently I'm carrying the lightsaber.
Üç ay önce biri çıkıp gecenin 11'inde akıl hastanesine gideceksin dese inanmazdım.
If somebody told me 3 months ago that I will be in the insane hospital at 11 : 00 PM I wouldn't have believed him.
Bu kılıcı da geri veriyorum.
This sword. I'm returning it.
Bugün elden geçirilen işleri biraz üzücü ve zavallılığın azıcık sıçrayışı olarak tanımlardım.
I'd describe the work flow today as dismal with a tiny, little splash of pathetic.
Sanırım bi eğlence özlemin var Kenna, kral seni reddettiğine göre çok güzelsin.. düşünüyorum da nasıl nahoş ve can sıkıcı olabildin bu mertebeye ulaşmak için..
I guess you're a bit starved for entertainment, Kenna, now that the King's rejected you. You're so beautiful, I marvel to think at how grating and tedious you must also be to achieve such a thing.
Sanırım arkadaşım Kristen Lucas eskiden sana... bakıcılık yapıyordu?
I think my friend Kristen Lucas used to... babysit you?
Bu belgeler Bankacılık Klanının özünde dolandırıcı olduklarını göstermemize yardım olacak.
They'll expose a corruption that goes to the very core of the Banking Clan.
Senatör Amidala Clovis'e dosyaları çalmasında yardım ederek, bankacılık klanının özünde dolandırıcı olduklarını ispatladı.
When Clovis reveals corruption at the core of the Banking Clan, Senator Amidala helps him steal vital files that may uncover the full extent of the plot.
Kılıcı mılıcı var kadının!
She's got, like, a sword and everything!
Sif'in kılıcını alacağım.
I will retrieve Sif's sword.
Bundan yarım saniye sonra kutuplardaki buz tabakaları yenilenmiş 19. yüzyıldaki hallerine dönmüş durumda. Sonraki 1,5 dakikalık kozmik zamanda hava tahminleri ılıman ve iç açıcı.
A half-second from now, the polar ice caps are restored to the way they were in the 19th century, and the forecast is mild and pleasant for the next cosmic minute and a half- -
Bi saniye, DL'de çalışan bir fahişeye bakıcılık için para mı ödemem gerekiyor?
Hold on, I'm supposed to pay some whore on the DL to baby-sit?
Ölmek için denizi mi tercih edersin / ~ yoksa kılıcı mı?
Death by sea or sword?
Italya'da iki elini de kullanabilen bir kılıç ustası olduğunu sanmazdım.
I wasn't anticipating another ambidextrous swordsman in Italy.
Taşıdığım bu kılıç şu kelimeleri taşıyor ; "İnsanlara özgürlük".
This sword I carry bears the words "Freedom for the people".
İki kılıcın yardımı olmayacak.
Two swords will not help that much.
- Kılıcınız kınından çıkmak mı istiyor?
Is your sword itching to get out?
Bu işin içinden Gong'un yöntemleriyle çıkacaksak... bir han dai... onurlu bir insan gibi, kılıçla... Sen yapar mısın?
If we can resolve this by the code of Gong... as han dal... men of honor... by the sword... would you?
SHIELD laboratuvarında ki sıkıcı adam değilim artık.
I'm not the boring lab-drone I was when I was at S.H.I.E.L.D.
Kılıç oyunu, mınçıka dövüşü.
Fencing, nunchucks.
Yani, borulardan çıkarttığım bazı şeylere inanamazsın. Oysa kıl?
I mean, you wouldn't believe some of the stuff that I pull out of these pipes, but hair?
Ketenimi sattım, tekerimi sattım... ~... aşkıma çelikten bir kılıç almak adına. ~
♪ I sold my flax, I sold my wheel ♪ ♪ To buy my love a sword of steel ♪
- Yerinizde olsam kılıç kuşanırdım.
It's me, Arias. - I would take arms, if I were you!
Sarah, Laura artık telefonlarıma cevap vermiyor. Ülkenin yarısında terör estiren o canavarları yaratan asıl canavarın kızımın ta kendisi olduğunu iddia eden o malum kitap çıktığından beri.
Sarah, Laura stopped taking my calls just about the time that that book came out claiming that my daughter is the monster who created the monsters who are scaring the shit out of half the country.
Tamam, ama önce bununla nasıl başa çıkılacağını göstermem lazım.
Okay, but not until I show you... how to handle this.
- Bakıcılık yaptığım için mi?
For playing nanny?
Bakıcılık yapıyorum.
I'm babysitting.
Zaten "sıkı" oyun dedim. "Sıkıcı" diyerek sanki akıllılık mı...
They're already called "board." You don't make it more clever by- -
Bence, yırtık bulduğumuz şarkı sözlerinde Tangerine'nin bir şekilde dolandırıcılığını ortaya çıkarttığı yazıyordu.
Well, I'm thinking that the torn lyric sheet that we found says that Tangerine, at some point, maybe lost her stomach for the grift.
Ne karşılığında? Bir kaç iyileştirme ile kıçını kurtardım o da bana Vogel'i bulmama yardımcı olması için bir kaç isim verdi.
I've spared his arsehole some rough treatment and he's given me some information to help find Vogel.
15 yaşındaki kız doktorlar onu tıbben tesir edilmiş komaya soktuğunda virüsten sağ çıktı. - Sence bununla bağlantılı mı?
A 15-year-old girl survived the virus when doctors put her in a medically induced coma.
Eğer biz çıkıyor olsaydık, benden ayrılır mıydın?
If we were dating, would you break up with me?
Ama ufak bir sorunumuz var, kılıç gözlerine bakamadığımız bir yaratık tarafından korunuyor.
But it's guarded by a creature that we can't even lay eyes on.
Ve aynı zamanda, önce Atlı Süvariyi öldürmek daha sonra da Moloch'u yok etmek için kullanacağımız sihirli bir kılıcın peşindeyiz.
Meanwhile, we find a magic sword to kill the Horseman when he comes after us, which then we use to stop Moloch's rise.
Sanırım, bizim tarihimiz, kılıç oyunlarıyla anlatılacak eski dostum.
It would seem, my old friend, that our story is ever to be told by swordplay.
Şimdi, kılıç nerede bakalım?
Now, where is the sword?
Kılıcı göremiyorum çünkü kendim olamadım.
I cannot see the sword because I do not know myself.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]