Kırık traduction Anglais
181,231 traduction parallèle
Hayal kırıklığına uğradım.
I'm extremely disappointed.
Sarsıntı, morarmış kaburgalar, kırık bir kol, ama yaşayacak.
Concussion, bruised ribs, broken arm, but he'll live.
Evet, avukatlık dereceni bir kenara bırakınca hayal kırıklığına uğramıştım.
And yeah, I was a little disappointed that you put aside your law degree...
Seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum.
Look, I know I let you down.
Bunu yaparsan... karanlığa boyun eğmek ancak kalp kırıklığıyla sonuçlanır.
If you do this, giving into darkness can only lead to heartbreak.
Kırık olsun olmasın eller benim ellerim.
Broken or not, my hands are my hands.
Onun masum olduğunu biliyoruz ama biraz kırık olduğu konusunda ikimiz de hemfikirizdir.
I mean, we know the kid's innocent, but we can all agree something ain't right there.
onu hayal kırıklığına uğratmayacağım.
I will not fail him.
Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağız.
I'm gonna miss you, Ms. Lance.
Hayır, sıkışmadık.
No. No, we're not stuck.
Bu acil servis odası artık ameliyathane.
This E.R. is now an O.R.
Sanırım burada sıkıştım.
Guess I'm stuck here.
Evet, sadece onları sıkılaştır.
Yeah, just make them tighter.
Sıkılaştır.
Make them tighter.
Sanki garip bir kuşun sesi gibiydi,... ya da bir buzun kırılması.
And it was like the sound of a strange bird or a glacier breaking.
Ve sanırım kızgın olduğumuzu gördü ve olayı sakinleştirmeye çalıştı.
And I think that he saw that we were angry, so he tried to, like, calm the situation down.
Yani mesela 100 milyon dolarlık kontratın 40 milyonu garanti altındadır.
So, they'll get $ 100 million, but they guarantee you, like, 40 million.
Yani biraz daha kısa olsalar ne olurdu, düşünüyorlar mıdır?
Do they talk about the things they would do if they were a little bit shorter?
Çok kafa karıştırıcı ve artık korkunç.
It's too confusing. And they're scary now.
Benim de kırılacak bir kalbim var.
I've got a heart to crush.
- Evet, yaklaşık iki yıldır kusursuzum.
- Yeah, for the last two years, every day I was perfect. My life depended on it.
25 yıldır o merkeze girip çıkıyormuş.
She's been in and out of that place for 25 years.
Evet Nightingale işleri kızıştırıyor değil mi?
Yeah, the Nightingale's heating up, huh?
Elbette o sana çok kızgın ama seni bağışlayacaktır.
He's mad at you, sure. But he'll forgive you.
Karanlık Olan, seni çağırıyorum! Oğlumdan uzak durmanı sana söylemiştim.
Dark One, I summon thee! Ugh! I told you to stay away from my son.
O kılıçla Emma'yı öldürmek... seni sandığın şekilde bir... Hayır.
No.
Sanırım artık buna ihtiyacım olmayacak.
I don't think I'm going to be needing this anymore.
Bilgi yok, ama üç yıldır bu kadın karanlık bir odada ekrana bakarak geçirmiş
It doesn't say, but for three years, this woman has been locked in a dark room staring at TV monitors.
Gizlilik ve... ağız sıkılığı Müşterilerimiz için önem taşımaktadır.
Confidentiality and... and discretion are vital to our clients.
Kız kardeşim berbattır.
My sister sucks.
Hayır, kutunun dışına çıkıyorsun, ve bunu sevmedim.
No, you're getting boxed out, - and I don't like that. - Oh.
Sakın gidip domuz bankanı kırıp açayım deme.
Now, don't you go breaking your piggy bank open.
Şimdi uslu bir kız ol ve Büyük Annenin dediğini yap. Hayır.
Now, be a good girl and do as Grandma says.
Sapasağlam bir midesi var. - Nesneler yemek borusundan indiği sürece bir sıkıntı olmayacaktır.
The kid's got an iron stomach so as long as he passes the objects there should be no problem.
Şırınga, kaşık, bağlanmış balon. Hadi ama aklını kullan.
Syringe, spoon, tied-off balloon- - come on, do the math.
- Chip kısırlaştırılmak istiyor.
- Chip here is thinking about getting a vasectomy.
İlik gibi çocuktu ama arabasının arka koltuğundaki, bir tomar korsan Poison kasetiyle sıkıştırıldı.
was very good-looking, But he got pinched with a whole backseat Filled with bootleg poison tapes.
Sanırım en iyisi kısa bir ara vermek ki böylece bugün konuşulanları özümseyebilelim.
I think it's best We take a short recess, So we can all process what has been said here today.
Kızlar yara izlerine bayılır.
Chicks dig scars.
İlk olarak bronz yağını kızartma yağıyla değiştireceğiz. Böylece insan budu gibi fırınlanacak.
First, we swap out his tanning oil for cooking grease so he bakes like a human brisket.
Kakalı kısmı anlamışsınızdır.
No one's unclear on the poop part.
- Bir tanık, sıradan bir insandır.
A Witness is no different from any other person.
- Anlaşmayı kırışalım mı?
Do you want me to cut you in?
Dinle, ölürsem Molly'ye söyle o sümüklü Erica kızla takılırsa sırt dövmesi yaptırıp pişmanlık dolu bir hayat geçirecek.
Listen... if I don't make it... tell Molly... if she keeps hanging out with that snotty girl Erica, she'll end up with a lower-back tattoo and a life full of regret. That sounds rather like a conversation for mother and daughter.
Haklısın. Sanırım onu tılsımı ararken uyandırdık.
You're right, it was like we woke it searching for the Talisman.
Ben yine herkesle kırıştırmış.
Wow! Looks like Ben screwed everyone's lives up again.
Hem seninle hem de seninle yattım. Sanırım şununla da eskiden yatmıştık.
I slept with you, and you, and I think her a long time ago.
Sanırım artık gemide mızrağı aramak için vaktin olmayacak, değil mi?
Well, I guess you won't have time to search the ship for the spear now, will you?
Hayır, o kolay kısımdı.
That was the easy part.
Peki öyleyse, sanırım artık veda etmeliyim.
All right, then, I guess this is goodbye forever.
Üniversite o kırıcı armayı yıllar önce kaldırmalıydı.
The university should've removed that offensive crest ages ago.