Kısmen traduction Anglais
1,795 traduction parallèle
Şimdi kısmen biliyorum, Ama o zaman bilindiğim gibi bileceğim.
Now I know in part, but then I shall know as also I was fully known.
Kısmen veya tamamen ihlal edilen kurallar olabilir, fakat görmeniz gereken daha büyük bir resim var.
But there's a bigger picture you need to see.
Bu kitapta kısmen hayata dönmen sonucunda uyum sürecine ait her şey var.
This is everything that pertains to the alive-again lifestyle with - your particular alive-again situation.
- Bu şeyler eski dünyayı kısmen istila etmişler.
- These things infested parts of the Old World.
Şu ana kadar, üç eski bira kutusu, bir ok başı... 73 sent bozuk para ve kısmen erimiş Şarpim var.
So far I have three old beer cans, an Indian arrowhead, 73 cents in change, and a partially melted Sharpie.
Sanırım kısmen utançtan ve bence o- - bu bağımlıların davranış biçimi.
I think he's partially embarrassed and I think he's- - that's part of addictive behavior.
Evet, kısmen.
Yes, in part.
Şefi olarak onun eylemlerinden kısmen ben sorumluyum.
As the Chief, I'm partly responsible for his actions.
Ciddi değilmişim, zaten iki yıldır kısmen...
Not for real, that it's been two years already on and off.
Bunun için sana biraz kzıgınım ama sanırım kısmen ben de suçluyum.
I was a little annoyed with you over that but I suppose I'm partly at fault too.
HD çekim yapmıyorsan tabii, o zaman 23.98 kısmen bölünmüş kare olur.
Unless you're working in Hd, then it's 23.98 partially segmented frames.
Bekle, bu parmakta kısmen iz var.
Oh, wait, I got a partial print on this finger.
Ben sana böyle çirkin ve kısmen hakaret içeren bir şey almadım.
I didn't get you anything ugly and... slightly offensive.
Kısmen yaşar halde bırakıldığını saymazsak, bu durum ona benziyor.
Well, this is a bit like that, except they've left her partly alive.
Alaycı biri olmama rağmen bilmeni istedim ki sadece kısmen alaycıyım.
I just wanted you to know that although I am a cynic, I'm only a partial cynic.
Sonuçta onun yaptıkları kısmen de olsa insan ırkını felakete sürüklemişti.
Ultimately, that was part of his undoing and the undoing of the human race.
"Kısmen yenilenmiş, şehirden ayrı 4 odalı, nehir manzaralı, ve garajlı."
"Partially renovated, exclusive," "four rooms, river view, and garage."
Yeni kitabım için bir araştırma sürdürüyorum kısmen Dedektif Murdoch'tan ilham alıyor.
I'm conducting research on my new book, partially inspired by Detective Murdoch.
Bu teknolojik aletlerin hepsi Cheri'nin kısmen de olsa yeniden görmesini sağlamak için tasarlandı.
All of this technology is designed to help Cheri regain some sight.
Daniel Brown sığ bir kumula kısmen gömülmüştü,
Daniel Brown was partially buried in a shallow sand dune,
Kısmen bunun imkansız oluşundan. Ya da'50'lerde John Birch derneği üyesi olanları ele alalım. Başkan Eisenhower'ın bile komünist olduğunu düşünüyorlardı.
Partly because it would be impossible, say, with people in the fifties who were members the John Birch society, who thought President Eisenhower was a communist.
Ama şu an için papanın en tehlikeli dini otorite olduğunu söyleyemem. Şüphe yok ki, en tehlikeli din İslam. Ve bunun da nedeni kısmen, başında böyle tek bir otoritesinin bulunmaması.
But I would not now say that the Pope is the most dangerous of the religious authorities, thereís no question Islam is most dangerous religion and partly because it doesnít have a papacy.
Kısmen benim hatam.
It's partly my fault.
Kısmen haklıymış.
He was half right
Havan atışları kısmen devam ediyor.
Still receiving sporadic mortar fire.
Köprü kısmen yıkılmış!
The bridge is partially destroyed!
Kalça kemiğinin ön tarafındaki yanmış madde plastik gibi görünüyor, kısmen erimiş.
The material fused into the anterior ventral femur appears to be plastic, partially melted.
En azından kısmen organik.
At least, partially organic.
Bu kamplar kısmen eyalet tarafından finanse edildiğinden... sıkı kimlik kontrolleri var. Böylece göçmenleri izleyebiliriz.
But these camps are partially subsidized by the state, thus they require ID and a strict sign-in policy, giving us a way to track migrants.
Kısmen.
Moderately.
Kısmen. Grievous hala sağ.
Partially, but Grievous is still alive.
- Bu kısmen kaynaşmış gibi görünüyor.
This one looks partially fused.
- Bir tane "Kısmen Yasal."
- Copy of "Barely Legal."
- Bir tane "Kısmen Yasal."
- One "Barely Legal."
Sanırım tamamen olacağım veya kısmen aforoz edileceğim.
Well, I'll probably be fully or partially excommunicated.
Yani bu bizi kısmen bakire yapıyor, değil mi?
So... Does this... This kind of makes us virgins, doesn't it?
Kısmen bakireler. Evet, beraberce korkabiliriz.
Kind of virgins, and, yeah, we can be scared together.
Şey, ev gayet geniş aslında, 160 metrekare ve kısmen bitmiş bodrum dahil değil.
Well, it's a good size though, 2200 square feet not including the partially finished basement.
Kısmen.
Ahh... sort of.
"Kısmen" ne demek?
What does "sort of" mean?
Kısmen.
Pretty much!
Jefferson'un ki kısmen ilginç bir durum.
And Jefferson's a particularly interesting case.
Yani bu kısmen benim hatam.
So, this is partially my fault.
Dediği şey kısmen doğru.
What he said is partly true,
Pek az kişinin farkına varabildiği üzere, Beyaz Saray'daki kayıt sistemimiz, her toplantıda sekreter bulundurma zorunluluğunu kısmen önlemek ve yine kısmen sözlü anlaşmaların güvenilirliği için bir kayıt bulunsun diye, ne kadar irticalen veya sıradan olduğuna bakılmaksızın, benden önceki Başkan Johnson tarafından kuruldu.
What probably very few people realize is that the taping system in the White House was set up by my predecessor, President Johnson partly to avoid the necessity of having a secretary in every meeting and partly to ensure there was a record kept of every verbal agreement no matter how off the cuff or casual.
Kısmen başarılı olduklarına dair bir şehir efsanesi var.
Urban myth has it they were partially successful.
İşin içine kısmen girebilirsiniz.
You can just kind of dip your toes into.
Adeta kısmen cinayet işledik.
We kind of dipped our toes into murder.
İki ; salya ile ilgili, amigo kızlardan biriyle kısmen uyum yakaladık.
Two, we got a partial match on the saliva from one of the cheerleaders.
Tekrar çalışır hâle getirebileceğimizi sanmıyorum. O zaman kısmen çalıştırmayı dene.
I don't think there's a way to get it back up and running.
Kısmen tanıyorsun.
Do I know you? Part of you does.