Laboratuvar traduction Anglais
5,128 traduction parallèle
Yasumoto Kulesi'ndeki Humanich laboratuvarına gidiyor.
He goes to the Humanichs lab at Yasumoto Tower.
Herif dünyadaki en teknolojik robotik laboratuvarında çalışıyor laboratuvardan ayrılıyor, arabasına biniyor araba tren raylarının üstündeyken bozuluyor.
Guy works at the most advanced robotics lab in the world, leaves, gets in his car, car malfunctions in the middle of train tracks.
John çıktıktan sonra laboratuvar aranmış mı ya da oradan dışarıyı arayan olmuş mu?
All right, was there any incoming or outgoing calls from Humanichs after John left?
Burada olduğun için Humanich Laboratuvarında bir takım değişikler yapacağım.
Since you're here, I'm making some changes in the Humanichs Lab.
Ama bu akşam laboratuvar güvenliği olarak gönüllü olabilirim. Ve burada kutlama yapabilirdik.
But I could volunteer as lab security detail tonight... and we could celebrate... here.
Humanich Laboratuvarından ayrılıyordu arabası tren rayları üzerinde durdu.
He leaves Humanichs, his car stops on the train tracks...
Hâlâ yaşıyor mu bilmiyorum ama Humanich laboratuvarında olduğuna eminim.
I don't know if she's alive, but she's at the Humanichs lab.
Polise laboratuvarındaki adamlar Aldatılan'ın ses kayıtlarıyla eşleştirdi.
The boys at the police lab matched your voice to the cheated calls.
Güney Kaliforniya Üniversitesi'ndeyim, kendi laboratuvarım var.
- I'm at USC, my own lab. - Oh.
Geminin STAR Laboratuvarına götürülmesini istiyorum. Siyah kod çavuş.
I want the ship taken to STAR Labs, code black, Sergeant.
Stone'un laboratuvarından geri kalan bu.
What remains of Stone's lab.
Âdeta birisi Stone'un laboratuvarından bir çift kaynak makinesiyle geçmiş gibi.
It's as if someone went through Stone's lab with a pair of blow torches.
Laboratuvar çalışmamı bitirmem gerek.
I gotta finish my lab work.
Kendini laboratuvarın kralı ilan etmenden önce...
Well, before you go and declare yourself king of the lab,
Analiz için suç laboratuvarına gönderdim.
I sent them over to the crime lab for analysis.
Hocalarından biri, Viroloji Bölüm Başkanı Dr. Howard Renick son 72 saat içinde 30 bin dolar değerinde laboratuvar malzemesi satın almış. Hepsi de kendi 4. seviye laboratuvarına kurmak için gerekli şeyler.
One of their professors, a Dr. Howard Rennick, head of virology, purchased $ 30,000 worth of lab equipment in the past 72 hours, all materials needed to build your very own level 4 lab.
Mitch Lange'ı kaçıran ekiple Dr. Rennick'in kredi kartını kullanarak laboratuvar malzemesi alan ekip aynı.
So the same crew that grabbed Mitch Lange also took Dr. Rennick and used his credit card and medical license to acquire the lab equipment.
Laboratuvarı koru.
Secure the lab.
Garajda ufak bir laboratuvar kurdum.
I set up a little lab in the garage.
- Laboratuvar soygunuyla alakan var mı?
What do you know about the burglary at the lab?
- Bunu laboratuvar sonuçları gösterecek.
- The lab results will prove it.
Bunu karakola götüreceğim ama ulusal adli tıp laboratuvarına gönderene dek düzgün bir netice alamayız.
I'll take this to the station but I get no proper results until we send it to the SKL.
Laboratuvar sonucu ne diyecek göreceğiz.
We'll see what the lab can say about it.
CIA kimya laboratuvarına geziler yapıyormuşsun.
You've been making trips to the CIA chem lab.
Bana tuttuğum depodan o iki kutuyu getirecekler ve üçüncüsünü de Leonard CIA laboratuvarından alacak.
They bring me the two canisters from my storage facilities, and Leonard gets the third from the CIA lab.
UCLA Araştırma Laboratuvarı'na.
UCLA Research Lab.
Laboratuvarımız onu maktulün yaralarıyla eşledi.
See, our lab connected it to the wounds on the victim.
Bugün muhteşem laboratuvar günü.
Today... today is dream lab day.
Belki de onu tutukladığımızda laboratuvarında bulup aldığımız bir şeyi istiyordur.
Maybe she... wanted something from her lab, something we confiscated when we arrested her.
- Laboratuvarı mı?
Her lab?
İstediğiniz gibi adli tıp raporlarını aldım ve laboratuvar, ilk 6 cinayet ve son 6 cinayetteki karaciğerdeki ısırık izlerini karşılaştırdı.
I pulled the forensics like you asked had the lab compare the bite marks left on each liver for the first six kills with those from the last six.
Bebeğin ilk laboratuvar önlüğü.
Oh. Baby's first lab coat.
Biraz önce polis laboratuvarıyla görüştüm.
I just talked to the M.E.
Laboratuvarımız çok fazla çalışıyor, ve bazen bazı şeyler kayboluyor.
Our lab is overworked, and sometimes things get lost.
Laboratuvar sadece yerinin değiştirildiği ve koruma mührünün açılmadın garanti etti.
The lab assured me that it was merely misplaced and the protective seal is unbroken.
Laboratuvar bunu garanti edemez, sayın yargıç.
The lab couldn't possibly confirm that, Your Honor.
Parker bilim laboratuvarında yanıma oturtuldu ve isyan etmedi.
Well, Parker got assigned to me in science lab, and he didn't groan.
Okul laboratuvarı gibi.
Like the one at school.
Dr. Scott'un laboratuvarında konuştuğumuz her şey hem de her şey aramızda kalacak.
Everything you and I spoke about in Dr. Scott's lab... And I mean everything... Stays between us.
Hazır konu acayip kokulardan açılmışken bu soruşturmayı idrar analizi laboratuvarına mı taşısak?
Hey, speaking of funky smells, should we start this investigation at the urinalysis lab?
Evet internette buranın New York'taki en iyi idrar analiz laboratuvarı olduğu yazıyor.
Oh, yeah, the internet says this is the number-one urinalysis lab in all of New York.
Her Salı akşamı Hewlett Packard'ın Palo Alto'daki araştırma laboratuvarına gitmeye başladım. Bütün boş zamanlarımı orada program yazmaya çalışmakla geçiriyordum.
I started going up to Hewlett-Packard's Palo Alto research lab every Tuesday night, and I spent every spare moment I had trying to write programs for it.
3XK kurbanlarının hepsinin laboratuvar kayıtları, DNA ve deri örnekleri... -... Lanie tarafından dışarı çıkarılmış.
Lab work, DNA, tissue samples of every 3XK victim were checked out by Lanie.
Laboratuvar, dişten DNA testini alma işlemini hızlandırdı.
The lab is expediting DNA tests from the tooth.
Tamam ajan neden o telefonu suç laboratuvarımıza götürmüyorsun ve içine girilip Terry Sloane'nun hayatında ne varmış öğrenmiyoruz.
Okay, Agent, why don't you get that cellphone back to the Bureau's crime lab, get it hacked like you told those guys, and we'll figure out what's going on with Terry Sloane.
Laboratuvarındaki yeni inek kıza sor.
You know what, you should ask that new squint girl in your lab.
Bu veriler parçacık hızlandırıcımı yaptığım bilim laboratuvarındaki ekipmanlarımdan.
These are readings from my equipment at the science lab, where I'm building my particle accelerator.
Ajan McGee'yle evini arıyorduk ve derme çatma laboratuvarınla..
So,
Sen okula git ve laboratuvarı hazırla.
You head to school and start setting up the lab.
- CIA'in New Mexico'daki laboratuvarında size üstünkörü bir açıklama yapılacak.
You'll be given a cursory explanation
Hayır, laboratuvar neden New Mexico'da diye sormuyorum.
- No, not why is the lab in New Mexico.