Lady traduction Anglais
54,670 traduction parallèle
Sanat galerici kadınla konuşuyordun.
You were talking to that woman, the art lady.
Bu kadını tanımıyorum.
This lady I don't know.
- Konuştuğum bayanın adı ne?
Your lady friend there. What's her name?
Bu bay az önce "Küvetteki kadın" resmini satın aldı.
This gentleman just bought "the lady in the bath."
Düşes adaya Grili Kadın diyordu.
The duchess called the island the Grey lady.
Kaldığım pansiyondan.
The lady at the guest house where I was staying.
- Söylediğimi yapın hanımefendi!
Do it, I say, lady!
- Hanımefendi?
Lady?
- Bu kelimeyi sevdim.
I like the sound of lady.
- Leydi Bracknell'i oynamıştım.
I was Lady Bracknell. Yeah.
Beni Leydi Bracknell'den vazgeçirdi.
- Why? He talked me out of Lady Bracknell.
Çünkü dengeye koyduğumuzda Leydi Bracknell rolü daha ikna ediciydi.
Because, on balance, even your Lady Bracknell was more convincing.
Leydi Bracknell rolümü sevdiğini söylemiştin.
You said you liked my Lady Bracknell.
Büyük Patron Bebek Hanım neden bağırıyordu?
What was Big Bossy Baby Lady screaming about?
Bay Bayan Adam, baksana!
Hey, Mr. Lady Man!
Kız kıza iyi eğlenceler!
Have a fun lady party!
Şu iğrenç böcek hanım yeni arkadaşım.
This gross bug lady is my new friend.
Kadınım deniz benim
My lady is the sea
Özel bir küçük hanım için özel bir kuşak. Eminim bu süper domuzun yetiştirilmesinde kendine özgü katkıları olmuştur.
A special sash for a special little lady, who I'm sure helped raise this super pig in her own special little way.
Kendisi müthiş bir küçük hanım. Bu Süper Domuz Projesi'nin arkasındaki beyin!
She is an amazing little lady... and she happens to be the brain behind this entire super pig project!
Yine de hanımefendi...
Nevertheless, lady...
Bilmiyorum ama Kütüklü Kadın'ın bulmamı istediği şey olduğuna eminim.
I don't know, but I'm sure this is what the Log Lady wanted me to find.
Şu an eminim, bir sürü dostu ve kadın tenisçiyle beraber sabaha kadar parti yapmak üzere evine gidiyordur.
I can only imagine he is going home right now to party the night away, surrounded by scores of friends and lady tennis players.
- Merhaba polis hanım.
- Hi, police lady.
Yani doğru kadınla tanışsaydım ve tam önümde duruyor olsaydı ve birbirimize bakıp "Hadi bu işi yapalım" diye düşünseydik.
I mean, if I met the right lady, and if she was just standing right in front of me, and we looked at each other and thought, "Hey, let's do this."
Merhaba, polis hanım.
Hi, police lady.
Dur bir saniye Lego Hanım.
Hold on a second, Brick Lady.
Senin adın Kadın Yarasa.
Your name is Lady Bat.
- Kadın Yarasa mı?
- Lady Bat?
- Yarasa Kadın.
- Bat Lady.
Senin yüzünden Rus balerinler ve kadın spor giyimi mankenleriyle geçmiş bir hayattan vazgeçtim.
You're the reason I've given up a life spent with Russian ballerinas and lady activewear models.
Küçük hanımla kapışmak isteyen var mı?
Anybody wanna take on the little lady?
Bu senin eski hanımın mı?
Is this your ex old lady?
Hindistan, Saray Müzesi Araştırma Enstitüsü'nden doktoralı bir kadın geldi.
From the Palace Museum Research Institute of Rajasthan, India, a lady PhD has come...
Hindistan'dan doktoralı bir kadın mı?
Lady PhD from India?
Köşedeki bayandan 90 milyon dolar.
90 million dollars, lady in the corner.
Beyazlı genç bayandan 100 milyon dolar geldi.
We are already to 100 million dollars to the young lady in white.
Beyazlı genç bayandan!
Lady in the white!
- Peki yaşlı kadın?
- And the old lady?
İçeride o devasa, parıldayan hanım organı var. Minotoru buraya getirtip sonra oraya girmesini sağlarsak, kartona dönüşür.
But we've got this giant, glowing, lady-part in there, and if we can just lead the minotaur into here, and then trick him into there, he'll turn into cardboard.
Gümüş renk elbiseli genç hanımefendiye sattım.
Sold! To the young lady in silver.
Tamam, bu kadar yeter, genç bayan.
Okay, that's enough, young lady.
Kapımızda dikilen bir hanım var.
There's a lady standing in front of our door.
Sadece yan kapıda yaşayan kadınım ; Ne fikrimin bir önemi var ne duygularımın bir önemi var.
Just the lady who lives next door, whose opinion means nothing... whose feelings mean nothing.
Gelip sen bulsana. Ben kadın işleriyle meşgulüm.
I'm doing lady business.
Bir daha düşünün hanımefendi.
Think again, lady.
Yaşlı teyze gibi sürüyorsun.
You drive like an old lady. It's Florida.
Bayan, ne fark eder?
Look, lady, what's the difference?
Kadın Avcısı Romantik.
Lady Killing Romantic.
Ve ayrıca kadın avcısı bir romantiktir.
And also, he's a lady-killing romantic, too.
Shaolin Fantastic, Kadın Avcısı Romantik.
Shaolin Fantastic, the Lady Killing Romantic.