Landslide traduction Anglais
264 traduction parallèle
- Landslide konusunda haklı mısın göreceğiz.
- I wonder if you're right about Landslide.
Hangisi Landslide?
Which one is Landslide?
Heyelan olmuş.
You see, there's been a landslide.
Yoksa heyelan olur.
Otherwise, there'll be a landslide.
- Heyelan mı?
- Landslide?
Sonra kapı kapandı ve toprak kaydı.
Then the door slammed shut and started the landslide.
Bir saat kadar önce toprak kayması oldu.
There was a landslide an hour or so ago.
Bir tür korku ve suçluluk duygusu altında eziliyor.
She's buried under some kind of landslide of fear and guilt.
Huntzinger açık ara kazanabileceğimi düşünüyor.
Huntzinger thinks it may be a landslide for me.
Seçimde zafer kazanacağım.
And so will I win my election by a landslide.
Hans, sadece bir heyelanın o kayayı yerinden oynatabileceğini söyledi.
Hans said only a landslide could ever move it.
Umarım Tanrı bizimledir, ve barut etkinliğini yitirmemiştir,... böylece gerekli heyelanı kendimiz yaratabiliriz.
Get it! If God is with us, and that gunpowder has kept its ginger, we'll make that landslide ourselves.
Bay Pomeroy.
- It's a landslide. - For Hilliard?
Heyelan!
A landslide!
Seçimler hezimet olacak!
Elections'll be a landslide!
Fakat White, açık ara farkla kazandı.
But White won by a landslide.
Dikkatli olun.Heyelan olmuş, yol kapalı olabilir.
Be careful. There was a landslide and the road may be out.
Ya da toprak kaymasının, kum veya toz fırtınasının?
Or a landslide or sandstorm or dust storm?
Bu ezip geçer yahu.
It's a landslide.
7 km ileride toprak kayması olmuş.
There's a landslide 7 km up the road.
Toprak kayması... deprem, yanardağı... Bunlardan korunurum.
If we have a landslide, earthquake, a volcano erupts,
Otobandan geri gitmeniz lazım. Sol tarafta erozyon yüzünden kapanmış bir yol göreceksiniz.
You'll have to go back towards the highway and as you approach it there's a road going left blocked by a landslide.
- Çok büyük.
- Landslide.
Bu kasaba seçimlerde bana oy vermedi.
This town voted me out in a landslide.
dışarı çıkmak ister misin?
And by a landslide- -
Herkes kabul ediyor ki, meclisteki çöküşü başlatan senin sorundu.
Your question in the House started a landslide.
Bu ülkeyi bir salgın hastalık gibi baştan başa saran, bu insanlık dışı öfkenin getirdiği bu heyelanın bir parçası olmayacağım.
I can't contribute another stone to this landslide of dehumanizing rage that has swept across this country like a pestilence.
Fakat ileride heyelan olmuş. Geçebileceğinizi sanmıyorum.
But there has been a landslide of the mountain and I don't think you can pass.
Bayanlar ve baylar Harvey Dent'e Gotham sakinlerinden yağan oylara göre görevi alacak gibi.
Ladies and gentlemen Harvey Dent's receiving a mandate from the people of Gotham City in the form of a landslide.
Patlama çığa neden olabilir.
That charge is gonna cause a landslide.
beni mini kaya manzarasıyla bıraktı.
Leaves me with the mini-landslide!
72'nin Nixon'lı döneminden bu yana en büyük oy toplamı.
That's the biggest landslide since Nixon back in'72.
O Amerikan Tarihindeki ikinci büyük ezici zafer. Dört fazla yıll
It is the second-biggest landslide in American history.
Ön sonuçlar, ezici bir oy üstünlüğü gösteriyor.
Early results point towards a landslide win.
Burada bir çekim yapılacakmış, her zamanki gibi, o yüzden.
The traffic jam has been caused because of a landslide.
Toprak kayması olmuş. Neredeyse ölüyormuş.
She got caught in a landslide and nearly killed.
Bu bir heyelan. 24'e evet.
It's a landslide! Yes on 24.
Bunu yapmak isterdik, ama toprak kayması arkamızdan bütün yolu silip süpürdü!
We would if we could, but a landslide has wiped out the entire road behind us!
Hepsini yendin!
Ya won by a landslide!
Ama sanırım sonra sel mi ne oldu? Toprak kayması mı, yoksa yangın mı çıktı bilemiyorum.
But then there must have been a flood... or a landslide or a fire.
Eisenhower, demokratları büyük bir zaferle yendi.
Eisenhower defeated the Democrats in a landslide victory.
Hristiyan Demokratlar bir zafer kanazdı.
The Christian Democrats won a landslide victory.
Bir heyelan adamların geri kalanının bizimle buluşmaya alıştıkları rotayı kapadı.
A landslide has blocked the route that the rest of the men were to use to join us.
Hayır, bizim sebep olduğumuz bir heyalana karşı bir ordu... - böylelikle yolu kapayacağız.
No, an army againt a landslide that we cause thereby sealing it off.
Neden sen devam etmiyor ve heyelanı yapmıyorsun?
Why don't you go ahead, create the landslide?
Bu sende de oluyor mu... şey, belki heyelan sadece onları geciktirecektir.
Has it occurred to you that... Well, maybe the landslide will only delay them?
- Thermopylae'deki geçitte bir heyelan oldu...
There's been a landslide at the pass at Thermopylae...
Geçitte heyelan yok.
There's no landslide at the pass.
Şu anda onlara bir heyelanın olduğunu söylemek için acele ediyor.
Right now he's rushing back to tell them there's been a landslide.
Heyelan.
Landslide.
Lyndon Johnson başkanlık için yeniden seçildi,.
Lyndon Johnson is re-elected to the Presidency by a landslide,