Larger traduction Anglais
3,029 traduction parallèle
Bu benin kişisel projem. Ancak bunu daha büyük ölçekte yapmak istiyorum. Ancak sanırım senin bu icadın oldukça yararlı olacak.
It's a personal project of mine, but I want to do it on a much larger scale, but I thought your invention could come in handy.
Ayrıca Doğu tarafında da uygun bir odamız var.
We also have a larger unit available on the east side
Ve son 20 yılda Birleşik Devletler'in batısında daha büyük daha ağır ve daha şiddetli yangınlar çıkıyor.
larger fires in the Western United States in the last 20 years ;
Destansı.
Larger than life. Come on.
Daha büyük bir amaçla uğraşıyoruz -
We strive towards a larger goal -
"G.G. Ne kadar da neşeli."
"Oh, G.G.'s so larger than life."
İnsanlar Loreinse hayran kalıcak.
Loréins in a larger size, to get a better view.
Ama benim için bu hayattan daha önemliydi.
But to me he was larger than life.
Bu iş Bob'un boyunu aşar.
It is much larger than Bob.
Seni bulduğumda da sen yalvaracaksın
But seek a larger forest to hide. If I find you...
- Hepsi bu kadar.
- That's it. I'll just tell Jack that what I shot in the clubhouse was a teaser for a larger film. - What?
Evet, herkes benden nefret ediyor ama bunun sebebi benim bu kasabada IQ'su ayakkabı numarasından büyük tek kişi olmam ve insanlara bunu hatırlatmaktan gocunmuyorum!
I MEAN, SURE THEY ALL HATE ME, BUT THAT'S BECAUSE I'M THE ONLY PERSON IN TOWN WITH AN IQ LARGER THAN MY SHOE SIZE AND I DON'T HESITATE TO REMIND PEOPLE THAT!
- Kalabalık bir grubumuz var. Etrafı kolaçan ederken bir şeyler içelim dedik.
We're with a larger group out scouting, thought we could use a drink.
Bizim için problem, onların taleplerini nasıl daha geniş bir devrimci bağlam ile birleştirebiliriz.
For us the problem was how to incorporate their demans into a larger revolutionary context.
Bu Afrikalının kafatasında, itaatlikten sorumlu olan alan... dünyadaki her insan ve insan altı hayvandan daha büyüktür.
In the skull of the African here... the area associated with submissiveness is larger than any human or any other sup human species on planet earth.
Ama o güzel aktrislerle öpüşürken siz nasıl desem...
But when I see you kiss those beautiful actresses you seem how shall I say... larger than life.
Ama aslında üstesinden gelmesi gereken gerçekler ondan kat be kat büyüktü.
But the reality that he had to constantly deal with was even larger than him.
Ama aslında üstesinden gelmesi gereken gerçekler ondan kat be kat büyüktü.
But the reality that he had to constantly face with was even larger than him.
Allah'ın yardımı ile, şimdiye kadar İslam'ın üstlendiği... en büyük bir başarı için gidiyoruz.
And in the name of Allah, we will win in larger mission... that the people of Islam it has ever undertaken.
Bunlar daha büyük bir ordunun gözcüleri olabilirler.
These may be scouts from a larger force.
biraz daha büyük.
is a bit larger.
Büyük bir komplonun bir parçası.
She's a part of a larger conspiracy.
Ama geniş anlamda benim vaktim her zaman senin vaktindir.
But- - but in a larger sense, my time will always be my time.
Yankılanım daha iyi, gösteri yeri geniş.
Better acoustics, larger venue.
Başarılı bir şekilde, televizyonda sizin şovunuzdan beş kat daha fazla izlenen yayın yapabileceğimizi kanıtlamış olduk.
We've proven we can successfully host a televised event five times larger than your show.
Dişi her zaman ki çiftleşme bölgesine yaklaşırken iri yapılı erkek de ona ilgi göstermeye başlıyor.
As the female approaches the mating area, the larger male shows his attraction to her.
Tahminimden çok daha büyüktü. Benim düşündüğüm ev her şeyiyle birlikte bunun içine dört defa sığardı.
It's much larger than I thought... mine would... fit 4 times inside everything is clean and tidy.
Yeni hakim hissedarınız olarak şirket yönetimi ve makam tazminatı konusundaki bazı kararlarımı sizlere sunmak istiyorum.
As your new larger shareholder, I'd like to submit a resolution dealing with corporate governance and executive compensation.
Bütün büyük depolar orada.
That's where all the larger units are.
Birbiri ardına iki patlama meydana geldi. İlk patlama CIA'in hemen yanındaki Karayolları Test Merkezi'nde oldu. Daha şiddetli olan ikinci patlama ise CIA merkezinin yanından geçen George Washington Otoyolu'nun bir kısmını yok etti.
There were two explosions minutes of each other... in a Test Center Adm. of the National Road... next to CIA headquarters... and a larger that seems to have destroyed... part of the Highway George Washington Memorial... along the property of the CIA.
Asıl soru şu ki, bu bağlandığımızda oluşan zararsız bir artık faaliyet mi yoksa daha büyük bir problemin habercisi mi?
Well, the big question is whether it's just harmless residual activity from when we were connected... Or is it the first sign of a larger problem?
Kameraların büyük olmasını çıkardığı problemlerden biriside, eğer onları yan yana koyarsak mantık olarak göz bebekleri gibi yan yana olmalı değil mi?
One of the problems that we have with the larger cameras is the fact that if we were to put them side by side-like your two eyeballs, right?
Ve, aslında bu giderek daha da artıyor.
Well, it's also becoming much larger virtually, you know?
Daha büyük bir plândan ve istersek katılabileceğimizden bahsetmiştin.
You hinted at a larger scheme and said there would be a place for us in it... should we so choose.
Belli ki daha büyük bir plânı engellemeyelim diye bir ön hazırlıktı.
Obviously the first step of a larger scheme, something that we would stop.
Jules'in standı bizimkinden neredeyse üç kat büyük.
Fucking Jules's booth is three times larger than ours.
OA ¨ itanja o beklenen daha büyük... - Vance noktasina.
Oèitanja are larger than it anticipated... - vance to the point.
Sence ben, odamın seninkinden 15 cm daha büyük olduğunu anlamadım mı?
You think I couldn't tell instantly that my dressing room is 6 inches larger than yours?
Fakirler az, zenginler çok para verecekler. Temsilcilerimiz de o parayla bize toplum düzeni ve temel hizmetler sağlayacak olan kişiler tutacaklar.
Poor people will give a little bit of money and rich people will give a larger amount of money, and our representatives will use all that money to hire some people who will then provide us with social order and basic services.
Bak gördün o şeyi başka şansımız yok orda elektromanyetik saha var ve o da köpek balığını kızdırıyor
Look, you saw that thing out there, all right? It had a choice between our boat and Cole's boat, and it chose Cole's boat because it was generating a larger electro-magnetic field, and thus a larger annoyance to the shark. Is there a plan in there?
! Eğer tekneden daha çok ses çıkaran bişey bulabilirsek, işi halledebiliriz
Look, if we can create a charge larger than the torch at the same time that the boat's being repaired, we'll have enough time to get the work done.
Eski evden çok daha büyük ve daha iyi.
It is much larger and better than the old place.
DİĞERİNDEN DAHA GENİŞ.
It is larger than the other.
Yine de ikisinde büyük ordular var.
And yet they both have larger armies.
Ama açığa çıkan daha büyük şeylerle yüz yüze geldiğinizde geri çekildiniz.
But when you came face-to-face with the larger revelations, you backed down.
Şey doğrusu ben azıcık daha büyük bir şey bakıyordum.
Oh, well, uh... actually, I was... looking for something a little larger.
Fakat yönetim kurulumuza, daha uzun bir geçmişi olan büyük bir firma yerine sizinkini seçtiğimizi nasıl söyleyebiliriz?
How can I tell our board we're going with your firm instead of a larger one with a longer track record?
Belki ben ayrıldıktan sonra biraz kilo almış...
Well, perhaps she's gotten a little larger than she- -
Grady, Jack'e ailesini öldürtmeye ve filmin genel fikri bakımından da soykırım suçunu işletmeye çalışıyor.
Grady is trying to get Jack to go kill his family and commit genocide, in the larger sense of the movie.
Yani, bu bir algısal yanılma. İnsanları devlere benzetiyor ve ayrıca oteli olduğundan daha büyük ya da küçük gösteriyor.
So it's... you know, it's a perceptual shift of making people look like giants, also making the hotel look larger or smaller than it is.
Biri büyük bir cinsmiş.
is larger.