Later traduction Anglais
78,455 traduction parallèle
- Sonra görüşürüz.
- So, I'll... I'll see you later.
Sonradan Hank'e çevirebilirim.
I may change it to Hankiest later.
Evimde, mutfağımda oturup, kocamla yemek yerken... .. iki yıl sonra, beş yıl sonra, her neyse..... acaba bunun hakkında mı düşünüyor ya da... .. bu konuyla ilgili mi konuşacak..... ben hazır değilken.
I didn't want to be sitting in my kitchen, having a meal with my husband and wonder... two years later, five years later, whatever... wonder if he was thinking about it, or... for him to raise it, or talk about it... when I wasn't ready.
- Görüşürüz.
- See you later.
Senin iyiliğin için.
You'll thank me later.
Tyler'ı düşünüyor oluyorum ve bir dakika sonra falan telefonuma bakıyorum ve bana mesaj atıyor.
I'll be thinking about Tyler, and then I'll look at my phone a minute later, and he texts me.
Sonra kendimizi bir kulüpte bulduk, dans ettik, birbirimize sürtündük ve müziğin ortasında ona sokulup...
And then later, we wound up together at this club, dancing and grinding, and then I leaned in, in the rush of the music and...
Görüşürüz.
See you later.
Bir hafta sonra işten eve dönmedi.
A week later, he failed to come home from work.
Sonra duş alacağım.
Shower later.
" Sonradan bombalar ve kurşunlarla ölümle karşılaştığında
"Later, if you faced the death of bombs and bullets..."
Çalışma : Süt kemikler veya vücut için iyi olmayabilir Yani sütün güçlü kemikler sağladığı ya da kemiklerinizi koruduğu eski inancı aslında sadece bir efsane.
So, this old notion that somehow milk is gonna build strong bones or protect your bones later in life, it's a myth.
Sadece birkaç haftada seni böyle görmek inanılmaz.
Those are so amazing to see you like this only a few weeks later. I know!
Çünkü senin gibi çok insan öldürünce er ya da geç evren mutlaka karşılığını verir.
'Course, uh, kill as many people as you have, and the universe is bound to repay the favor, sooner or later.
- Sonra teşekkür edersin.
- Thank me later.
- Bunu sonra konuşmalıyız.
Hey, we should talk about this later.
- Sonra anlarsın.
You'll understand later.
Kalıntıları birkaç hafta sonra bulundu.
His remains were found a few weeks later.
cesedi bir kaç hafta sonra bulunmuştu.
His remains were found a few weeks later.
Kameraya göre, Wes arabana saat 4 : 24'de binmiş, ama ev bundan bir kaç saat sonra patladı.
That camera shows Wes got in your car at 4 : 24 p.m., but the house didn't explode until a few hours later.
Günün ilerleyen saatlerinde uğrayabilecek vaktiniz var mı?
Do you have any time to stop by later today?
Onca yıldan sonra, federal hâkim olmuş.
All the years later, he's a federal judge.
Hayır, sonra konuşuruz bunu.
No, we'll talk about it later.
Bir saniye sonra, onun bıçağı elimdeydi ve adam yerde yatıyordu.
One second later, I'm holding his bloody knife, and it's his body on the ground.
Her şeyi daha sonra açıklayacağım Sara ve Mike?
I'll explain everything later, just... Sara and-and Mike?
Çiçekler, yılanlar. Top atışına sonra geçeriz.
Flowers, snakes, we'll move onto the artillery later.
Er ya da geç yaralanırlar.
They all get hurt sooner or later.
Dinle bak, sonra açıklarım.
Okay. Listen, I'll explain later.
Er ya da geç bu iyi polis derinlerde bir yerde aslında kötü biri olduğunu kabul etmek zorunda kalacak.
Sooner or later, the good cop is gonna have to admit that deep down inside, he's a bad guy.
Sonra görüşürüz.
So I'll be back later.
Saatler sonra geri geliyor, arada hiçbir şey yok.
And then it picks up a few hours later. There's nothing in between.
Birkaç gün sonra, bir komşusu kokudan şikayetçi olmuş.
A couple of days later, a neighbor came by, complained about the smell.
- Geri gelecek misin?
- Hey, you coming back later?
İşleri sonra hallederim.
I just... I'll handle the business later.
Peki. Görüşürüz.
Okay, we'll see you later.
- Umarım fazla uzun sürmez.
Hopefully sooner than later.
Er ya da geç yorgun düşecek.
Sooner or later, he's gonna burn out.
Eninde sonunda onunla ilgili anıların silinecek, istesen de istemesen de.
Sooner or later, even your memories of her will fade, whether you want them to or not.
Biraz daha geç gelmiş olsaydın...
If you'd gotten to us a few hours later, you'd be...
Mühürler işe yaramıyorsa tedavi ettirmelisin.
Look, if the runes aren't healing it, you need to get it fixed. I'll see a medic later.
- Sonra konuşsak olur mu?
Can we talk later? Yeah.
Demek istediğim... Gösterişli, yakışıklı Yahudi bir çocuk... Nihayet en iyi arkadaşına itiraf ediyor
I mean... a dashing, handsome Jewish boy... finally admits to his best friend how he feels after a lifetime... and she dies a week later?
Er ya da geç genç Madzie'ye geleceğini düşünmüştüm.
I figured you'd come for young Madzie sooner or later.
Daha sonra açıklayabilirim, ama şu an yardımınıza ihtiyacım var.
I can explain later, but right now, I need your help.
- Tamam, sonra görüşürüz.
OK. I'll catch you later.
- Zamanın oturması zaman alır ve er ya da geç anılarımızı kaybettiğimiz gibi süper güçlerimizi de kaybedeceğiz.
- Look, time takes time to harden, and sooner or later, we're gonna lose our superpowers the same way we're losing our memories.
Hoşça kal çakal.
See ya later, Hunter.
- Sonra konuşuruz.
We'll talk about it later.
Önemli olan, geçmişten dönmüş olduğun ki seni aylar sonra geri getirip buraya bıraktılar.
The important thing is that you're back from the past, which they brought you back from months later, and they just dropped you here.
Evet, S.T.A.R. Laboratuvarında tutuluyor.
I'll explain later.
Daha bir ay geçmemişti ki ilk tam Ironman'imi yaptım.
Less than a month later, I did my first full Ironman.