English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ L ] / Laurel

Laurel traduction Anglais

2,386 traduction parallèle
Laurel, bebeğim. Ne oldu?
Laurel, baby, what's wrong?
Laurel, ne biliyorsun?
Laurel, what do you know? You looked like you were
Laurel.
Laurel.
Laurel, biz bileceğiz.
Laurel, we'll know.
Sara'yı kaybetmenin Laurel için nasıl bir şey olduğunu görüyorum.
I'm watching Laurel go through losing Sara.
Bunun neden bu kadar önemli olduğunu anladın mı şimdi?
You get why this is so important? Hi, my name is Laurel.
Merhaba, benim adım Laurel.
I'm an alcoholic.
Bir alkoliğim. Merhaba Laurel.
Hi, Laurel.
Tamam Laurel.
Okay, Laurel.
Laurel... Neler oluyor sana?
Laurel, what's going on with you, huh?
Laurel, sen Arrow gibi değilsin.
Laurel, you're not the Arrow.
Laurel?
Laurel?
Laurel biliyor mu?
Does Laurel know?
Kutsal rahibemiz Laurel, Helena'dan bugün geldi.
Our holy priestess Laurel has just arrived from Helena.
Ama ben de çekiyorum. Sara'ya karanlığı ben göstermedim Laurel.
I didn't show Sara the darkness, Laurel.
Artık katil değilim Laurel.
- I'm not a killer anymore, Laurel.
Laurel, iyi misin?
Did you get here ok?
Sen kızıştırdın Laurel!
You escalated it, laurel!
Laurel, bebeğim.
Laurel, baby...
Sabah kardeşinin katiline saldırıyordun Laurel.
See, before, laurel, you were swinging at your sister's killer.
♪ Laurel Kanyon'una yakın, Kanyon ♪
♪ Near Laurel Canyon, Canyon ♪
- Laurel?
Laurel? Thea.
Sara'nın hâlâ hayatta olmasına rağmen mi?
Even though Sara's still alive? Laurel, what's wrong?
Önceden, kardeşinin katiline saldırıyordun Laurel.
You were swinging at your sister's killer.
- Hemen Laurel!
- Now, Laurel.
Laurel'ın bu konuyu net olarak görebildiğini düşünmüyorum.
- I don't think Laurel is seeing clearly on this.
Laurel ona güveniyor diye ben de güvenmek zorunda değilim.
Just because Laurel trusts him doesn't mean I have to.
Çok tehlikeli bir oyun oynuyorsun Laurel.
You're playing a very dangerous game, Laurel.
- Laurel ne olacak?
- What about Laurel?
- Oliver. Laurel.
Oliver, Laurel.
Laurel, çok üzgünüm.
Laurel, I'm so sorry.
Bu yüzden sana bunca zamandır yalan söylüyorum Laurel.
That's why I've been lying to you this whole time, Laurel.
- Laurel'dan haber yok mu?
No word from Laurel?
Çağrı Laurel'ın telefonundan.
Call's coming from Laurel's cell.
Laurel'ın arabasındalar.
They're in her car.
Laurel Lance'den uzak dur.
- Stay away from Laurel Lance.
Ama her zaman seni koruyacağım Laurel.
But, Laurel, I'm always gonna watch out for you.
- Hey! - Hey, Laurel.
I'll save you some leftovers.
Tam vaktinde!
Hey, Laurel.
Kimyon sanki.
LAUREL : Hey, what's in here?
My daughter Laurel.
I know from dope, dear.
Evet, üniversiteli telekızlar.
My daughter Laurel. Hi.
Pek yolunda gitmedi.
Laurel.
Laurel, ne oldu?
Everything's fine.
Merhaba Laurel.
Hey, Laurel.
Laurel ona kefil olmuşsa?
- What if Laurel vouches for him?
- Laurel arıyor. - Hoparlörü aç.
It's Laurel.
- Laurel'ı çıkarın.
Get Laurel.
Çeviri : messysally Laurel, sen King'in kızı olduğun için,
Laurel, because you're King's daughter,
Laurel yaşlarında birinin böyle bir durumda şüpheli rahatsız mı etti?
Uh, you seem reluctant to want to pin all this on Natalie.
- Benim için ilk değil.
Is it weird working a suspect kind of like Laurel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]