Lawn traduction Anglais
2,638 traduction parallèle
Merhaba, adım Martha,... satmak için bir tane çim biçme makinem var.
Hi, my name is Martha, and I have a lawn mower to sell.
Senin çimlerini biçtiğim gibi.
Like, mow your lawn.
30'uma kadar çimlerini biçmem gerekir.
I'd be mowing your lawn until I'm 30.
Hey Lind, bir daha o çocuğa çimleri biçtirtme, tamam mı?
Hey, Linds, listen, don't, um, don't let that kid mow the lawn again, okay?
Çimlerin üstüne benzin dökerek adımı yazdı ve ateşe verdi.
He poured gasoline all over the lawn. In the shape of my name and lit it on fire.
- Bahçeden pek hoşlanmadık ama harikalar yaratabilen bir bahçıvanımız var.
- Oh, no, we're not... - Crazy about the lawn. But we have a landscaper who can work miracles.
Bahçemden defolup gitmeyen herkesi vururum. Yani uza şimdi buradan!
I'd shoot anybody who won't get off my lawn, so back the hell up.
Biçilmiş çimenler.
Lawn trimmings.
Siz onların biçilmiş çimen olduğunu söylemiştiniz.
You said those were lawn trimmings.
banka el koyduğundan beri, bahçesi Jurassik park gibi oldu... şimdi de sanırım bazı çocuklar terkedilmiş muamelesi yapıyorlar.
Ever since the bank put it into foreclosure, the lawn's turned into Jurassic Park, and... and now I guess some kids have figured out the place is empty.
yoksa yemin ederim kapı önünde nöbet tutacağım elfeneri ve beybol şapkası ile.
'Cause I swear I'm about ready to camp on the front lawn with a flashlight and a baseball bat.
Sonuç olarak kovuldu, karısını boşadı,... ve babam gelip onu atana kadar bizim bahçenin önüne kamp kurdu.
He finally got fired, divorced his wife, and camped out on our front lawn until Daddy had him taken away.
Çimleri bile biçiyor, Carl.
She mows the lawn, Carl.
Bahçeye işediğim için beni evden attığında asla ayılmamalıymışım.
When you kicked me out of the house for pissing on the lawn, I never should have sobered up.
Burayla uğraşmaktan bıkmadınız mı bu büyük çimenlik ve bu kadar merdivenle?
Aren't you tired of caring for this place... the big lawn and all these stairs?
Hele o kontrollü gülüşün, mükemmel evin ve mükemmel çimlerinle mümkün değil.
Not the way that you are. With your controlled smile, and your perfect house and your perfect lawn.
Mükemmel çimlerim hakkında konuşmak ister misin?
You want to talk about my perfect lawn?
Bazen evinin önünden geçiyorum ve bahçesini sularken o kısacık şortu ve boyundan bağlı üstüyle görüyorum.
You know, sometimes I drive past her house and she's out watering her lawn in her shorty shorts and her halter top.
Mayolarımızı giyip güneşlenmek için üzerlerine uzandığımız çimlerin hemen önünde duruyordu.
She had this awesome lawn that we used to roll down, um, in our bathing suits.
Çim biçme makinasının, ot kesme makinasının vesairenin sesleri nerede?
Where's the sound of lawn mowers, weed whackers, and whatnot?
Demek buraya kıyafetlerimi bütün Amerika'daki çim biçme makineleri ve tüfeklerin yanına koymak için geldiniz.
So you're here to put all my clothes beside lawn mowers and shotguns all across America. The world, actually.
Başbakan hâlâ yemek yapmaya ve çimleri biçmeye vakit bulabiliyor mu?
Can the Prime Minister still find time to bake and mow the lawn?
Ev işleriyle Phillip ilgileniyor.
I don't bake or mow the lawn Phillip runs the show at home
Çimleri de kısaltayım mı?
Should I trim the lawn?
çimleri biçerseniz başka.
you want to mow the lawn.
Çimler mi?
The lawn?
- Bir süredir çimleri biçmek için birine ihtiyacım olduğunu düşünüyordum, - bana o kadar çok dert açmayacağını da bildiğimden, açmazsın değil mi?
I figure I need someone to mow the lawn, and you don't bug me that much, so...
Mutfak yağmalanıyor. Biri bütün iç çamaşırlarımı çalmış. Futbol takımı, dev ekran televizyonla bahçede maç yapıyor.
Okay, kitchen's getting trashed, somebody stole all my briefs and oh yeah, football team is setting up the big screen on the lawn.
Ve lezzetli bir vejeterjan sandviçi.
It looks like what's under a lawn mower. And a delicious veggie sandwich.
Kenar mahallelerde hafta sonları araba yıkamak, çim biçmek ve çocuklara hakaret etmek için harika zamanlardır.
Weekends in suburbia are a great time to wash the car, mow the lawn or insult your children.
Bahçemdeki seçim tabelası olayından beri birbirimizi görmemiştik.
My, I haven't seen you Since that incident with the election sign on my lawn.
Ön bahçede çocuklarla sikişirdim sen doğmadan uzun zaman önce.
I was banging guys on the front lawn long before you were born.
Ön bahçeye doğru geçelim mi o zaman?
Shall we retire to the front lawn then?
Ahbap eğer Peter Gabriel'e laf atarak bizim evin bahçesine gelirsen seni şahsen döverim.
Dude, you ever show up on my front lawn blasting peter gabriel, I will personally kick your ass.
Çimlerinize bakacak birini arıyor musunuz?
Are you looking for someone to care for your lawn?
Çek şu ıvır zıvırları çimlerimden.
Get this crap off my lawn.
... üzerinde sarı bir ceket var.
... Yellow jacket on the lawn.
Çim bakımı ve havuz temizliği.
Better Lawn Service and Pool Cleaning.
Güzel şeyleri hak ediyor. Çim bakımı ve havuz servisi. Bütün çim ve havuz ihtiyaçlarınız için.
Better Lawn Care and Pool Service for all your lawn and pool needs!
Arabamı az önce çimin üstüne park ettim kimse çekmesin oradan arabayı yoksa tepem atar.
I've just parked my van on the lawn so don't be getting any one to move it, right, cause I'd be well vexed.
Hayır olamaz, anne o heykeli yerine koy.
Oh, no, mom put the lawn jockey out again.
Arka taraftaki heykelciğin altında.
It's under the lawn gnome in the backyard.
O yerde uçuşanlar benim festival çalışmalarım mı?
Is that all my Forest Festival stuff on the lawn?
Ramona, benim sıram neden çimlerde
Ramona, why is my desk on the lawn?
Çim dikip, biraz da çiçek ekebilirim.
I could plant a lawn, maybe some flowers.
Çöp bidonları arkada, tabela da önde. Çimleri biçtim.
So we have the garbage cans in the back, the sign out front, I mowed the lawn.
Beş yatak odalı, çifte garajlı, güzel kesilmiş çimenli,... fondülü, sabah kahveli Manors Villa yaşamı!
How are the five-bedroomed, double-garaged, nicely trimmed lawn, fondue, coffee-morning fucking lifestyle Manors Estate?
- Rica ederim. Biçtiğin sulu çimleri içmek gibi.
It's like drinking liquid lawn cuttings.
Onun çimenine girmedim ya.
I'm not on his lawn.
Bob, bahçene sıçacağım senin.
Bob, I'm gonna shit on your lawn.
Baba dışarı çıkıp beni evlerine davet etti.
It was a nice house, and he gives me a check and asks me to do their lawn. He asked me to come in.