Lazım traduction Anglais
122,360 traduction parallèle
Ayrıca palyoça ayağına dönen ayaklarıma, çöp poşetlerini geçirip onları bantlamam lazım.
And I'm gonna have to duct tape garbage bags to my swollen clown feet to get any of it done.
- Sana yeni ayakkabı almamız lazım.
- We need to get you some new shoes.
Neyse, görmen lazım.
Well, you should check it out.
Bir insanın en hızlı bir şekilde, yapabileceği süslü bir çikolatalı pasta yapmam lazım.
Okay, I need to make... a fancy chocolate almond cake as fast as humanly possible.
Bu yüzden, ona doğumgünü için bir şeyler yapmam lazım.
So I need to make him something for his birthday.
Olacaksın da, ama şu an uyuması lazım.
You will be, but she needs to sleep now.
Görüldüğü üzre, bizim ölümle başa çıkma stratejileri geliştirmemiz lazım...
Obviously, we could use some coping strategies.
Bizim olaylardan etkilenen.. ... iki küçük kızımız var. İşe gitmem lazım.
Um, we have two young girls who are being affected...
Benim.. benim Jack'le konuşmam lazım.
I... I just have to talk to Jack because I have a family.
Müşteriyi yemeğe çıkarmam lazım.
I got to take a client out.
Hayır, alışmamalısın. Burada olmaman lazım.
No, you couldn't, because you are not supposed to be here.
Aslında merak etmem lazım, Kate, çünkü, işin aslı ben sana aşık oldum.
Uh, well, I do have to worry about it, Kate, because the thing is, is that I'm kind of in love with you.
Ama, o köpeği gezdirecek, yeni bir anne de bulman lazım.
And then get them a new mommy who will walk it.
Gençler, toplantı yapmamız lazım.
Guys, we need to have a meeting.
- Çıkmam lazım.
- I've really got to run.
Gitmem lazım.
Got to go.
Ayrıca, işe de dönmem lazım.
I also think I need to get back.
Egg cream * almam lazım.
I need an egg cream.
Yüzümü yıkamam lazım ama hareket edemiyorum.
I have to wash my face but I cannot move.
Randall, anlaman lazım...
Randall, you have to understand...
Ofise geri dönmem lazım.
I got to get back to the office.
Biliyorum ve çok üzgünüm... ama gerçekten gitmem lazım, daha sonra konuşuruz.
I know and I'm sorry... but I do need to go, so we'll talk later.
Bence söylememiz lazım.
You know what we should do?
Joel'in partisina onları bırakman lazım.
They need a ride to Joel's party tonight.
İçeri böyle daldığım için özür dilerim, ama gerçekten sizinle konuşmam lazım. Ben...
Sorry to just, you know, barge in like this, but I really need to talk to you.
Hayır, hayır, anlatman lazım Jack.
No, no, you've got to tell me this, Jack.
Söylemem lazım, tamam mı?
I need to, okay?
Bacağını kırdığın zaman lazım olur.
For when you break your leg.
Ofise uğramam lazım.
I got to stop by the office.
Burada biraz daha kalıp, işlemleri halletmem lazım. "
I'm going to stay here for a bit and take care of her affairs. "
Görmen lazım.
You got to see it.
Tanrım, o evden kurtulmam lazım.
God, I got to get out of that house.
Annemi de kurtarmam lazım.
Got to get my mom out of that house.
Onu eve götürmem lazım, Ben.
I have to go drive him home, Ben.
Şeytanın bacağını kırmamız lazım.
We deserve to catch a break.
Gelmesi lazım.
This guy better show up.
Dostum, sakinleşmen lazım artık.
Hey, man, you've got to cool your body.
- Gitmemiz lazım, Melanie bizi bekliyor.
We got to go. Melanie's waiting.
Roger Bentman hakkında bilgi lazım.
I need information on Roger Bentman.
Ama ilk Larry'i aramam lazım.
But first, I'm gonna go call Larry.
Yapmaması lazım.
He wouldn't.
Mahkemeye sunabileceğimiz bir kimlik lazım.
We need a positive ID that can stand up in court.
Bence en iyi yolu tartışmamız lazım.
I think we need to discuss the best way forward.
Sadece tedavi sırasında korumam lazım.
I've just got to keep it protected while it heals.
Ama bir atılım yapmamız lazım.
But we need a breakthrough.
İşe hazır olmam lazım.
I need to get ready for work.
Onu getirmeniz lazım!
We need you to let him...
Su, yiyecek ve fazladan battaniye lazım olacak.
So, we're gonna need some water, some food, some extra blankets.
Güçlenmen lazım.
You need your strength.
Ne zaman ortadan çekilmek gerektiğini bilmek lazım.
Girl's gotta know when to cut bait.
Buraya bir doktor lazım!
All right, we need a medic now!