Levrek traduction Anglais
302 traduction parallèle
Levrek!
Walleye!
Levrek yakaladı!
He's hooked Walleye!
Levrek yakaladınız!
Walleye. You've got Walleye.
- Levrek.
- Walleye.
Olmasam burada çalışmak, gelsem sizin gibi, ederdim sipariş levrek.
If I no work here, if I just come in like you, I order one thing. Sea bass.
- Bir levrek.
- One sea bass.
Levrek çok güzel.
The sea bass, she's very good.
- Levrek alayım.
- I'll take sea bass.
- İki levrek.
- Two sea bass.
Levrek?
Sea bass?
Üç levrek.
Three sea bass.
- İstemiyorsun levrek?
- You no want sea bass?
- Ama hepsi levrek sipariş etti.
- But they all order sea bass.
- Levrek fileto.
- The sea bass is a filet.
- Levrek.
- Sea bass.
- Dört levrek!
- Four sea bass!
Levrek yok.
No sea bass.
Marine balık, levrek, balık çorbası içtim.
Big fish, small fish, chowders.
Bu balık turna mı levrek mi?
Is the fish you're after pike or perch?
- Levrek.
- Bass.
150 kilometre içinde hiç levrek bulunmaz.
There ain't bass for 100 miles.
Levrek.
Bass.
- Levrek mi yoksa som balığı mı?
- Is it trout or salmon?
- Çok güzel bir levrek, değil mi?
- It's a nice perch, ain't it?
Balık tutuyordum ve oltama o devasa levrek takıldı.
I was fishing, and I'd just hooked this monster snapper.
O levrek falan değil.
That's no snapper.
- Levrek için mi bunlar?
- For perch?
Küçük levrek benim en sevdiğim yemektir.
Young perch is my favorite dish.
Artık levrek yakalamayacağız.
We won't fish perch anymore.
Bir levrek.
A bass.
Yahudi karşıtı bir saçmalık ki inanmazsınız, bilirsiniz ya büyük bir tatlı su balığı sazan balığını yutar, bir levrek de bu tatlı su balığını turnabalığı bu levreği yutar, adamın biri de turnabalığını yer.
It's just anti-Semitic drivel which you don't believe ; you know... that a big gudgeon eats a roach, a perch eats the gudgeon... a pike eats the perch, and a person eats the pike.
Levrek sevmezmisin?
The kippers not to your liking?
- İri bir levrek de öyledir.
- So's a largemouth bass.
Çoğunlukla levrek.
Mostly bass.
Nils Andersen'in söylediğine göre büyük bir ihtimalle burnun orada levrek tükendi.
Nils Andersen says the bass are probably running'out by the point.
Levrek ne kadar güzel değil mi?
Isn't this a beautiful sea bass?
Sonra da karışık levrek.
And then the medley of perch.
Hadi Al, taşıyamayacağın kadar çok benekli levrek tutarsan ben sana yardım ederim.
Oh, come on, Al. If you trap too many b'ars to carry home, I'll help you.
Bu akşam levrek balığı yakalamamız kadar.
Same as catching'a bass this afternoon.
- Levrek Ustaları.
Bass Masters. It's a fishing show.
Üniversiteyi levrek yetiştirerek bitirdim.
I worked my way through college by training bass.
Hatalıysam düzelt, Knight Vakfı'nı 1990 da karsız bir levrek tutma işi için terk eden sen değil miydin?
Correct me if I'm wrong, but didn't you leave the Foundation in 1990... to run an unprofitable bass charter?
Evet. İyiyiz, KITT. İşin aslını unuttuysan, batan Chevy'im levrek okulunu geçti.
Oh, yeah.Just fine, KITT, if you forget the fact that my Chevy is sinking past a school of bass.
Şili usulü levrek.
Chilean sea bass, I believe.
- Olsen, o levrek olmamış.
- Olsen, that bass hasn't been done.
Somon ( Salmon ) yerine, Levrek'i ( Bass ) seçmiş.
Instead of salmon, he went with bass.
Kız bana dedi ki oranın sahibi kendine yepyeni bir levrek teknesi alıyormuş.
She told me... that the owner's gettin himself a brand new bass boat.
Ama levrek teknesi neyime gerek?
But what the fuck do I need with a bass boat?
Levrek teknesi parasını.
The money for the bass boat.
Koduğumun parasının burada olduğunu biliyorum Allah'ın belası levrek teknesi parası.
I know there's some fucking money in here for some Goddamn bass boat.
Büyük güneş gözlüğü, stres topu... bisiklet kornası... levrek... fare tuzağı... lastik tavuk...
really big sunglasses, nerf ball... Bike horn... SmaII-mouthed bass...