Lezzetli traduction Anglais
6,334 traduction parallèle
Lezzetli ürünlerimiz steril ortamlarda pişirilmektedir, sizin için çalışıyoruz.
From industrial cleaning solvents to our delicious baked goods, we're there for you.
Ve lezzetli turşular...
And tasty. Pickles... mmm!
Onların dindar tarafta olduğunu biliyorum ama tavukları öyle lezzetli ki!
I know, they're on the Christian right, but darned if that chicken isn't good.
Benim yemeklerim de lezzetli.
My food is delicious.
- Lezzetli kakao olan mı?
The one with the good cocoa?
Lezzetli olmasına lezzetliydi ama bazı sorularım olacak.
It was delicious.
Şaşırtıcı derecede lezzetli. Milyonlarca eski alkolik zevkle içiyor, ben de bunlara dahilim.
It's surprisingly tasty, and enjoyed by millions of retired alcoholics, me included.
O her şeyi lezzetli yapan tek şey.
It's the basis of everything delicious.
Tanrım, bu noktalar çok lezzetli!
Oh, my God, these dots are delicious!
Lezzetli kokuyor.
Mmm! Smells delicious.
Cennetten gelen bu gizli bileşenin lezzetli bir pizza sosu yapabileceğini.
If this secret ingredient from the heavens Could make a delicious pizza topping.
- Ve işte o zaman lezzetli ustamıza hizmet etmek için hayata döndük.
- And that was when we came to life To serve our delicious master.
İnsanlar çok lezzetli.
¶ humans taste so good ¶
Lezzetli görünüyor.
She look-a delicious.
Çok lezzetli görünüyorsun.
You look so yummy.
Evet, Büyük Elma çok lezzetli ve ben her ısırığın tadını çıkarmayı planlıyorum.
Yes, the Big Apple is delicious, and I plan on savoring every bite.
Randevudayız. Harika bir gece geçiriyoruz, bu lezzetli yemegi ödemeye çalışıyorsun.
We're on a date, we had a really great night, you tried to pay for this delicious meal.
Aman tanrım. Çok lezzetli görünüyor.
Oh, my God, that looks really delicious.
- Çok lezzetli öyleyse, değil mi?
A bit gourmet. Dead tasty, then, is it?
Herkes bu lezzetli kurabiyelerden memnun mu?
So, how is everyone enjoying those delicious cookies?
Lezzetli, ev yapımı ekmek.
Delicious, homemade artisan bread.
Yemek lezzetli.
Food's delicious.
Tanrım, hiç lezzetli değil.
Aw, God, it's all watery. Aah!
Kulağa ne kadar lezzetli gelse de, sen benimle gelmiyorsun.
Yummy as that sounds, you won't be joining me.
Acımasız, lezzetli ve bir sürü hikaye barındırıyor.
Cruel, delicious and 100 stories tall.
Tüm insanlar buraya onlara lezzetli bir şeyler verdiğim için geliyorlar.
All the people come here because I am their taste-maker.
Kol dayama kısmı en lezzetli yeri.
The armrest is the sweetest meat.
- Eti de çok lezzetli.
- Also is with the meat.
- Lezzetli güzellikler?
- Yummy goodness?
Lezzetli geliyor mu?
Does that sound yummy?
Çok da lezzetli bir pasta değildi, açıkçası.
Not even a very tasty pie, I might add.
Moralin biraz da olsa düzelir mi bilmem ama düşündüğümüzden çok daha lezzetli çıktın.
If it makes you feel any better... you taste much better than we thought you woul.
- Lezzetli gözüküyor ama maalesef yemeğe kalamam.
Mmm, looks delicious but unfortunately I can't stay home for dinner.
Her şey çok lezzetli, Sam.
Everything is really delicious, Sam.
Tina hazırladığın bu lezzetli yemekleri yemeyecek misin?
Tina, are you gonna eat any of this delicious food you've prepared?
Church Street'e gidip lezzetli bir yemek yiyeceğiz.
We'll go down to Church Street for a delicious dinner.
Bunu alaylı şekilde söylediğimi biliyorum hele o kahkahayı atmışken ama ciddiyim, lezzetli gibi duruyor.
Oh, by the way, I know I said that sarcastically with a laugh at the end, but, really, it sounds delicious. I'd like some later.
DrugCo Eczacılığa ait 2014 yapımı lezzetli bir ürün.
A delightful generic 2014 from the rolling estates of DrugCo Pharmaceuticals.
İçecekler... Lezzetli yemekler.
Drinks... delicious food.
Çok lezzetli değil mi?
Delicious, right?
Suyun tadı lezzetli ve temiz.
water is sweet and good.
Kardesim Alex'in ki kendisi de su an Rick yuzunden olmus durumda kadinlarin cocuk dogurmak icin ekstra bir yag tabakasina sahip olduklarindan dolayi daha lezzetli olduklarina dair bir teorisi vardi.
My brother Alex has- - also currently dead because of Rick- - he had a theory that it was because of the extra layer of fat that women have, you know, for childbearing.
Guzel insanlarin da daha lezzetli olduklarini dusunuyorum.
I think pretty people taste better, too.
Biraz sandiviç ve biraz salatalık ve kraker ve oldukça lezzetli italyan jambonu.
I packed some sandwiches and some cucumbers and crackers and some delicious prosciutto.
Etkili ve lezzetli kesme aracı.
Cutting tool... both effective and delicious.
Lezzetli birşeyin kokusu onu kendine çekti.
She's drawn by the scent of something tasty.
Sangria'yı önermem çünkü çok lezzetli. Gecenin sonunda paso birbirinizle sevişirsiniz muhtemelen.
I wouldn't recommend the sangria, only because it's so delicious, you'll probably end up having lots of sex with each other.
Çok lezzetli.
It's delicious.
- Çok lezzetli.
It's delicious.
En lezzetli sayı.
14, 65, 2, 7, Pi... the most delicious number.
Çok lezzetli.
Where did you get this?