Liberty traduction Anglais
4,110 traduction parallèle
Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve... cumhuriyetine bağlılık yemini ederim. Bölünmeyecek tek bir ulus.
I pledge allegiance to the Flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands, one Nation under God, indivisible, with liberty and justice for all.
Özgürlük.
Liberty.
Pekala, küçük bir sürpriz hazırlama fırsatım oldu.
Well, I took the liberty of organizing a little surprise.
Haddimi birazcık aşmış olabilirim.
I took the liberty to change things a bit.
"Ve bayrağın simgelediği cumhuriyetin,... Tanrı'nın yönetimindeki bir ulusun,... bölünmezliğine,... ve herkes için özgürlük ve adaletine."
And to the republic for which it stands, one nation under God, indivisible, with liberty and justice for all.
Sana her zamankinden sipariş etme özgürlüğümü kullandım.
I took the liberty of ordering your usual.
Ben özgürlük aldım olan bizim app için bir bağlantı, bağlama Zaten 230 kez indirildi.
I've taken the liberty of attaching a link to our app, which has already been downloaded 230 times.
Özgürlüğümü elimden aldılar.
They took away my liberty.
Ümmet ve özgürlük adına.
People and Liberty!
Ben... izniniz olmadan bu biletleri aldım.
I, er... I took the liberty of purchasing tickets.
Seçenek ya kölelik ve açlık, ya da özgürlü ve ekmek.
The choice is slavery and hunger, or liberty and bread.
- Size sormadan internette birkaç şeyi araştırdım.
I took the liberty of checking out a few things on the internet.
Ama DPS'in bilgisayar sistemine sızmayı başardım.
But I, I took the liberty of hacking into DPS's computer system.
"Yine de, bu mektuba inanmak için bir sebebin olmadığını fark ettiğimden aynı uyutucuyu elinde şu an tuttuğun kâğıdın dokusuna katma hakkını kendime verdim."
"However, as I realise you have no reason to trust this letter, " I have taken the liberty of embedding the same soporific " into the fabric of the paper you are now holding.
Eğer bu doğru olsa bile ki bundan şüpheliyim bu bilgiyi sen nereden elde ettin?
The Valeyard. Even if any of this were true - which I take the liberty of doubting - how did you come by this information?
Özgürlüğümü aldım.
I took the liberty.
Liberallik, eşitlik ve kardeşlik.
Liberty, equality and fraternity.
Özgürlük heykelinin önünde duran benim.
I was in New York. This is me in front of the Statue of Liberty.
Bu senin özgürlüğün mü...
♪ Is this your liberty
Sadece Tanrının önünde diz çök ve ona şükret sana ait olan özgürlük için.
Kneel to God, only, and thank him for the liberty that is yours.
Özgürlük için bir suçluya ateş etmek gibi.
The liberty to shoot any criminal.
Telefonun pilini çıkardım Walt, GPS ile yerini bulmasın diye.
Uh, I took the liberty of removing the battery so Walt can't track you by GPS.
Baska ögrenciler hakkinda konusamam ancak geleceginizle ilgili olarak neler seçebileceginize yardimci olmaktan mutluluk duyarim.
I'm not at liberty to discuss another student, but I'd be more than happy to help you with your future options.
Kütüphanede bir iş görüşmesine gittim.
I just had an interview at Liberty's.
Ben Disneyland'ı ve özgürlük heykelini görmek için ölüyorum.
♫ I am dying to see Disneyland and statue of liberty. ♪
Senin gece estirdiğin terörler için bir dokumacının iletişim özgürlüğünü aldım.
I took the liberty of contacting a Weaver to help you with your night terrors.
Efendimin işlerini tartışacak değilim.
I am not at liberty to discuss my master's business.
Cezaevinde 4 yıldır riskleri, kaynakları korumak, özgürlük de değildir.
We aren't at liberty to protect a source who risks over four years of prison.
Özgürlük için mücadele verdiğinizi biliyorum tüm dünyada.
I know that you've fought for liberty all over the world.
Çün ki senin zengin arkadaşların ve sen özgürsün
Because it's your rich friends that have got you your liberty.
Sel bittiğinde özgürlük olacak ve bu seli getirmek için gidiyoruz
A flood that finally inundates it with liberty. And we are going to bring that flood.
Seksi bağımsızlık ifadesi.
Give me sexy liberty.
Sana sormadan, üstünden geçebileceğin klasik diva parçaları listesi hazırladım.
I took the liberty of making you a little playlist of some of the classic diva songs for you to go through, but you should open the laptop...
Özgürlük Adası.
Liberty Island.
Onu Özgürlük Adasındaki bir tutuklu merkezinde tutuyorlar.
They're holding him at a detention facility on Liberty Island.
Biliyoruz ki onların Savunma Bakanlığı Özgürlük Adası'nda.
We know their Department of Defense was on Liberty Island.
Özgürlük Adası'ndaydı.
It was on Liberty Island.
Çocuk bir tutuklu kampında Özgürlük Adası'nda tutuluyor?
So the boy is being held at a detention camp on Liberty Island?
Özgürlük Adası'na gidebilmen için taşıt ayarlayacağım.
I'll arrange the transport to Liberty Island.
Konuşmaya yetkim yok.
I'm not at liberty to speak.
Söyleme yetkimiz yok demek.
It means that we're not at liberty to say.
Tamam. Herkese bir iyilik yapmak istedim.
Right, I took the liberty of treating everyone.
Evet, gelip müteahhite biraz bağırayım dedim.
Yeah, I just took the liberty of yelling at our contractor.
Özgürlük için kayıp, bizim içinse kazanç.
Liberty's loss is very much our gain.
Bunu konuşmaya yetkim yok, fakat sizinle konuşmalıyım, .. adamlarınızla, oğullarınızla, ifadeler almam gerekecek.
I'm not at liberty to say, but I need to talk to you, your guys, your sons, take some statements.
Bu yüzden küçük bir konuşma metni hazırladım. Bu işleri düzeltecektir, değil mi?
So I've taken the liberty of scripting up a little practice conversation that I think might just get the old ball rolling, huh?
Randevumuzun programını hazırlama özgürlüğümü kullandım.
I've taken the liberty of writing up our date itinerary.
- Yaşasın özgürlük! - Lucie?
- Long live liberty!
Diğer şehirlerdeki atlar bile onun adını duyup yaşasın özgürlük diye haykırdılar!
In others cities, others horses hear him and strike up... Long live liberty!
Hayat için, Özgürlük için.
Life, liberty,
2013 Ağustosunun başlarında, yüzlerce insan güvenlik güçleri tarafından öldürülürken Magdi, Mursi yandaşı eylemden şiddetli bir şekilde alındı.
"Liberty" was written in our destiny