English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ L ] / Lien

Lien traduction Anglais

183 traduction parallèle
Ekin ipoteği yeterli midir sence?
Do you think the crop lien is sufficient collateral?
Ekin ipoteğinin yeterli olmadığını düşünüyor.
He doesn't think the crop lien is sufficient collateral.
Ekin ipoteği yapmadık ki, menkul rehini yaptık.
We haven't got a crop lien, we've got a chattel mortgage.
Bay Duggan sizin araziniz ihtilaflı değil.
Mr Duggan has no lien on your property.
Hayatın elimizde deseydik görevi kabul etmezdin.
If we'd told you we had a lien on your life, you wouldn't have gone.
Kardeşi Da Lang, karısı Pun Jian Lien ve yasak aşkı Ximen Xing tarafından öldürüldüğü için, İntikam almaya önce yengesini öldürerek başladı ve.. sonra Ximen Xing'i öldürmek için aslan lokantasına doğru yola koyuldu
As his brother Da Lang was murdered by his wife Pun Jian Lien and adulterer Ximen Xing he sought revenge by killing his sister-in-law and went to Lion restaurant to seek revenge from Ximen Xing
Pun Jian Lien'nin hakkında zaten geldim ve şimdi Kardeşimin kanına karşı kan alacağım
I already did away with Pun Jian Lien and now you'd pay with your life for my brother's death
Sonra bir de vergi borcu var.
Then there's the tax lien.
Onun ismi Ho Lien
Her name is Ho Lien
Şunu iyi bil! Ho Lien benimdir!
You should know Ho Lien is mine
Şunu iyi bil! , Ho Lien senin değildir
I'll tell you, Ho Lien is not yours
Ho Lien birlikte olmayı sürdüreceğim
I will have Ho Lien stay at the residence
Ho Lien geri gelmeyecek
Ho Lien is not coming back
Ho Lien
Ho Lien
Ho Lien senin hadikapındır
Ho Lien is your hindrance
Ho Lien, Ho Lien
Ho Lien, Ho Lien
Ho Lien senin handikapın
Ho Lien is your hindrance
Ho Lien ölmüş olmalı
Ho Lien must have died
Ho Lien, döndüm!
Ho Lien, I am back
Ho Lien yaşarken benim olmalıydı ama ölüsünü asla sana bırakmayacağım
Ho Lien should be mine when alive I won't let her be with you even in death
İlk güzelimiz Pien Wen-lien
The 1st beauty is Pien Wen-lien
Maaşıma haciz koymak isteyen bi haciz memurum var, tabi bir maaşım olursa.
I got a marshal who wants to put a lien on my salary when and if I get a salary, all right?
Büyükler, çocuklar, dostlar.
Lien, children, friends.
Ama onu gördüğünüz zaman... ona arabasının haczedildiğini söyleyin.
But if you see him... please tell him we put a lien on his car.
Beni çıkartın mı? Şimdiye kadar senin düşmene izin verdim mi?
We'll just put a lien against your husband's wages.
Unutma evinin üstünde ipoteğimiz var.
We have a lien on your house.
Neden dövmende "lien" yazıyor?
Why do you have the word " "lien" " tattooed on you?
Lien...
Lien...
Lien Kung Fu?
Lien Kung Fu?
İsmin Lien Ni Chang olsun!
Why don't we call you Lien Ni Chang.
Lien Ni Chang?
Lien Ni Chang?
Yer ve gök şahidim olsun! Cho Yi Hang, Lien Ni Chang'a şüpheyle bakarsa, Tüm gök başıma yıkılsın!
Heaven and earth as my witness, I swear should I, Cho Yi Hang ever let Lien Ni Chang down, I would be struck by thunder and lightning!
Adım Lien Ni Chang, Artık kurt kız değilim
I am now Lien Ni Chang, not a wolf girl.
Lien Ni Chang.
Lien Ni Chang.
Yer ve gök şahidim olsun! Ben, Cho Yi Hang, Lien Ni Chang'a şüpheyle bakarsam, Gök başıma yıkılsın!
Heaven and earth as my witness, I swear, should I, Cho Yi Hang ever distrust Lien Ni Chang, I would be struck by thunder and lightning!
Madam Lien engel oldu.
Madame Lien saw to that.
Tai Yu-Lien.
Tai Yu-Lien.
Ulusal Vergi Dairesiyle, ödenmeyen vergilerinizde biriken 2.5 Milyonu kurtarmak için
The IRS, telling us they have a lien on any eventual settlement in order to recover over 2.5 million in unpaid taxes.
Sunum saat ona alındı. - Sizce yargıç gerçekten ipotek...
- The judge'll put a lien...?
Bütün yapacağımız ; güvenli bir limana çekmek, ve kurtarma bedeli istemek, ve Rus hükümeti bunu geri almak için bize değerinin yüzde 10'nunu ödemek zorunda.
All we have to do is tow her to safety, slap a salvage lien on her, and the Russian government has to pay us 10 % of her value to get her back.
Ve neticesinde, bu gayrimenkuller ipotek altındalar, ve hükümet hepsine el koydu.
Consequently, these assets are subject to a lien, so the government has seized them all.
First Seattle mallarınıza haciz koymuş.
First Seattle issued a lien on all his properties, your possessions...
Üzerinde ipotek var.
We have a lien on it.
1992 yılından kalan, ödenmemiş bir hastane faturası için haciz emri. Hastanın adı June Gurwitch.
It's a lien on unpaid hospital bills dating back to 1992 and the patient name is June Gurwitch.
Devlet bana eğer herhangi bir şey satarsam.. gelir vergisi icrasına karşılık el konurmuş.
I have a letter from the government telling me... anything I sell from the house will be taken against an income tax lien.
Shu Lien!
Shu Lien!
Şimdi, Shu Lien... bana bir şey söyle.
Now, Shu Lien... Tell me something.
Duydum ki Shu Lien ile tanışmışsın.
I heard you met Shu Lien today.
Bayan Shu Lien sizi görmek istiyor.
There's a Miss Shu Lien here to see you.
Shu Lien, bak kim buradaç
Shu Lien, look who's here.
776 ödemelerini yapmak için avans vereceğimiz sermaye iş üzerinde rehin hakkı sayılacak.
Is to be a prior lien on the business itself

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]