English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ L ] / Light

Light traduction Anglais

48,099 traduction parallèle
- Geldiğini hiç belli etmiyorsun.
You have a light step.
Ve, tanrım, garip değildi Işık vermeye çalıştığımda ahşap ne kadar hantaldı?
And, gosh, wasn't it weird how soggy the wood was when I tried to light it?
Ve tıpkı güneş, ısısı ve ışığıyla her şeyin üzerini eşit bir şekilde kapladığı gibi günahkarlık sizi saracak. Adeta bir veba gibi.
And just as soon as that there sun shines down with its warmth and light on all things equally, so too will guilt enwrap you like a plague.
Karanlik mi isik mi iyilik mi kötülük mü?
Between Darkness and light... good or evil.
Şafak vakti gidiyoruz.
We leave at first light.
- Sadece ışıkta kal Sakar.
- Just stay in the light, Clumsy.
Pekala, sırt çantanızı açıp içinden tünelde hayatta kalma kitini çıkarın. "Işık" diye etiketlenmiş küçük cam şişeyi bulup sıkıca sallayın.
Okay, go into your backpacks, get out your emergency tunnel survival kit, find the small glass vial marked "light," and shake it really hard.
Işığım sönüyor.
My light is going out.
- Işık yakıp titreyecek.
Oh, it's going to light up and vibrate.
Işığa yetişeceğiz galiba.
I think we can make the light. No, no, no.
Işığa yetişemeyeceksin, Joe!
You're not going to make the light, Joe.
Yetişemeyeceksin!
You're not gonna make the light.
Yetişemeyeceksin!
No, Joe, you can't make the light!
- Yetişeceğiz! Başaracağız!
We can make the light!
Yetişeceğiz!
You're not gonna make the light!
Gördüm sayılır.
Light-headed...
Nişancılar en ufak ışık gördüler mi atışa başlıyorlar.
Snipers so much as see a bit of light, they will start popping shots.
- Çatışmaya hazır mısın?
- Ready to rock? Let's light'em up.
İstediğiniz gibi caz müzik olacak.
and the music will be light jazz as you've requested.
Işığa gel.
Come into the light.
Başlamak için
And bring back the light
Ümidin kaybolmasına
I curse the fading of the light
Meşale yakılsın!
Light your torch, mount your horse
Aslında bizde hemen yukarıda kap kurduk ve isterseniz bir ara gelin ateşte marshmallows yapalım.
Hey, listen, we're just camped right up here if you wanna come by later, help us light some marshmallows on fire.
Senin kişilik ve duygu dediğin şeyleri biz ışık ve renk olarak görürüz.
What you call personality and emotion, we see as color and light.
Diğerini yakmak gerekiyor, Acele et!
We need to light another one, hurry!
Lamba.
Light.
Bunun adı Stop Lambası'ydı.
That one's called Stop Light.
Bu adam şu anda çok gergin çünkü günün bu ışıklarını hiç görmedi.
He is nervous. Because he never saw the light of the day.
Mastürbasyonları gününü aydınlatabilirdi.
She could light up a room with her hand jobs.
Işıkla.
With light.
Işıkla gerçeği bulursun.
With light you find the truth.
Işık, gözlerinizi öne çıkarıyor.
The light, it picks up your eyes.
Bu koca götlü ışığı neden getirdik?
Why did we bring this big-ass light?
Işıktan kork.
Beware of the light.
Işıktan kork.
Beware the light.
Bu okulun ve harika bir gazetecinin ışığıydı.
She was a light at this school and a wonderful journalist.
Özür dilerim sana verdiğim bir ışık topu.
My apology is a ball of light that I hand to you.
Hafif kınama?
Light reprimands?
Bu ışık hızının onda biri akım gücüyle gezegen büyüklüğündeki bir objenin yol açtığı gerçek yer çekimi anomalisi.
- Worse. It's the size of a planet with the speed of light.
Artık onu görmeye başlıyoruz.
Is the light below here.
Hayır, yani, hafif bir kızartma kapuçino aldım.
No, I mean, I got a light roast cappuccino.
Kızartma küpünü buraya getir ve bir bardak düzeltmeme yardım et.
Well, get your light roast ass over here and help me fix a cup.
Ve sonra orta, açık, karanlık gidebilirsiniz.
And then you can go medium, light, dark.
Hey, hafif kızartma.
Hey, light roast.
Ne düşündüğünü? Buraya girecekler O küçük kürdan kalem eklemini yakarsan?
They're gonna come in here if you light that little toothpick pencil joint?
Nerede, hafif kızartma?
Where you at, light roast?
Kalan aşağı hafifçe kavurun.
Stay down, light roast.
Peynir üzerindeki ışık ve doodle'da ağır.
Light on the cheese and heavy on the doodle.
~ Sen benim yol gösterici ışığımsın. ~
You are my leading light
Çeviri : yagmur6767 Ryugazaki wang852 kuyinbii Ateşi harla.
Light a fire

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]