Lilies traduction Anglais
455 traduction parallèle
# Kırlardaki zambak olabilirsin ben aptal olacağım #
♪ you can be the lilies in the fields ♪ ♪ I'll be the fool ♪
Bu ahmak kim olduğumuzu bir anlasın, yüzünde güller açar.
If you tip that boob off to who we are, I'll lay some lilies under your chin!
Bu sandigim telefonsa, güller yerine bana zambak yollayabilir.
If that call's what I think, she can cancel those roses and make it lilies for me.
Çiçek gibi oldunuz.
A fine bunch of water lilies you turned out to be.
Kırdaki zambaklara bakan kimse o bakıyor Bay Poppins.
The same one that takes care of the lilies of the field, Mr. Poppins.
Hayır Efendim! Burda o çift ayaklı kaktüsle oturup kulaklarından zambaklar filizlenene kadar sulayacağım onu.
No siree, I'm gonna sit up with that two-legged cactus... and pour water into him until lilies sprout out of both his ears.
- Ya da insanların mezarlarına zambak dikmek için.
- Or for planting lilies for people's graves. - No, sahib.
- Yelesinde zambaklar olan bir aslan! - Tut şunları.
- A lion with lilies in his mane?
Pars zambaklar seviyor karahindibayı
♪ Tiger lilies love the dandelions
# Kaldırın şu yerdeki leylâkları # # Kızıldan da kırmızı güllerle # # Kan kırmızı bir dalga görünecek #
Upon these lilies I heap now, red roses upon red, a blood-red tide shall surge, upon her milk-white flesh.
Hatırlıyor musunuz, çocuklar? Geçen pazar sizlere Yüce İsa'nın dağa çıkıp insanlarla konuşmasını anlatmıştım. Hani "Kutsananların yüreği saftır, çünkü onlar Tanrı'yı görecek olandır," demişti.
Now, you remember, children, how I told you last Sunday... about the good Lord going up into the mountain and talking to the people... and how He said, "Blessed are the pure in heart, for they shall see God"... and how He said that King Solomon in all his glory... was not as beautiful as the lilies of the field?
Şu zambaklar.
These lilies.
Çocuklar o zambakların nasıl da iyi yetiştiklerini gördüler, bunun üzerine nedenini anlamak için kazdılar.
The boys saw how well those lilies were doing, so they dug them up to see why.
Orta tarlanın tohumu olacağız.
We're aiming to be lilies of the field.
Onun üstünden zambaklar yavaşça süzülüyor. "
Above him lilies gently sweep. "
Yarım daire oluşturan beş zambak.
The five lilies forming a semicircle.
Göl ve zambaklar.
The lake and the lilies.
Göldeki zambaklar Lillian'ın sembolleriydi.
The lilies in the lake are symbols of Lillian.
Her yanda mavi kantaronlar, kuzgun kılıçları... ve o güne değin görülmemiş bir coşkunlukla... küllerin altından fışkıran... kahkaha çiçekleri, sabah sefaları.
There were cornflowers and gladioli everywhere, morning glories and day lilies born again from the ashes, with an extraordinary vitality unheard of in flowers before then.
Su nergislerini budamak.
Except pruning the water lilies.
Hastanedeki yaşlı hanıma, kara leylaklar gönderip yüreğine indiren kimdi?
... Or when you sent black lilies to the elderly in the hospital. Tambi?
İlk defa sizi gördüğüme bu kadar seviniyorum!
It's the first time I've been so pleased to see these two water lilies!
Beni bağışlar mısınız, süslemem gereken başka zambaklar var.
If you will excuse me, I have so many other lilies to gild.
" Tarladaki zambakları düşün. Nasıl büyüdüklerini.
"Consider the lilies of the field and how they grow."
Zambakları düşün.
Consider the lilies.
Bu iki lale, ne yapıyorlar burada?
What are those two water-lilies doing here?
Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışır ne de iplik eğirirler.
See how the lilies grow, they do not toil or spin.
Zambakların nasıl büyüdüğüne bir bakın.
See the lilies of the field, how they grow.
İhtiyar Bay Cohen elinde bir avuç vadi zambağıyla, ve düztabanlarıyla gelirdi.
Old Mr. Cohen used to come in on his flat feet with a fistful of lilies of the valley.
Vadinin zambakları açar açmaz, İhtiyar Cohen kafasını tıraş ettirmeye gelirdi.
As soon as the lilies of the valley were in bloom, old Cohen came to have his head shaved.
# Bir inek verin, bir inek verin ve bir de beyaz at. # # Biberlerin ve zambakların beyaz çiçekleri açmış. #
Give me a cow, give me a cow, and a white horse rosemary and lilies have white blossoms
Senin için biraz zambak getirdim.
I brought you some lilies.
Bana tarladaki zambakları hatırlatıyorlar.
They remind me of the lilies of the field.
Mahkûmun Hıristiyan olması durumunda sunak kapıları açılmaz ve yere taze zambak yaprakları serilir.
If the condemned is a Christian, the altar doors stay closed, and fresh lilies are set out.
.. bir buğday tarlasına benziyor.
Fenced about with lilies.
Ben de zambak ekerim.
Well, I'll put in some lilies, then.
Ovadaki çiçekler kadar güzel kokuyorum.
Man, I smell as sweet as lilies off the valley right now.
Tarladaki zambakları gördün mü, nasıl büyüyorlar?
See the lilies in the field, how they grow?
Tarladaki zambakların nasıl yetiştiğini düşünün.
" Consider the lilies of the field, how they grow.
Yirmi dört gül ve iki zambak.
Twenty-four roses and two lilies.
Leylaklar, orkidler, kamelyalar güller.
Lilies, orchids, camelias, roses...
- Zambalkar gibi aydınlanacak
He will brighten like the lilies. Come.
- Annem zambaklar der
- Mama says lilies
- Evet. Zambakları düşünün.
Consider the lilies.
- Zambakları mı düşünelim?
- Consider the lilies?
Zambakları düşün...
Consider lilies...
İnsanları ellerinde çiçeklerle görür gibiyim... Şöyle diyorlar : "İyi bir adamdı, iyi bir adam."
I already see the people with lilies in their hands but they will say, "He was a good man, a good man."
Evet, bir düzine zambak verir misiniz?
Yes, give me a dozen lilies.
Beyaz zambakları sever misiniz?
Do you like white lilies?
- Zambakların tozu bulaşmış.
It must be the lilies.
Kır zambaklarını bir düşünün.
Consider how the lilies grow in the fields. They do not work nor spin.