Lin traduction Anglais
1,931 traduction parallèle
Adam silahlı soygun yaptı Lin. Hem de iki kez.
The guy committed armed robbery, lin, twice.
Abarttın ama Lin.
That's a little dramatic, lin.
Bu, Lin Kuei'nin geleceği.
This is the future of the Lin Kuei.
Artık asıl amacınız Lin Kuei'yi kontrol altına almak.
Your goal to completly control the Lin Kuei is now a reality.
Burnuma bir şey tıkıştırıyorsun Lin.
You're shoving things in my nose.
- Bunu hep yapıyorsun Lin.
You always do this, Lin.
- Homurdanma da uyu Lin.
Yecch! Lin, stop stewing and go to sleep.
- O ne demek Lin?
What do you mean, pretty ones, Lin?
Louise'e onu odasından atacağını söylerken iyi eğlenceler.
Well, have f telling Louise you're kicking her out of her room, Lin.
- Sana da Lin.
Sleep tighter, Lin.
Her şey yolunda.
Right. Right, Lin, everything's fine.
Anahtarı ver Lin. Onları çıkaracağım.
Lin, just give me the key, all right?
Senden nefret etmiyor Lin.
No, she doesn't hate you, Lin.
Bu ay kenara bir şey koymadık Lin.
We have nothing extra this month, lin.
Restoranda gün boyu çalışıp gece 10 ve sabah 6 arası taksi süreceğim.
Well, I'll work the full day at the restaurant, lin, then I'll go drive the cab from 10 : 00 P.M. To 6 : 00 A.M.
Teröristlerle anlaşma yapmayı mı?
Uh, so that's what we should show our kids, lin- - that it's okay to negotiate with terrorists?
- Deniyorum Lin.
I'm trying, lin.
Aman Tanrım, Lin!
Oh, my God, lin.
Makat onlar, Lin.
Lin, they're anuses.
Gördün mü Lin?
Okay. You see that, lin?
O kadar da hassas değil Lin.
She's not that fragile, lin.
Makat restoranıyız biz!
We are the anus restaurant, lin.
Bunu sen istedin Lin.
Hey, you asked for this, lin.
- Adaleti yerine getirdim.
I got justice, lin.
Şaka mı yapıyorsun?
Are you kidding, lin?
Bir haftadır tek bir hamburger satmadık Lin.
We haven't sold a burger all week, lin.
Evet. Doğru olanı yaptın Lin.
Yeah, yeah, I mean, lin, you did the right thing.
- Üzgünüm, Lin, ben...
I'm sorry, Lin, I...
- Benim suçum değil, Lin.
It's not my fault, Lin.
- Abartıyorsun, Lin.
You're overreacting, Lin.
Lin'i telefona ver.
Come on. Put Lin on the phone.
- Sağol, lin.
- Thanks, lin.
- Lin.
- Lin.
Lin.
Lin.
Kameraman YongWei Wang, Wei Lin, DiJiang Ah
Cameramen YongWei Wang, Wei Lin, DiJiang Ah
Benim hobim bu, Lin.
It's a hobby of mine, Lin.
Eve gidiyorum, Linda.
No! I'm going home, Lin.
Senin için, Linda!
For you, Lin!
Fark ettin mi?
Did you notice, Lin?
- Gördün mü?
What? Do you see it, Lin? Right there.
Paradan çok daha önemli bu, Lin!
This is way more important than money, lin!
Restoran mahvolmuş Lin.
The restaurant's destroyed.
Tamam, kötü göründüğünü biliyorum ama dün akşam pek çok yeni arkadaş edindik.
! Okay, lin, it looks bad now, but we made a lot of new friends last night.
- Hayır, Lin.
That's great!
Torpido, hamburger yağımı hile yapmak için kullanıyor.
No, Lin, Torpedo is using my burger grease to cheat.
Bunun Çin'de lin-king wan-king don-king non-king tarafından yapıldığını biliyoruz.
The thing about this is, OK, we know this is made in China by the lin-king wan-king don-king non-king...
Yi Lin.
Yi Lin.
Yi Lin, ne oldu?
Yi Lin, what's wrong?
Çocuklarımıza bunu mu öğreteceğiz Lin?
Kind of.
Lin...
Lin...
Aman Tanrım!
Oh, my God. Lin!