Liner traduction Anglais
356 traduction parallèle
Bu ayın 25'inde Birleşik Devletler yolcu gemisi S.S. Manhattan ile geliyorum.
I will arrive on the 25th of this month on the U.S. Liner S.S. Manhattan.
Honolulu yolcu gemisi battı!
Honolulu liner sinking!
"Talihsiz yolcu-gemisi kazazedeleri, kurtarma gemisine aktarıldılar."
"The survivors of the ill-fated liner have been transferred to the rescue ship."
" Honolulu yolcu gemisi battı.
" Honolulu liner sinking.
Şu yolcu gemisinden düşmüş herhalde.
He must have fell off that liner.
— Yolcu gemisini mi diyorsun?
- You mean the liner?
Bir yolcu gemisi çarptığında... Dorothy Clemens'te de yolcu vardı.
There was a passenger on the Dorothy Clemens when she got rammed by the liner.
Yakında param olacak, ve tek gözlüklü beyefendiyi, gemiye bininceye kadar atlatacağım.
Soon I'll have money, and I'll be able to give the gentleman with the monocle the slip... till I get on board a liner.
Viski ve sodadan oluşan bir okyanusta yüzen lüks bir yolcu gemisiyle geri geldi.
He came back with a big luxury liner... floating on an ocean of whiskey and soda.
Bir zamanlar bir Alman gemisinde çalïşmïşsïnïz.
You once worked on a North German Lloyd liner.
- Yola gelmez herifin teki.
- A real hard-liner.
Onu kompartımanda, yanımızda götüreceğiz.
That will do with our ocean part liner. Let see...
Yedek motor boruları ve gemi dirseği çatladı.
Piping on auxiliary engine and liner elbow cracked.
- Bu, ticari bir uçuş olmayacak.
- This won't be a commercial liner.
Onu bağlayıp çekelim. Sence küçük römorkumuz bu transatlantiği çeker mi?
You think our little tug will pull this entire ocean liner?
Ann, Amsterdam'a uçtu. Burada ise yeni bir Uluslararası Yardım Kuruluşu kurarak bir transatlantiğin açılışını yaptı.
Ann flew to Amsterdam, where she dedicated the new international Aid Building and christened an ocean liner.
"White Star Gemiciliğin yeni transatlantiği Titanik... dünyanın en büyük gemisi."
" The new White Star liner R.M.S. Titanic is the largest vessel in the world.
Bu lüks yolcu gemisi zamanda bir ada ve her bir yolcusu da bir ada.
This luxury liner is an island in time and each of her passengers is an island, too
Filmde bir boşluk var. Bu boşluk, gemide geçen çeşitli olaylarla doldurulabilecek.
There is a gap in the film to be filled with various events taking place on the liner
Bir yolcu gemisinde, zamanda bir adada geçen bu hikâye kolaylıkla sonuçlanabilir.
Set on a liner, an island in time this story can be concluded easily
Eğer görevim bir yolcu gemisi gibi ileri gitmek olsaydı bu harika bir fikir olurdu.
If my mission were to steam along like a passenger liner that would be an excellent idea.
Bu beyaz yolcu gemisi yeni yolculuğuna çıkmak üzere, Sovyet turistlerden oluşan genişçe bir gurubu muhteşem bir seyahate çıkarıyor.
This snow-white liner is to depart on its next cruise, carrying a large contingent of Soviet tourists on a very fascinating voyage.
17 Haziran 1940'ta buharlı gemi Le Massilia Bordeaux'dan Fas'a yol alıyordu.
On June 17, 1940, the steam liner Le Massilia headed from Bordeaux to Morocco.
"... flying in a big air liner... "
"... flying in a big air liner... "
Gemiyi kurtarmak için, evet.
To save the liner, yes.
Habsburgs hanedanı tahtındaki haklarından vaz geçerek, bu tuzağa düştü ve Fransızların büyük yolcu gemisi "Le Cid" e bindi.
abdicated as heir of the Habsburgs to fall in the trap of the french liner "Le Cid".
Binbaşı John Alexander pilotsuz ve mürettebatsız dev jet uçağının içine sıkışıp kalmış 120 kişiyi kurtarmak için dramatik bir girişimde bulunacak.
Major John Alexander will make a dramatic attempt to rescue 120 persons trapped aboard the giant jet liner without pilot and without crew.
Hava kuvvetlerine ait helikopterden bir halatla sarkıtılacak ve büyük jet uçağının gövdesindeki açık delikten içeri girecek.
He will be lowered on a line from the air-force helicopter and will crawl through the hole torn into the body of the jumbo jet liner.
Atlantiğin ortasında bir yolcu gemisi.
Mid-Atlantic, on a liner.
Sol taraftaki ünlü yolcu gemisi Queen Elizabeth'in enkazı, 1 97 1 yılında bilinmeyen sebeplerden dolayı burada batmış.
On our left is the wreckage of the famous liner, Queen Elizabeth, which sank here under mysterious circumstances in 1971.
Bu kez bir jetle ya da transatlantikle değil hayal gücünüzü kullanarak ve naçizane çabalarımızla kendimizi, 9,000 mil uzakta Seine nehri kıyısındaki bu şehre götürelim.
Let's not take a jet or an ocean liner. But using your imaginations... and with our humble efforts on stage here... let's transport ourselves... to that city on the Seine 9,000 miles away.
Wurtze'ler okyanus gemisiyle Havai'ye gittiler.
The Wurtzes went to Hawaii on a real ocean liner.
Yolcu gemisi Rising Star burası, Sigma Mekiği. Görevimiz, filodaki hasarı ve besleme durumunu incelemek.
Passenger liner Rising Star, this is Sigma Shuttle on fleet damage and supply survey.
Yolcu gemisi Rising Star, burası filo hasar ve ihtiyaç taraması yapan Sigma mekiği. Kabul etmeye hazırlanın...
Passenger liner Rising Star, this is Sigma Shuttle on fleet damage and supply survey.
Dört yıldızlı biz yolcu gemisine bakıyorsun. Yüzlerce zengin insanı Avrupa turuna çıkarmıştı.
You're looking at a four-star passenger liner... carrying hundreds of wealthy people on a European cruise.
Miğferini tak!
Get your helmet liner!
Yoksa bunun yerine bir yolcu gemisiyle mi adaya gitmek isterdin?
Would you rather go to the island on a cruise liner?
İdealist olarak tanınmazsın.
You're not known for being a hard-liner.
Kraliçe Mary, dünyanın en çok yolcu alan gemisidir. New York limanının görebileceği en kalabalık insan kargosunu eve getirmiştir.
The Queen Mary, the greatest passenger liner in the world... brings home the greatest human cargo New York Harbor has ever seen.
Geçmişte, Manhattan kulelerinde, 83.000 tonluk buharlı bir İngiliz yolcu gemisi üretilmiştir.
Past the towers of Manhattan steams the 83,000-ton British liner.
Bu küçük mücevher kutusu için, Çok küçük ve çok geniş. Arkadaşlar ve hayranlar bütün dünyadan
For this small casket, so small, and yet so large, friends and fans from around the whole world chartered the most luxurious liner,
Uluslararası sularda bir okyanus gemisindeydi.
She's on an ocean liner in international waters.
Bir çöp poşeti daha ver.
Give me another bin liner.
Tek ihtiyacım, biraz kereste ve huzur.
All I'd need would be lumber and peace of mind. - I sewed the liner.
Çantalarını kapıcıya verip, şoförün seni almasını mı bekleyeceksin?
Check your bags with the porter and wait for a stray liner to pick you up?
- Miğfer astarım nerede?
- Where's my poncho liner?
Ve söylemek istediklerimi karşınızda anlatamadım, ve işler birazcık kontrolden çıktı.
Data, identify. What is a QE2? It was a passenger liner, which traveled Earth's Atlantic Ocean in late 20th, early 21st centuries.
Demek çok önemsiz haber okuyorsun.
Well, then, you must read a lot of liner notes.
Ona büyük burun dedim, oda bana tek çorap, va ah, şey, sonuç olarak- - Sonuç olarak Senin dans resitalin gecesine kadar, okula 100 metreden fazla yaklaşamıyacağım.
"He'll Think It's Someone Else's Eyes" liner, and one vat of "Unh" Perfume... in addition to my regular order.
Bir transatlantik mi?
An ocean liner?
Göz kalemi.
Eye liner.