Linz traduction Anglais
143 traduction parallèle
Doktor Linz girmek istedi.
Dr Linz wanted in.
- Doktor Linz...
- Dr Linz...
Matmazel Cuq zararsızdır ama Dr. Linz...
Miss Cuq is harmless, but Dr Linz...
Onunla aynı çatı altında bulunmaktan gurur duymalıyız.
Dr Linz is one such man. We should be proud to live under the same roof as him.
Maalesef Dr. Linz'le müzik anlayışımız uyuşmuyor.
Unfortunately, Dr Linz and I don't see eye to eye musically.
Ve bundan gurur duyuyor. Dr. Linz... Durand hakkında çok şey biliyorsunuz.
Dr Linz, you know so much about Durand.
Doktor Linz, merdivenden çıkar mısınız?
Dr Linz, will you walk up the stairs?
Ama Linz'i tutukladım!
But I arrested Linz.
- Dr. Linz sizce katil mi?
- You think Dr Linz is the killer? - No.
Dr. Linz masumdur.
- What? - Dr Linz is innocent.
- İsmi Theodore Linz idi. - Teşekkür ederim.
- His name was Theodore Linz.
İki gün sonra Linz'i yeniden okula aldılar.
Linz was reinstated two days later.
Ne oldu? Linz'e gitmek zorunda mıyız?
But we have to go to Lance?
Şimdiye Linz yolunu yarılamışsınızdır diyordum?
I thought now that you're half way to Linze?
Linz'e gittim.
I went to Linze.
Linz'i beğendiniz mi?
Do you like it here in Lance?
Ama Linz'de geçirdiğiniz onca zaman yanınızda kimseyi görmedim.
I haven't seen anyone's company. He doesn't live in Linza.
Linz'de yaşamıyor.
He lives in Vienna.
Linz'e varana dek Tuna Nehri'ndeyiz.
We follow the Danube up to Linz.
Linz'de bir tekneye atlayıp Ulm'a gideceğiz.
In Linz we hop a barge and go to Ulm.
Belki Linz'e giden bir tekne falan bulabiliriz.
Maybe even catch a barge up to Linz.
Linz şehrinden gelmiş bir Avusturyalıydı.
An Austrian, she came from the city of Linz.
" Linz'de beraber Beethoven'nun İlk senfonisini çalıyorduk.
We played Beethoven's First together in Linz.
Korkarım ki, Führer'im, küçük kasaba Linz bundan böyle bir kasaba olmayacak.
I'm afraid though, my Führer, the little village of Linz... will no longer be a village.
Linz.
Linz.
Linz'i Nasyonal Sosyalist İşçi Parti'mizin başkenti yapabilirdik.
We could have made it... the capital of our National Socialist Party. Linz.
Linz ; gençliğimin geçtiği şehir.
Linz, the place of my youth.
Ekstra kremşantili. Yanında da Linz turtası, değil mi?
Mochaccino, extra whipped cream and a Linzer Torte, right?
ikinci en güzel bebeği.
HI, LINZ. HI. SECOND MOST BEAUTIFUL.
Yani sen ve Lindz'in burada...... olduğunun üstünden çok zaman geçmedi.
I MEAN, IT WASN'T THAT LONG AGO THAT YOU AND LINZ WERE RIGHT HERE.
Oh Linz seni çok özledim.
OH, LINZ, I MISS YOU SO MUCH.
Uyandırdım mı?
IT'S LINZ.
Treni Linz istasyonunda durdurmalısınız.
You must stop your train at Linz.
- Linz, biz zaten evliyiz.
LINZ, WE HAVE A MARRIAGE...
Bu da seninki Linz.
AND WHAT WAS YOURS, LINZ.
Seve seve...
YOU PULL TOGETHER SOMETHING FOR LINZ TO WEAR. I'D LOVE TO.
Bu... Luke.
Mel, linz... this... is luke.
Mel ve Linz bir tür seks makinesi. - Deli gibi sevişiyorlar.
MEL AND LINZ ARE A COUPLE OF SEX MACHINES.
Mel ve Linz'e hissettiklerim gibi.
A-AND MEL, AND LINZ.
Dr. Linz...
And Dr Linz...
Linz, müzikle ilgili bir şehirdi.
Linze was a musical town.
Üzgünüm Lindz.
I'M SORRY, LINZ.
Linz...
LINZ...
Seni özledim Linz.
I MISS YOU, LINZ.
Ben Linz.
BRI?
Linz ve Salzburg'da duracaktır, şu anda yolcu almaya başlamıştır.
Train 681 to Munich with stops at Linz, and Salzburg, is now boarding.
Çiçekli, fırfırlı,... kurdeleli ve... Linz'in giyebileceği bir şeyler hazırla.
DEB,
Mel, Linz...
Oh.
Linz ve ben bir çiftiz.
ABOUT ANY MORE OF YOUR PROBLEMS. WELL... LINZ AND I, WE'RE A...
Linz...
OVER BY THE ROSE BUSHES.
Bu konuyu açmamak üzere kapatmıştık.
LINZ... I THOUGHT WE PUT THIS TO REST ONCE AND FOR ALL.