List traduction Anglais
28,334 traduction parallèle
Yapmasının bir yolunu bulsan iyi edersin, çünkü Phillip'i saf dışı bıraktığımda Cahill'in listesinde sırada Kevin'in eşi var.
Well, then you better figure out a way to make him, because once I blow Phillip Allen out of the water, the next person up on Cahill's hit list is Kevin's wife.
Neyse, listeye bakıp kimlerin çocuk getirdiğini öğrenmeyi umuyorum.
Anyway, I was hoping to maybe get a look at that list just to see who brought kids.
Para listemde bile yok.
Money don't even crack my list.
Yani, tamamen çözdüğümü söylemiyorum ama bu ev ve çevresinde yaşanan bütün doğaüstü olayların listesi burada.
I mean, I'm not saying I've got it cracked completely but this is the entire list of the paranormal activity within the house and the surrounding environment.
- Bu Nainsan kayıt listesinden alınmış.
This is from the Inhuman Registration List.
Listeyi taşıyan adam ve EMP cihazını koruyanlar. - Hepsinde Gözcülerin dövmesi vardı.
The man with the list and the ones guarding the EMP, they all had Watchdog tattoos.
Momentum Enerji Laboratuvarı aktif olduğu zamanlarda orada çalışanların listesini buldum.
I did get a list of faculty that worked at Momentum Energy Labs back when it was operational. Could be something to look into.
Listedeki herkesi uyardım ama -
I warned everyone on this list, but...
Harika, beni de o listeye yaz.
Great, put me on that list.
Yayınladığınız o liste çok iyi bazı kamu görevlisinin kariyerine zarar verebilir ama bana zerre kadar zarar vermez.
This list of yours that you're releasing, it could damage the careers of some very fine public servants, but it won't hurt me one iota.
Bu listedeki bazı taraflar kesinlikle kuşkulu bir menşei belgesini satın alabilirdi ama onlardan hiç birinin suikatçi görevlendireceğini sanmıyorum.
Some of the parties on this list certainly would buy an artifact of dubious provenance, but I... I have a hard time imagining any of them commissioning assassins.
Endişelenme bir liste yaptım.
Don't worry, I made a list.
onun listesinde olmalı.
She must be on his damn list.
Acil Arama Listesi, Sadece Çalışanlar İçin
( Emergency contact list for the show personnel )
Yolculukta yapabileceğimiz havalı şeylerin bir listesini yaptım, bir göz at.
I did a list of cool road trip stuff. Check it.
Bu yüzden, hâlâ ihtiyacım olup olmadığına karar vermek için hayatımdaki şeylerin olumlu ve olumsuz yanlarının bir listesini çıkarıyorum.
So, I'm making a pros and cons list of everything in my life to work out whether I still need it or not.
Gretchen'ın artıları ve eksileri, yapıştır.
Gretchen pro-con list, go.
Bak o liste falan yapmıyordur kesin.
Bet your ass he's not making a list.
Artılar listene ekleyecek iki şeyi hemen göstereyim.
Here are two things to start off your pro list.
"Listeye gerek bile yokmuş."
" That list was pointless.
Anlamıyorum, seninle ilgili artılar ve eksiler listesi mi yapıyor?
I don't get it. A pros and cons list about you?
Jimmy, şu artılar ve eksiler listesi olayını düşündüm de bana göstermenin adil olacağına karar kıldım.
Jimmy, I've thought about your pros and cons list, and I think it's only fair that you show it to me.
Senin artılarını ve eksilerini yazıyorum.
Um, I'm making a pros and cons list about you.
Artı-eksi listesi benim olayım.
Pros and cons list is my thing.
Yani onunla ilgili bulduğun saçma eksilerin listesini mi yapıyorsun?
So you're making a list of dumb little negative things about him?
- Listenden bir şey söyle yeter.
Just tell me one of the things on your list.
Bu saldırı altı ölüye ve düzinelerce yaralıya sebep oldu. Buna ek olarak da El Hamadi'yi... hükümetimin en çok arananlar listesinin başına çıkarttı.
The attack left six dead, dozens injured, and propelled El Hamadi to the top of my government's most-wanted list.
Virjinya sayamayacağım kadar çok fazla motor klübünün evi ve hepsi küçük bir parça bölge için savaşıyor.
Virginia's home to more biker gangs. Than I can list, All of them fighting for a slice of the territory.
Berbat yürüyüşümüde listeye ekle.
Add it to the list,'cause I suck at walking too.
Hayır davetli listesi vermediler.
No, they didn't give me a guest list.
Yoğun ve güzel bir listeye ulaştım ki bu da...
I have come up with a list that is good and plenty, which, by the way,
- Evet ama, tüm o ilaç reklamlarının sonunda sorumluluk reddi hakkında uzun bir liste olur endişelenmeli miyim?
- Yeah, but at the end of those pharmaceutical commercials there's always this long list of disclaimers, should I be worried?
Liste.
The list.
O listedeki herkesin ortak yönü ne biliyor musun?
Yeah, you know what everyone on that list has in common?
Aaron, Emily, kabine listenizi istiyorum...
Aaron, Emily, I want your list for the Cabinet...
Potansiyel kabine seçimleri listesi hazırladık.
We put together a list of potential Cabinet choices.
Labaratuvar onaylanmış ölüler listesini güncelledi.
The lab updated the list of confirmed dead.
Doğru, ama bu dört kişi Her zaman listede olacak.
That's true, but these four people will always be on the list.
Yani şüpheli sayımız sadece bir kaç yüz gangstere çıktı.
That means our list of suspects just grew by only a few hundred mobsters.
Bir parka gidip bir liste dolusu sıkıcı gerçeği anlatamazsın.
You can't just go to a park and list a bunch of boring facts.
Bir doktorun çıkıp, çocuğunda bir şeylerin ters gittiğini ve onun asla yapamayacağı şeyleri sıralaması ki bu da gayet uzun bir liste.
A doctor tells you there's something wrong with your kid, all the things he's never gonna do, and it's a nice, long list.
Şimdi, hatırla!
The high-value target list only starts with the White House. Now, remember...
Yapılcaklar listemi anlatıyorum, Mac.
It's my bucket list, Mac.
Bu listede olmayan ne biliyor musun?
You know what's not on that list?
Yapılacaklar listemdeki tek şey aslında bu binadan canlı kurtulmak.
Relax. The only thing on my bucket list is getting out of this building alive.
Bence artık yapılacaklar listemden "altıma kaçırma" yı çizebilirim.
I think I can cross pooping my pants off my bucket list.
Haklar bildirgesi sanırım valinin okuma listesinde değilmiş.
I'm guessing the Bill of Rights wasn't on the governor's summer reading list.
Çabuk konuş. Müşteri listesi, National City'nin önde gelen kumarbazlarıyla dolu.
Uh... uh, the patron list is full of prominent high rollers in National City.
- Mail listelerinde olduğumuzu sanmıyorum.
It's not like we're on the mailing list.
Bunu buldum. " Chlorinda yeniler listesinde.
" Clorinda was on the newcomer list.
Sıradaki hedefleri James.
James is next on their to-do list.