Lokum traduction Anglais
198 traduction parallèle
Asfalt, kaldırım, lokum, öpücük.
Asphalt, uncle, delight, leave.
Elinde lokum hastanede Profesör Egelhoffer'i ziyarette.
At the hospital calling on Professor Egelhoffer with marshmallows.
Dul kadının kızı kaymaklı lokum gibi olurmuş.
She's filled out nicely.
Lokum bunlar, lokum.
Real tasty.
Katırın üzerinde lanetin tekiyim ama güzel bir kızın yanında lokum gibi olurum.
I'm hell on packing mules, but I'm a delight with a pretty girl.
Haydi, bana 3 lokum ver.
Yeah, give me three sticks.
Çünkü boru doğruca Lokum Odası'na gidiyor.
Because that pipe goes to the Fudge Room.
Bayan Gloop'u Lokum Odası'na götürün, ama dikkatli olun oğlu buhar kazanına düşmesin.
Take Mrs. Gloop to the Fudge Room, but look sharp or her boy will get in the boiler.
Barutumuz dün bitti. Elimizde sadece lokum var. Ordu kanalı açık tutabilmemiz için vermişti.
We ran out of powder yesterday and all we got is blasting sticks... the Army gave us to keep the river channel open.
- Lokum mu?
Blasting sticks?
- Ne? - Yanında bir kutu da lokum götürdü.
With a bag of marshmallows.
İstersen senin gül hatırın için, 2 kilo lokum vereyim.
I'll give you 2 kilos delight.
1 kilo lokum ver, 1 kilo da kuru üzüm ver.
Make it 1 kilo delight and 1 kilo raisins.
Adamın şehirde bir işi olsa, her gün lokum yer, kuru üzüm yer.
If you got a job in town, you eat this everyday.
Lokum gibisin.
Hey, baby, you're all right.
- Lokum gibi.
It's so tender.
Hayır sadece sizi lokum gibi ezip kasabamdan atmak istiyorum.
[Hannibal On Speaker] Nah, I just wanna squeeze you marshmallows outta my town.
lokum yollayacağız ona mademki oldu mumya mademki oldu mumya lokum yollayacağız ona hücresinde yesin onları vursun duvara kafayı vursun duvara kafayı hücresinde yesin onları
we'll be sending him some treats since he's lost most of his weight since he's lost most of his weight we'll be sending him some treats to enjoy them in his cell and bang his stupid head and bang his stupid head in his long dark cell.
Bu Salim Kahya ile şehre inip lokum alacağım.
We will go to city with kahya Musallim to buy lokum.
Ve hak ettiğiniz lokum kebapları.
And for desert, marshmallow-kabobs.
- Bebeğe bak, lokum gibi!
- Baby got more cakes than Duncan Hines!
Kare seklindeki lokum kurabiyelerden var mı?
Oh, do you have any of those delicious marshmallow squares?
Tamı tamına Marge Simpson'ın lokum kurabiyelerinin getirisi kadar.
Exactly what Marge Simpson's marshmallow squares bring in.
İçeri girip çay ve lokum ister misiniz?
Would you like to come in for tea and marshmallow squares?
Onun yerine lokum mu yeseydik?
Wouldn't ya rather toast marshmellows, instead?
Tek lokum yeter demiştim.
I told you one stick would be enough.
Anne, yatak odanıza koyduğun bu iki lokum ne?
Mom, what are those two marshmallows in your bedroom window?
Göbekdeliğinden küçük lokum emdim.
I sucked that mini-marshmallow out of your bellybutton.
- 15 lokum mu?
- Fifteen sticks?
Lokum ister misin?
Want a marshmallow?
Tıpkı lokum gibi. Bence bunlardan çok daha öte.
She's a Charlotte Russe...
Yerfıstığı görünümünde bir portakallı lokum ha? "
What is this? The orange marshmallow shaped like a peanut? "
Onlar lokum.
Those are marshmallows.
Ama, ama bol bol lokum alıyorum.
Well, uh, I get... I get... I get to keep... keep lots of marshmallows.
Ödemeni lokum olarak mı alıyorsun?
Your job pays you in marshmallows?
Oyun boyunca öğrenciler sahaya lokum atıyorlar ve tubanın içine sokmaya çalışıyorlar.
Well, during the games, the students throw marshmallows onto the field... and they... and they try to get them into the tubas.
Gördün mü, burada hiç lokum yok.
See, not a marshmallow in the bunch.
- Bisküvi mi, lokum mu?
- You want a pretzel or a marshmallow?
Lokum gibi yumuşak koltuklarınız omurgama baskı yapıyor.
And your marshmallow seats compress my spine.
Fişeklerden iki buçuk lokum dinamit yapabiliriz.
We ought to get 2.5 sticks of dynamite out of these flares.
İki lokum C-4...
Two lumps of C-4...
- Lokum getirmiştim.
- I brought marshmallows.
Takıl bize. Sonradan lokum kızartıp, "kumbayah" söyleyeceğiz.
You should stick around,'cause a little later we're gonna... make s'mores and sing "Kumbayah."
- Bir kutudan kaç lokum çıkıyor?
- How many sticks in a box?
Kahrolası kızarmış lokum!
Coming in here, poncing up like a Fry's Turkish Delight!
- Hey, Lokum.
- Hey, Pop Tart.
Ama hiç lokum bulamadım.
Couldn't find marshmallows.
L ve O olmasa "lokum" diyemezsin...
"You can't spell" love " without L-O
Lokum eritirsin burada.
You could roast a marshmallow.
İçinde lokum olanlardan istiyorum.
Please get the kind with marshmallow inside.
Lokum gibi karılar.
New in town, a real babe.