Love traduction Anglais
298,109 traduction parallèle
Kusura bakmayın çok isterdik ama kaçmamız lazım!
Sorry, love to, but must dash!
Genel fikir buydu dostum.
That was the general idea, old love.
Evet dostum, Jackdaw evine dönüyor ama bu sefer zengin şekilde.
Oh, yes, my old love, Jackdaw's going home, but this time, he'll be minted!
Kılık değiştirmeye bayılırım.
I love disguises.
Bay Volkan'a dönüşen hallerine bayılıyorum.
I love it when he's Mr Volcano.
Etrafımın sarılmasını severim.
I love being surrounded.
Reklama bayılıyorlar.
Oh, they love to advertise.
Sadece onları dinlemeyi seviyorum.
I just love hearing them play.
Aramızda olmanı isteriz.
Great. We'd love to have you.
Seni seviyorum ama şu an bir hayaletsin yani...
I mean, I love you, but you're very ghost-like right now, so...
Seviyorum seni.
Love ya.
Aşk için evlenmeyebiliriz.
We don't necessarily marry for love.
Bu seninle... senin aşkınla ilgili, Emma.
This is about you... your love, Emma.
Sevdiğim kadından ayırıldım... ve şimdi o tehlikede.
I've been separated from the woman I love, and now she's in danger.
Onlar beni de başka kimseyi de sevmezler.
And they have no love for me or anyone.
- Bayıldım.
- Love that.
Yani O'nun sevgisi koşulsuzdur.
So His love is unconditional.
Burada oturan herkes sevdiğimiz Amerika'yla zombi topraklarının arasında duruyor.
Those of us sitting in this room are all that's standing between an America we love, and a zombiecontrolled wasteland.
Şu aşk mektubunu bir dinle.
Listen to this love letter.
Ve bir Fillmore-Graves askerini eve götürüp becermek ve yastık konuşması olmadan uykuya dalmayı umuyordum.
And I was hoping to take some Fillmoregraves soldier home, make love, and immediately fall asleep without a followup conversation.
Seni seviyorum.
I love you.
Ben de seni seviyorum.
I love you, too.
Buraya bayılacaksın!
You're going to love it here.
Bana bir amaç verdiler, sevgi gösterdiler.
They've given me purpose, love.
İtiraf ediyorum, seni seviyorum Cyndi.
I confess, Cyndi, that I love you
- Cyndi, seni seveceğime söz veriyorum.
Cyndi, I promised to love...
Cyndi'ye olan sevgimi ifade etmek istiyorum.
I'd like to profess my love for Cyndi.
Benim aşkım sınır tanımaz!
My love knows no bounds.
Cyndi, nasıl da seviyorum seni!
Cyndi, how I love thee.
- Çek elini! Aşkıma kavuşmalıyım.
Unhand me, I must be with my love.
Yunan mitolojisinde ayçiçekleri karşılıksız aşkı temsil eder.
Greek mythology, sunflowers represent unrequited love.
Aşk iksiri arıyoruz.
We are looking for a love potion.
Aşk iksirleriyle ilgili bilmeniz gereken ilk şey şu. Hiçbir zaman aşık etmezler.
Now, the first thing that one should know about love potions is that they were never about instilling love.
- Aşk iksirinde aşk yoksa ne var?
If there's no love in a love potion, then what's in it?
Peki nasıl oluyor da saplantı iksiri, aşk iksiri olarak anılıyor?
So how did an obsession potion get to be called a love potion?
Peki neden aşk, yâni saplantı iksiri benim üzerimde etkili olmadı?
Okay, so why didn't the love... I mean, the obsession potion work on me?
- Hayır, o da büyünün etkisi altındaydı. Ama mutfağı, ev yapımı bir aşk iksiri yapmak için mükemmel bir yer!
No, he's under the spell too, but his kitchen is the perfect place to home brew some love potion.
Sinir gazıyla yüklü olabilir. Ya da aşk iksiri! Ama bu çılgınlık!
It could be adapted to carry a nerve gas payload or... a love potion.
İksirin kıyafetlerinizde bıraktığı izleri topladım ve bileşenleri sentezledim.
Now, I was able to collect trace findings of the love potion from your clothes, and synthesizing the ingredients,
- Onu tekrar görmek istiyorum.
- I'd love to see her again.
Bak, sana yardım edebiliriz. Ama o aşk iksirinden bir numuneye ihtiyacım var.
Look, we can help you but we need a sample of that love potion.
- Aşk iksiri kullanarak mı?
By using a love potion?
Sonra Agnes, programın makyaj sanatçısı, yanıma gelip benim için bir iksir yapabileceğini söyledi. Bu bana yardım edecekti. Herkesin beni sevmesini sağlayacaktı.
And then Agnes, the show's makeup artist, she came to me and she said that she could make me a potion that would... that would help me, that would make everybody love me.
Neden? Ben zaten birini seviyorum, ona güveniyorum ve inanıyorum. O yüzden kimse aklımı çelemez.
Because, I already love, trust, and believe in someone so much I could never be swayed.
Sadece daha fazla müride ihtiyacım var. Beni daha fazla kişinin sevmesine ihtiyacım var!
I just need more people to love me.
- Ben sadece sevilmek istedim.
I just wanna be loved. That is not love.
- Cyndi! Gördün mü?
That is love.
Anlamıyorum, beni sevmeleri gerekiyordu.
I don't understand, they're supposed to love me.
Cyndi'ye bayılıyorum!
I love Cyndi.
Seni çok özlüyorum, sen benim hayatımın aşkısın!
- I long for you, and you're the long lost love of my life.
Beni seviyorlar!
They love me.