English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ L ] / Lukewarm

Lukewarm traduction Anglais

150 traduction parallèle
Tereyağlı sandviç - Ilık bir karşılama.
Sandwich with butter - lukewarm response.
Gergin hava ve soğuk karşılama nedeniyle özür dilerim.
I want to apologize for your rather lukewarm reception here.
Freddi, cicim, yatağa yarım ılık su torbasıyla gitmek durumundasın.
Freddi, my pet, you'll have to go to bed with half a lukewarm water bottle.
- Ilık olmuş.
- It's lukewarm.
Her şey ateş ya da buz olmalıydı, ılık şeylerden nefret ediyordu. Gösterişli biriydi ve Paul'un de öyle olmasını istiyordu.
All fire and ice, shying clear of the lukewarm she was a thoroughbred, and wanted Paul the same
İki paket öksürük tozunu biraz üzüm suyuyla karıştırdıktan...
You take two packages of cough drops... and dissolve in one gallon of lukewarm grape juice...
Akılda kalansa hoş anılar.
Yes, what a summer... the water feels lukewarm. It's the delicate memories that remain.
Hayır asıl siz ilgisiz inancınızla Tanrıya küfrediyorsunuz.
No, all of you blaspheme God with your lukewarm faith.
- Memur bey.
- and a Thermos of lukewarm cocoa. - Officer.
Ilık bir banyo yapmanız ve kalsiyum iğnenizi olmanız gerekiyor.
You need a lukewarm bath and your calcium injection.
Suyun ılık olması lazım.
That water has to be lukewarm.
Ah biraz ılındı.
Lukewarm.
En azından Wayne'le konuşma şansına sahip oluncaya değin.
If there's anything I can't stand, it's lukewarm tea.
Tanrı'nın sözleri kesindir. "Bana yabancı olanı hemen tüküreceğim" diyor.
"I shall vomit forth that which is lukewarm."
O yüzden, ılık ve yumuşak şeyler yemelisin.
So, you have to eat lukewarm, soft things.
Tek hissettiğim şefkatli bir dostluktu.
All I felt was lukewarm affection.
Bu hâlâ ılık.
It's still lukewarm.
Bir fincan kadar soğuk kahvem var.
I've got about a cup of lukewarm coffee left.
Muhtemelen kaçamağımız Johan'la aranızdaki soğuk ilişkiyi alevlendirebilir.
Perhaps our affair would boost that lukewarm relationship with Johan!
Benim gruptaki rolüm bunların tam ortasında, ılık su gibi, bir bakıma.
I feel my role in the band is to be kind of in the middle of that, kind of like lukewarm water, in a sense.
Ilık bir banyoya girip gevşemek istiyorum.
I just want to relax in a nice lukewarm bath.
Ilık nasıl olur?
How does lukewarm grab ya?
Kayıtsız kalıp hiçbir tarafta yer almayanları.
The lukewarm ones who don't take sides.
"Ve sen kayıtsız kaldığından dolayı, seni dışarı kusacağım".
"So because thou art lukewarm, I will spee thee out of my mouth".
Kuğular da sabahı ılık banyoda geçirdiler.
And the swans spent the morning in a lukewarm bath.
Ilık olabilir mi?
Can it be lukewarm?
Bu ılık.
This is lukewarm.
Ben Dişi Drake'e karşı kayıtsızım.
I'm lukewarm about the Drakette.
- O ılık şarap yüzünden, Lotte...
- It was the lukewarm wine, Lotte...
Daha önce sıcak hisler beslediğim biriyle yapmamış olduğum için çok mutluyum. Christian çok sıcak.
You know, I am so glad I never did it with someone I had lukewarm feelings for'cause Christian is brutally hot.
Sen de kendinle pek barışık değildin.
You weren't so lukewarm yourself.
Yemeğini sıcak mı, soğuk mu seversin?
So, you like your food lukewarm or cold?
Teorilerimin aldığı zayıf tepkilere bakacak olursak bence benim sizin desteğinize ihtiyacım var.
In light of the lukewarm reception my theories received here, sir, I believe it is I who am in need of your support.
Yani ıIık ve soğuk.
Or lukewarm and cold.
Sıcak çorba falı ve sıcak şarap falı. - Bu yeni galiba.
In a good hot soup and in lukewarm beer.
Ilık.
Lukewarm.
Şirketin birçok ortağı, Wayne'in dönüşünden memnun olurken,... Wayne cephesinin başlıca adamlarının soğuk tavrı dikkat çekti.
While shareholders have generally welcomed Wayne's return support from some key members of the Wayne board has been oddly lukewarm.
Aylak rutinlerimiz, onunla geçirdiğim ılık bir banyoya benzeyen günler ve soluk gülümsemesi. Beni haklı çıkarır nitelikte.
Our idle routine, the days I spend with her, like a lukewarm bath, her faint smile, all seem to agree with me
Çamaşır kurutucunun üstüne koyunca bir süre sonra biraz ıIınıyor.
I do have SpaghettiOs. Set'em on the dryer and you're a cycle from lukewarm goodness.
"Sıcak ya da soğuk olmak ılık olmaktan iyidir."
"'Tis better to be hot or cold than lukewarm. "
Tanrı der ki, eğer ılıksanız... o sizi ağzından kusacak!
God says if you're lukewarm... he will vomit you out of his mouth!
Tanrı ılıklardan nefret eder!
God hates the lukewarm!
"Ilık olduğunuz için sizi ağzımdan tüküreceğim."
"'So, because you are lukewarm... I am about to spit you out of my mouth. "'
Orada uçları cırt bantlı dartlar, oyun kartları ve televizyon var. Bir de su ılıklaşınca kendiliğinden kapanan su ısıtıcısı var. Böylece kafana kaynar suyu döküp intihar edemiyorsun.
You've got your Velcro-tipped darts, cards, the telly and a kettle that stops boiling when the water is lukewarm so you can't kill yourself by pouring boiling water on your head.
Kahveyi ıIık seviyorum
- I like it lukewarm.
Ilıklaşıyor.
Getting lukewarm now.
Bana ısıyı ölç yeter. llık, az ılık.
Give me a temperature reading. Warm, lukewarm.
Ne kadar güzel ve duygusuz bir düşünce.
What beautiful lukewarm sentiment.
Eğer biri için deli oluyor, diğerinden sadece hoşlanıyorsa, aşk üçgeni nerede kalır?
That's exactly the point. If he's crazy about one, but lukewarm about the other, where's your triangle?
Ilık konumdasın şimdi.
You're becoming lukewarm now.
Bunun için bir şey... yapmalısınız, doktor Powell.
The cafeteria serves lukewarm food, full of germs. You really need to do something about that, Dr. Powel I.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]