Lyman traduction Anglais
310 traduction parallèle
Ben Dr. Lyman Sanderson. Dr. Chumley'nin asistanıyım.
I am Dr. Lyman Sanderson, Dr. Chumley's assistant out here.
Biliyorum Lyman.
I know, Lyman.
- Peki Lyman.
Very well, Lyman.
Lyman, duydun mu?
Oh, Lyman, did you hear that?
Lyman aşıkları!
Lyman Lovers!
Haydi Ray, Lyman sürünmesini yaparken beni seyredebilirsin.
Come on, Ray. You can watch me do the Lyman crawl.
Benim tarafımdan, Jordan Lyman tarafından... emir verilerek bizi nükleer savaşa sokmana neden olacak kodlar.
The codes by which I, Jordan Lyman can give the order sending us into a nuclear war.
25 yıllık arkadaşlığımızı bir kenara koyuyorum, bir gün gelecek... "akıllılık" ın ifadesi ile Jordan Lyman adı tek bir kelime olarak ortaya çıkacak.
But 25-year friendship aside, the day may yet come when the name Jordan Lyman and "sanity" will come out as one word.
Ben, Jordan Lyman.
This is Jordan Lyman.
Ne Başkan Lyman, ne de ben...
Not President Lyman, not me.
Jordan Lyman'ın barış anlayışı yüzünden öldüler.
"They died for Jordan Lyman's concept of peace."
Jordan Lyman bitti. Basın toplantısında ne söyleyeceğinin ya da sonrasında ne yapacağının hiçbir önemi yok.
Jordan Lyman is finished no matter what he says during his press conference, no matter what he does after.
Lyman, bir şekilde Barnswell'in beyânnamesini ele geçirmiş.
Somehow Lyman got a hold of Barnswell's statement.
Daha önce hapse girdin, ceza evine girdin, ıslah evine girdin... "Lyman Okulu" na girdin...
You have been in jail, you've been in house of correction, you've been in reformatory... you've been in "Lyman School," and...
Ross, avukatı Sam "Küçük Harf" Lyman olmadan hiçbir yere gitmez.
Ross, as you know, never travels anywhere without his longtime friend and attorney, Sam "Small Print" Lyman!
Su anda sadece b ¡ r ded ¡ kodu Lyman.
It's strictly at the rumor stage now, Lyman.
Ben Bayan Lyman, Brian'nın okul müdürüyüm.
i'm mrs. lyman, brian's principal.
Bayan Lyman.
so is mrs. lyman.
Bayan Lyman, bu olanların hepsi korkunç bir yanlış anlaşılma.
mrs. lyman, this whole thing has been... a terrible misunderstanding.
Bayan Lyman, eğer projeyi olduğu gibi bırakıp göstersek ne olur?
mrs. lyman, what if we just displayed the project as it is?
Bir dakika, Bayan Lyman, siz bir eğitimcisiniz.
wait a minute, mrs. lyman, you're an educator.
Lyman'ı yakaladım.
I got Lyman.
Lyman 50 milyon kaldırıyor.
Lyman's moving 50 million.
Lyman'a karşı kanıtın yok.
Mike, you don't have dick on Lyman.
Rog. 50 milyon. 50 milyon ve Lyman 50 milyon mu?
Rog. 50 million. 50 million and Lyman. 50 million? Listen, smartass.
Lyman'ı kendim hallederim.
I'll take Lyman alone.
- Lyman mıydı?
- Was it Lyman?
- Lyman.
- Lyman.
O yüksek sosyete dostlarınla da böyle mi konuşuyorsun, Lyman?
Is that the way you talk to those high-society friends of yours, Lyman?
Neden avukatını çağırmıyorsun, Lyman?
Why don't you call your lawyer, Lyman?
Beni tehdit etmeyin, Bay Lyman.
Don't threaten me, Mr Lyman.
Lyman'ı istiyorum.
I want Lyman.
Söyle bakalım Lyman. Beynini duvara sıvamak hata mı olur?
Tell me if it's a mistake to blow your brains against the wall, Lyman.
- Batağa batıyorsun, Lyman.
- You're goin'down, Lyman.
- Beni tutuklatabilirsin.
- You can arrest me, Lyman! Go ahead!
- Lyman deli olduğuma inanmalıydı.
- No, I tried to convince Lyman I'm crazy.
Tracy, Lyman'ın elinde.
Lyman's got Tracy.
Böyle davrandım, çünkü Lyman'ı delirdiğime inandırmalıydım.
I had to put this move on, to convince Lyman that I was nuts. I had to con him.
Bende senin, sende de benim istediğim bir şey var.
Look, Lyman, I got somethin'you want, you got somethin'I want.
Ne olacak peki, Lyman?
What's it gonna be, Lyman?
Benimle Lyman'ın arasına girdi.
He went between me and Lyman.
Biliyor musun, iki yıldır Lyman'ın peşindeydim.
You know, I've been after Lyman for two years.
Bu Dr. Lyman, Charles.
This is Dr. Lyman, Charles.
Lyman, bu da senin başka bir pisliğin mi?
This is another one of your messes, Lyman.
Lyman, durumu anlıyor musun?
Do you understand the concept, Lyman?
- Hayır, Lyman.
- No, Lyman.
Lyman, bize bir dakika ver.
Give us a moment, Lyman.
Lyman, kontrolü kaybettik.
We've lost control of the system, Lyman.
Lyman, sanırım gitme zamanı.
Lyman, I think it's time we got the hell out of here.
Lyman!
Lyman!
Lyman konusu.
It's Lyman.