Löwen traduction Anglais
108 traduction parallèle
Bu arada, Lowen telefon etti.
By the way, Lowen rang.
Gerald Lowen, senin bankanda mı çalışacak?
Gerald Lowen, a seat on your own bank?
- Lowen geldiğinde onu trende karşılayabilirim.
Lowen is just be arriving and I can meet him off the train.
Adamın adı, Gerald Lowen.
A Mr. Gerald Lowen.
- Gerald Lowen.
- Gerald Lowen.
- Bay Lowen.
- Mr. Lowen.
Bayan Davenheim, Lowen'ı kocasının çalışma odasına götürmüş ve adam orada beklemiş.
Mrs. Davenheim showed Lowen into her husband's study and there he waited, and waited,
Gerald Lowen'ın sabrı tükenmiş ve oradan ayrılmış.
Gerald Lowen, his patience exausted, takes his leave.
Herkes Lowen'ı görmüştü.
It seems everyone saw Lowen.
Lowen.
Lowen.
O sırada, istasyondan gelen Lowen'ın yanından geçmiş olmalı.
During wich time he must have passed Lowen, coming from the station.
- Bay Lowen'ın pantolonu mu?
- Mr. Lowen's trousers, sir?
Lowen, bir nakliye işinde kocama yüklü miktarda para kaptırdı.
Lowen lost up to my husband in a big deal over some shipping company shares.
Lowen'ın pantolonunun renginin ne ilgisi olduğunu hâlâ öğrenmek istiyorum.
I'd still like to know what the color of Lowens'trousers has got to do with anything.
Mösyö Lowen, yolda Mösyö Davenheim'ı görmediğini iddia ediyor, değil mi?
M. Lowen says he did not pass M. Davenheim in the lane, oui?
- Gerald Lowen!
- Gerald Lowen!
Gerald Lowen, Bugatti'yle yarışıyor.
Gerald Lowen. Races a couple of Bugattis.
Affedersiniz, Gerald Lowen'ı görmeye gelmiştim.
Excuse me, I'm looking for Mr. Gerald Lowen.
- Ben, Yüzbaşı Hastings. Siz de Gerald Lowen'sınız.
- Captain Hastings, and you are Gerald Lowen.
- Bay Lowen?
- Mr. Lowen?
Rahatsız ediyorum, Bay Lowen ama ben Londra Emniyet Müdürlüğü'nden geliyorum.
I'm sorry to trouble you, Mr. Lowen, but I'm from Scotland Yard.
Bu bey Albay Brighton, Bay Lowen.
Colonel Brighton, Mr. Lowen.
- Sadece bir dakika, Bay Lowen.
- Just one moment, please, Mr. Lowen.
Nasılmış, Bay Lowen?
No, what is it like, Mr. Lowen?
Göldeki kıyafetler mi, Bay Lowen?
Clothes in the lake, Mr. Lowen?
Teşekkür ederim, Bay Lowen.
Thank you, Mr. Lowen.
Aslında Bay Lowen'ı sorguladık ama şu anda elimizde...
We have questioned Mr. Lowen, madam, but at the moment we haven't any...
Sadece Gerald Lowen çalmış olabilir.
It can only've been done by Gerald Lowen.
Lowen da pek cılız biri sayılmaz.
Lowen isn't, exactly, a weakling.
Eski dostumuz Mösyö Lowen.
Our old friend M. Lowen, eh?
Kalabalık hız görmek istiyor ve Gerald Lowen,... 3 numaralı yarışmacı onları kırmıyor.
But it's speed that's attracted crowd around the scene, and Gerald Lowen, number 3, obliges.
Lowen'dan başka kimse Bira'yı o şekilde geçemez.
Lowen cut up his Bugatti on the inside, like nobody's business.
Hayır ama ben şunu olası görmüyorum. Mösyö Lowen, kurbanın parmağından yüzüğünü çıkartıp sonra da yüzüğü hendeğe atmaya karar veriyor, öyle mi?
No, but I find it improbable, that having removed the ring from the finger of his victim,
Baş Müfettiş, bu öğlen hırsız Kellet'in Mösyö Lowen'ı teşhis edeceği bir kimlik teşhisi düzenleyecektin.
Chief-Inspector, this afternoon you are staging the identity parade, for the scoundrel Kellet to point out M. Lowen.
Bence Lowen, kendini ele verdi.
I'd say Lowen is as good as chopped himself.
Mösyö Gerald Lowen, daha masum olamazdı.
M. Gerald Lowen could not be more innocent in this whole misérable affaire.
Planı uygulamaya, şehirdeki rakibi Mösyö Gerald Lowen'ın o gün evde olmasını garantiye alarak başladı.
- Having first, very cleverly, pre-arranged with hated arche-rival in the city, M. Gerald Lowen, to be at his house on the day,
Tabi cebindeki yüzüğü senin bulmanı en başından beri planlamıştı. Böylece onu da Mösyö Gerald Lowen'ı suçlamada kullanabilecekti.
Of course, he always meant for you to find in his pocket the ring, so he could use it to further incriminate M. Gerald Lowen.
Freud'un deyişiyle, onlar duygulardan korkuyorlardı.
Dr. Alexander Lowen - Experimental Psychotherapist 1950s : In Freud's work you see they were afraid of the feelings.
= Dr. ALEXANDER LOWEN = Deneysell Psikoterapist-1950'ler Onlara göre... = Dr. ALEXANDER LOWEN = Deneysell Psikoterapist-1950'ler
What they wanted was contained people very proper doing the right thing and living the proper life.
Rosen veya Lowen'ı ayarlayalım.
We'll put Rosen or Lowen on it.
Lowen'a denklemin doğru olduğunu söyle.
Tell Lowen the equation's true.
Lowen merkezde.
Yeah, Lowen's down at the station.
Az önce Lowen ile konuştum.
I just talked to Lowen.
Lowen'in ofisi, günaydın.
Lowen's office, good morning.
Lowen'in ofisi.
Lowen's office.
İşte orada, Kıdemli Er George Lowen, 19 yaşında, Dayton / Ohio'dan,... ve neredeyse ailesini aramak üzereydi.
And there he is- - P.F.C. George Lowen, 19, from Dayton, Ohio, and he's about to make a call to his mom and dad.
Eğer nezarete girseydi Lowen bize haber ederdi.
Well, we would've heard something from Lowen if he got picked up.
Lowen'la konuştum.
I talked to Lowen.
Lowen, Lenny'nin bayağı heyecanlı olduğunu söyledi.
Lowen said he's pretty jacked up about it.
Lowen'ı ara.
Track down Lowen.