Manners traduction Anglais
3,202 traduction parallèle
Nerede benim görgüm.
Where are my manners? Are you...
Susie, hiç görgü yok mu sende?
Susie, where are your manners?
Belki de sana birkaç görgü kuralı öğretiriz.
Uh, hopefully, teach you some manners.
Bazı münasip görgü kurallarını öğrenmiş.
Picking up some proper manners.
Sosyetenin kuralları ve adetleri üzerine ders göreceği, bir Beyefendi'nin hayatını yaşayacağı,... kısacası büyük umutların genç delikanlısı olarak yaşayacağı yere gidecek.
Where he is to be instructed in the ways and manners of society, where he is to live the life of a gentleman, where, in short, he is to live as a young fellow of great expectations.
Nerede ne yapacaklarını bilmezler ki.
They have no manners at all.
Nazik olun çocuklar.
Children, where are you manners?
Tam bir edep ve zarafet örneği.
What a model of manners and elegance.
Sende ne terbiye, ne sabır ne de vefa var. Sen misin?
You have no fucking manners, patience, or loyalty ls it you?
Sana iyi bir ders vereceğim.
I'll give you a lesson in manners.
Görgü senin güçlü olduğun bir nokta değil.
Well, let's just say manners are not your strong point.
Çok iyi, belki hücrede bir gece geçirirsen... hem hafızan güçlenir hemde terbiyen.
Very well, perhaps a night in a cell will improve your memory and your manners.
Korkunç tavırları var.
Horrible manners ;
Bende görgü ne arar?
Where are me manners?
Terbiyenizden değil, Bay Bohannon.
It's not your manners, Mr. Bohannon.
Annen ve baban sana terbiye vermek için yanında değillerdi.
Mommy and daddy aren't around to teach you any manners.
Doğru, öğretmenim "Yemek yerken telefonla konuşmak kabalıktır." dedi!
Yeah, my teacher taught me not to talk on the phone during dinner. It's bad manners.
İki dakika edebinle dur.
Come on. Pretend you have manners for a second.
Hangi edep bu, kocana yabancıların önünde hakaret etmene izin verenler mi?
What, the kind of manners that allow you - to insult your husband in front of strangers?
Andy, sofra kurallarını biliyoruz.Çocuk değiliz.
Andy, we understand basic table manners. We're not children.
Saat 3'te orada görüşürüz. Günlük Connecticut tarzı. Görgü kurallarını hatırlayın ve harika zaman geçirin.
See you all there at 3 : 00 P.M., Connecticut casual, remember your manners, and have a wonderful time.
Bu çocuk görgü nedir, bilmiyor.
The child has no manners.
Önceki davranışlarım için özür dilerim.
I want to apologize for my earlier manners.
Çok kabalık ettim.
Oh, where are my manners?
Asla yakın plan kullanmaz. Toplumu bütün olarak göstermeye davranışlardaki gülünçlüğü aktarmaya çalışır.
He never used close-ups, he wanted to show the whole picture of society, its comedy of manners.
Nazik ve eski tarz bir beyefendi gibi.
He's polite, with old style manners.
Öğretmenine!
Mind your manners!
- Öğretmene!
- Your manners!
- Terbiyesizce konuşuyor. - Hayır efendim, sadece o öyle.
- He is talking forgetting the manners
O kadar uzun süre ormandaydım ki nasıl davranmam gerektiğini unutmuşum.
Uh, I've been alone out here for so long, I've forgotten my manners.
Pekala, biraz pespaye görünebilir, terbiyesiz, son derece unutkan ve çoğu zamanını tavernada geçiren biri olabilir ama o benim uşağım.
All right, he's shabby looking, has appalling manners, is extremely forgetful and seems to spend most of his time in the tavern, but he is... my man-servant.
Ne güzel bir davranış.
What lovely manners.
Tüm istediğim bu.
I'm using manners.
Anlaşılan terbiyesini anneden almış.
Clearly, he has his mother's manners.
- Bayan görgülünün bir adı var mı?
Does miss manners have a name?
Ne kadar terbiyelim!
Where are my manners?
- Biraz terbiye öğren.
- You'd do well to learn some manners.
- Görünen o ki bazılarının biraz sofra adabı öğrenmesi gerekiyor!
Looks like someone needs to learn some table manners!
Ve telefonda senden daha iyi konuşuyorum.
My hand is tired, and, uh, I have better phone manners.
Dün kabalık ettim galiba,... hiçbir şey hatırlamıyorum gerçi.
I yesterday seems like very lacking in manners. But a bit all cannot remember.
Bunu ilk görüşte söylemek kabalık olabilir.
First time meeting and just say these seems to have bit lacking in manners. But.
Böyle davranmaya devam edersen, Bu yıl oyuncak alamazsın.
If you don't mind your manners, you're not gonna get a toy this year.
Ne kadar kabayım.
Uh, where are my manners?
Dizlerinin üstüne çökmelisin ve saray adabına uygun hareket etmelisin.
You should crawl on your knees, and exert yourself with manners.
Asillerin memleketinde hareketlerinize daha fazla dikkat etmelisiniz.
You must keep your manners in the country of nobles.
Senin terbiyen yok mu hiç?
What's with you? Where are your manners?
İnsanlara sadece isimleriyle seslenmek çok görgüsüzce.
No manners, just simply call other people's name. Either you...
Terbiye almamış zibidiler...!
That pitiful punk with no manners...!
Terbiyenizi, nezaketinizi bozmayın.
Don't forget your manners and your elegance.
Bir de davranış dersine.
as well as bedside manners.
Sizin gibi kibar bir beyefendiyi eğlendirmek benim için çok hoş olacak.
It's a nice change to entertain a gentleman with manners like yours.