Mareşal traduction Anglais
621 traduction parallèle
Mareşal Bugeaud bunu yapabilseydi Cezayir'i almıştı.
Algeria was already taken by Marshal Bugeaud
Mareşal Sebastiani sizi odasında görmek için bekliyor.
The Marechal Sebastiani is waiting to see you in his apartment.
Ben Mareşal Sebastiani.
I am the Marechal Sebastiani.
- Mareşal mi tuttu?
- Oh? The marechal engaged you?
Mareşal ne kadar düşünceli.
How thoughtful of the marechal.
Mareşal gazeteleri bana gösterdi.
The marechal showed me the papers.
Mareşal Herring sizi bekliyor ekselansları.
Marshal Herring is waiting.
Ben Mareşal Herring, kuledeyim.
Herring here in the tower room.
Bu işgal hazırlığı mareşal Herring'in inanılmaz dehası sayesinde gerçekleşmiştir. Bu madalyayı kabul etmesini rica ediyorum.
This was made possible by the genius of Field Marshal Herring, upon whom I shall now pin a token of my regard.
Mareşal Herring'e... ve Avusturya'nın işgaline.
To Field Marshal Herring! To the invasion of Osterlich!
Avusturya'daki Mareşal Herring ile temas halindeyiz.
I have been in communication with Marshal Herring in Osterlich.
- Sen, Mareşal Murat.
- That means you, Marshal Murat.
Mareşal Murat her sabah kahvaltıda bir tabak yermiş.
I was reading how Marshal Murat used to demolish a whole plateful for breakfast.
Mareşal hep onun 4. olduğunu söylerdi.
The Marshal used to say that it was the fourth.
İmza, Mareşal Erwin Rommel.
Signed : Field Marshall Erwin Rommel.
Mareşal'e Ekselansları diye hitap edeceksin, anladın mı?
You'll address the Field Marshall as'Your Excellency', do you understand?
Mareşal onun ne kadar kullanışlı bir adam olduğunu görecek.
Field Marshall will find that he has a very good record as an advance man.
- İçlerinde Mareşal Rommel de var.
Among them Field Marshall Rommel.
- O banyo Mareşal'e ait.
- It belongs to the Field Marshall.
Mareşal Rommel efendim.
Field Marshall Rommel, sir.
İzin verirseniz Mareşal'e gelişinizi haber vereyim.
I will announce your arrival to the Field Marshall, if you will excuse me.
Mareşal'i otururken öldürmek sportmenliğe aykırı mı?
Isn't it sporting to shoot a sitting Field Marshall?
Beyler, Mareşal ayrılmadan önce sizi yemekte ağırlamak istiyor.
Gentlemen, the Field Marshall requests the honour of your company at luncheon before you leave.
- Memnuniyetle. - Mareşal çok nazikler.
- Very kind of the Field Marshall.
Mareşal, en son Roma'da bulunduğunuz zamanı hatırlıyor musunuz, spagetti -
Mr Field Marshall, do remember the last time you were in Rome, did you taste the spagh...?
Gayet olası bir şey Mareşal.
That's quite possible, Field Marshall.
- Mareşal bölebilir de.
And the Field Marshall can, too.
Bu cömertliğiniz görülmemiş bir şey Mareşal.
That's uncommonly generous of you, Field Marshall.
Mareşal, iki kez Trablus'ta peşinize düştük.
Field Marshall, twice we chased you towards Tripoli.
Mareşal, şu lastik banda dönelim.
Field Marshall, to get back to this rubber band.
Evet Mareşal, nasıl?
Yes, Field Marshall, how?
- Araba hazır Mareşal.
- Car's ready, Field Marshall.
- Mareşal seni görmek istiyor.
- The Field Marshall wants to see you.
Mareşal'in yanına gittiğinde beni o kızla hizmetçi odasında konuşurken gördüğünü söylemezsin umarım.
When you're with the Field Marshall, I'd rather you didn't mention that you saw me talk to her in the servant's room.
Mareşal Rommel'i hatırlayacaklar.
They will remember Field Marshall Rommel.
Mareşal'in haritalarının geride kalmaması gerektiğini düşündüm.
I thought the Field Marshall's maps should not be left behind.
- Mareşal için biraz mum lazım.
- Some candles for the Field Marshall.
Peki yukarıda Mareşal'in odasında ne yapıyordun?
And upstairs, what were you doing in the Field Marshall's room?
Ondan önce kızın dizlerine kapanan emir eri olan bir Mareşal de olabilirdi ileride.
He might have become a Field Marshall with somebody on her knees before him.
Herr Mareşal.
Herr Field Marshall.
Fransız Karargah Başkanı Mareşal Berthier
Chief of the French Headquarters Marshal Berthier
Mareşal Murat
Marshal Murat
Mareşal Davut
Marshal Davout
Mareşal Ney
Marshal Ney
Mareşal gönderdi ve kendi yedekleri olduğunu söyledi.
The Field Marshal sent it, and said he had no reserves of his own.
Mareşal Davut soruyor...
Marshal Davout asks...
Mareşal Ney yalvarıyor...
Marshal Ney begs...
Mareşal uykuda.
The Field Marshall is asleep.
Ekselansları, Mareşal uyuyor.
Your Excellency, the Field Marshall is asleep.
# Bizim Mareşal, Prens Kutuzov
# Our field marshall, Prince Kutuzov
Mareşal Bessières ve ben onlarla savaşarak İmparatoru koruduk.
Marshall Bessières and I shielded the Emperor and fought them off.