English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ M ] / Marius

Marius traduction Anglais

423 traduction parallèle
Bay Marius içeride mi?
Is Monsieur Marius in?
Marius, dinle.
Marius, listen.
Yarın, Marius.
Tomorrow, Marius.
Peki ya Marius'a yazdığım mektup?
But the letter - the letter to Marius.
Ya Marius?
And Marius?
Marius.
Marius.
Marius?
Marius?
Ama görmüyor musun, Marius'la olan bambaşka bir şey.
But don't you see, with Marius it's different.
- Marius'dan.
- It's from Marius.
- Marius mu?
- Marius?
Marius denen bu çocuk, şu an nerede?
Where is this boy Mar - Where is Marius now?
Ama ona, Marius'un nerede olduğunu söylersek yanına gitmek isteyecektir.
But if we tell her where he is... she'll want to go to him.
- Marius'u bulduk.
- We've found Marius.
- Marius nerede?
- Where's Marius?
Marius!
Marius!
Öyle değil mi Marius?
Won't we, Marius?
Bir gün, sen ve Marius, beni ziyarete gelirsiniz.
And then someday - someday you and Marius will come and visit me.
Marius'la birlikte upuzun bir hayatın olacak.
You and Marius have your... whole lives ahead of you.
Marius'un dürüstçe söylediği gibi hepsi Orinoco'nun dibine gömüldü.
As Marius so truthfully told, they're all at the bottom of the Orinoco.
Ve şuradaki arkadaşım Marius, o da vatanseverdir.
And my friend over there, Marius, he's a patriot, too.
Rüşvet hakkında bilinecek ne varsa Marius bilir.
Everything there is to know about bribery, Marius knows.
Bu her şeyi değiştirir, değil mi Marius?
That's something else again, eh, Marius?
Marius planlarımızı ona iletebilir.
Marius could get word to him of our plans.
Ben Marius.
Marius.
Akıllı Marius baraka nöbetçisi görevine atanmasını bile sağlamıştı.
Clever Marius had even gotten himself assigned keeper of our barracks.
- Kes sesini Marius.
- Shut up, Marius.
Elinden geleni yaptın, Marius. Minnettarız.
Marius, you did everything in your power, and we're grateful.
Bu dostum Marius.
This is my friend Marius.
Marius'un son gördüğümden bu yana 3 çocuğu olmuş.
Marius has had three children since I last saw him.
Marius, Fransa'nın erkeğe ihtiyacı var diyor.
Marius says France needs men.
Marius'un tüm ailesini gördüm.
I saw Marius's entire family. Seven daughters!
Marius Pontmercy babasını bir daha görmeksizin büyümüştü.
Marius Pontmercy had become a man without having seen his father again.
Mösyö Marius'un dedesi Mösyö Marius'u salonda bekliyor.
Mr. Marius's grandfather asks for Mr. Marius in the living room.
Müteveffaya bakan Marius, babasının nasıl biri olduğunu o an anladı.
And facing this deceased man, Marius learnt who was his father.
Beş parası olmayan Marius İtalya Bariyerinin yakınında bir kulübede kalıyordu at pazarı mahallesine de yakındı.
Marius, without any money, went to live in a shack, not far from the gate of Italy... not far from the district of the horse market.
Günaydın Mösyö Marius.
Good morning, Mr. Marius.
Çoğu öğrenci gibi Marius da Lüksemburg Bahçesinde çalışıyordu.
As many students, Marius was coming to work in the Luxembourg.
Marius durumu iyi bir öğrenci arkadaşından elbise, eldiven ve şapka ödünç aldı.
From a fellow student, richer than he, Marius borrowed a frock, some gloves, and a hat.
M. Fauchelevent başka bir yol tuttu. Ama Marius onu izliyordu.
Mr. Fauchelevent took a different path, but Marius followed them.
Haftalar geçti, Marius hâlâ ismini bilmediği bu genç kızı görmemişti.
The weeks passed, and Marius didn't again see this young girl, whose name was still unknown to him.
Marius Latin Mahallesinin cömert gençleriyle arkadaşlık kurmuştu.
Marius had made friends among the Latin Quarter's generous youth.
Marius'ün hayallerine Cumhuriyetten fazla, Lüksemburg Parkında gördüğü ama ismini bile bilmediği genç kız giriyordu.
Marius dreamt less of the Republic than of that young woman met in the Luxembourg and whose name he didn't know.
Merhaba Mösyö Marius.
Hello, Mr. Marius.
Oldukça yakışıklısınız Mösyö Marius.
You're quite handsome, Mr. Marius.
- Mösyö Marius Pontmercy mi?
- Mr. Marius Pontmercy?
Mösyö Marius, yanda sizi isteyen biri var.
Mr. Marius, there's someone for you next door.
Paris'teki olaylar ne şekil alırsa alsın Eponine gecenin Marius'ü ona getireceğini biliyordu.
Eponine knew that whatever events were unfolding in Paris, the night would bring her Marius.
Alın Marius!
Here, Marius!
Bravo Mösyö Marius!
Bravo, Mr. Marius!
Mösyö Marius...
Mr. Marius...
Marius mektubunu bitiriyordu.
Marius was finishing a letter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]