Mats traduction Anglais
334 traduction parallèle
Minderleri kaldırın.
Take the mats off! Line up.
Doris paspasları silkeliyor.
There's Doris shaking the mats out.
- Mats-chan.
- Mats-chan
Mats-chan ne oldu?
Mats-chan, what's the matter?
Mats-chan, bu beslenme çantasının kapağında zambak var.
Mats-chan, this lunch box has a lily on its lid
Mats-chan sen iyi bir kızsın.
Mats-chan, you're a good girl
Mats-chan'ın kız kardeşi öldü!
Mats-chan's baby sister died!
Mats-chan!
Mats-chan!
Mats-chan...
Mats-chan...
Mats-chan'ı sekiz yıl önce okul gezimizde gördüm.
I saw Mats-chan eight years ago on our school trip
Geldiğin için çok sevindim, Mats-chan.
I'm so glad you came, Mats-chan
Hasır bulabildim ama yiyecek yok, hanımım.
I was able to get straw mats but could not get any food, my lady. It's all right.
Yatma zamanı için üç hasırlık yer ve ortak odayı da kaplıyorsun.
Three mats'worth for bedtime and taking over the common room.
# Tüm kapı önlerinde "hoşgeldiniz" paspasları olsun.
All of our doors have welcome mats
Hasırlar mı?
The mats?
Hasırları ve perdeleri ayarlayın.
Arrange the mats and screens.
Hava kuvvetlerinde uçak makinistiyken bir MATS uçağına gönderildim.
When I was a mechanic in the Air Force, I was being transferred on a MATS plane.
Hangi hayvan kadife paspasın üzerinde uyur? ARİSTOKRAT KEDİLER
Which pets get to sleep on velvet mats?
Görünüşe göre şerif yardımcısı geceleri dolaşıyor, ha?
Deputy Sheriff and remain on mats tonight, or?
"Kötü yıkanan şımarık kaplumbağa Charlie'yi ıslatır."
"Saucy Turtles Make Terrible Bath Mats, Charlie."
Roma rakamı bir "Kötü yıkanan şımarık kaplumbağa Charlie'yi ıslatır."
Roman Numeral One : "Saucy Turtles Make Terrible Bath Mats, Charlie."
Hasır paspaslara sarılıp ateşe verildiler.
Straw mats were wrapped about them and set afire.
Çünkü büyük ihtimalle ben hala konuşuyorumdur ve sizin duyduğunuz sadece estir.
out of those round, brown straw mats that the teapot goes on, because in all probability, I'm still talking and what you heard was a pause.
Umarım hiçbiriniz mutfağa kaçıp üstüne çaydanlık konan şu yuvarlak, kahverengi nihalelerden...
Hope none of you are nipping out into the kitchen, getting food out of those round, brown mats which the...
O güzel gülümsemeleriyle, ellerindeki kitapçıklarıyla bayraklarıyla sana yanaşıyorlar : Büyük davaların zavallı savaşçıları arkadaşları için para toplayan hüzünlü şarkıcılar tabak altlığı satan, sömürülmüş yetimler hayvanları koruyan sıska dullar.
They slide up to you with their wholesome smiles, their leaflets, their flags, the pathetic champions of great lost causes, the sad chansonniers out collecting for their friends, the abused orphans selling table-mats, the scraggy widows who protect pets.
Klozet kapağı örtüsü ve paspas takımı anlatılan balonların resimleriyle süslü.
There are matching toilet-seat covers and courtesy mats with illustrations of many of the balloons mentioned.
Bu da yetmediyse,... mikrofonlar, elektronik gözler basınca duyarlı zemin, titreşim dedektörü, göz yaşartıcı gaz,... ve hatta ısıdaki en ufak değişikliği bile algılayabilecek termostatlar var.
If that isn't enough, there's microphones, electric eyes, pressure-sensitive mats, vibration detectors, tear gas, and even thermostats that detect the slightest rise in temperature.
Kırsalda çiftçiler tatami hasırlarında televizyon izliyor olabilirler ve sisin ardından Fuji'yi göremezsin.
The farmers in the countryside may watch TV from their tatami mats and you can't see Fuji through the smog.
Şuradaki döşeklerden birini buraya getireceğim.
I'm gonna go over there, and I'm gonna get one of them mats.
Halıları kaynattım, bize öğrettikleri gibi.
I boiled the floor mats, just like they taught us.
Koltukları, valizleri, bir ayağı ve döşemeyi yedim, evet.
I ate the seats, the luggage, one foot, and the floor mats.
Döşemeyi ve paspasları da değiştirdim.
And the mats.
Beş ayrı şilte üstünde gösteri yapılacak.
They will be demonstrated on five different mats.
hiçbir yere deymeyin paspası ve gözleri var yaklaşık 30 dakika'da durdurabilirim!
There are no floor contact mats or eyes. I can, uh, put it to sleep in about 30 minutes.
- Selam, Jimmy.
Hey, Zoe, you think next time your mom has Joe Papp over for dinner... she could use these for place mats? - Howdy, Jimmy. How's tricks?
Paspasları çıkar.
Take the mats out.
Bu paspaslara sevgini göstermelisin.
You must love those mats.
Burada altında halı yok, kanka.
Ain't no mats out here, homeboy.
Pekâlâ çocuklar, herkes muşambaya.
All right, kids, on the mats!
Fok kürkü alacağım akbaba tüyünden halıları olan bir küçük spor araba ve Amerikan kartalı tüylü bir şapka alacağım.
I'm gonna buy a seal coat, a diamond car with condor floor mats and a bald eagle hat.
Ben mi? Sizin durumunuzda olup düzenleyecek başka biri de varsa? Bence yüzyıllar öncesindeki ücretli kölelik hoş görülemez.
Sitting on woven mats under a thatched roof in a hut with no walls we were the target of a barrage of questioning from men who know they may die tomorrow, and cannot understand why the rest of the world does not care.
Mets / Dodgers maçı loca koltukları.
Mats-Dodgers box seats.
Gittiğimiz bir eğlence parkında hasırdan yapılmış,... küçük kızılderili eşyaları satan bir hediyelik eşya dükkanı vardı.
We went to Frontierland and they had these souvenir place mats... with little Indian fun facts.
Sana kaç kere söyledim paspasın üstündeki hoşgeldiniz yazısı dışa bakacak, içe değil.
I believe I told you more than once I want the welcome mats with the letters facing out and not in.
Ayrıca, spor salonu minderlerini fark etmedin.
Besides, you didn't notice the old gym mats.
Bu spor salonu minderlerinde çok az et var.
There's very little meat in these gym mats.
Döşemeleri tekerleğin altına koymayı bile denedik.
We even tried putting floor mats under the wheels.
Ben bu yıIı Ejderha yıIı sanıyordum.
I always thought it was Year of the Dragon, at least in all those Chinese restaurant place mats.
Bugünden itibaren mahkûmların dua tespihi, seccade, dini ya da başka amaçlarla özel yağlar kullanmalarına izin verilmeyecektir.
As of today, no inmate will be allowed to use prayer beads, prayer mats, or special oils for religious or other purposes.
İmanımız takkede, tespihte veya seccadede değil... kalbimizde.
Our faith is not in kufis, beads or mats. It is in our hearts.
Mats-chan kollarını bağlamış.
Mats-chan has her arms folded