Mba traduction Anglais
652 traduction parallèle
Zımba, on tane kalem, Arabian Nights'ın karton kapaklı baskısı köpek kemiği, uzaktan kumanda
♪ Stapler, ten pencils ♪ ♪ Paperback copy of Arabian Nights ♪ ♪ Dog bone, remote control ♪
Ben de zımba presi kullanan birisi olduğunu bilseydim teklifini kabul ederdim.
And if I had known that you were just a punch presser... I... I would have accepted.
Şampanyayı sünger gibi emiyorsun ama ertesi sabah her nasılsa zımba gibisin.
It doesn't seem to matter how much champagne you soak up... you always feel great the next morning.
Silah olabilir veya oldukça büyük bir zımba aleti. - Oradaki arkadaşımız nasıl? - O ölü.
No one knows who I am here.
Sadece bir varil tel zımba eksik.
Wire staples, just short of a keg.
- Zımba gibisiniz.
- You use a light punch
Tam zamanlı zımba makineliğinin yanı sıra kediye grip bulaştırabiliyor.
Apart from being a full-time stapling machine, he can also give a cat influenza.
- Hukuk mastırı yapmadan önceydi bu.
But that's before my MBA and lawyer.
Zımba, Bay Clarke.
Stapling machine, mr. clarke.
- Zımba, Bayan Worral.
Stapling machine, mrs. worral.
- Zımba, Bayan Zambesi.
Stapling machine, mrs. zambezi.
Şurada köşede iki zımba deliği görüyorum.
And I see some staple holes here in the corner.
- Zımba dedim.
- The stapler.
Zımba kutuları, polis yağmurluklarıyla dolu sepet konvoyunuz olmuştur.
You have a motorcade of carts, complete with tow hitches and reflector raincoats, man.
Hişt, fısıldayarak, boşboğazlık yapma, zımba dili, çekiç dili, perçin dili.
Hush, whispering tongue, blabbering tongue, punching tongue, bludgeon tongue, hammer tongue, rivet tongue.
Ben zımba gibiyim.
I feel like a 100 dollars.
- Nokta zımba.
- Centre punch.
Yeterince zımba telimiz var mı?
Do we have enough staples?
İstediğimiz kadar zımba teli kullanabiliriz, bolca var.
We can rest easy on the staple front. We got plenty.
Benim derdim zımba telleri değil.
Staples isn't what I'm worried about.
Lütfen o zımba telini çamurluğumdan kaldırın.
Please remove the staple from my fender.
Birkaç yastık, duvar kağıdı ve zımba ile çok güzel şeyler yaptı.
It's amazing what she did with a few throw pillows some wallpaper and a staple gun.
Harvard İşletme mastırı yıllık ne kadar biliyor musun?
Do you know what a Harvard MBA makes, first year?
Bu bebek zımba gibi!
This baby really packs a punch!
Birkaç tane daha zımba teli lazım.
We need more staples, pal.
Wharton İş Akademisinden mastırım ve başka vasıflarım var.
I have an MBA from the Wharton School of Business and other credentials.
Yale'dan sınıf birincisi olarak Mezun oldu. İşletme yüksek lisansını Harvard'da yaptı. 58.
Graduated first in her class at Yale, got her MBA at Harvard, has a corner office at the corner of 58th and Park.
Bu Harvard MBA tiplerinin çoğu saçmalıktan başka bir şey yapmaz.
Most of these Harvard MBA types don't add up to dogshit.
Okula dönecek ve işletme yüksek lisansı alacaksın. " Ofisi benimle paylaşacak ve. pratik deneyimin olmadığı için barın yoğun olduğu zamanlarda.
You have to take a... slight pay cut and go back to school for your MBA and share the office with me, consult with me on all major decisions, and since you lack any practical experience, you'll have to wait tables when the bar is busy,
1962'de Stanford Hukuk Fakültesi'nden mezun olan,... 1970'de Harvard'da yüksek lisanını tamamlayan,...
Law degree, Stanford, 1962. MBA, Harvard, 1970.
Zımba!
Staples?
Toplantı odasıyla yatak odasının çok farklı olmadığını bilmek Harvard'dan diploma istemez.
You don't need a Harvard MBA to know that the boardroom and the bedroom are just two sides of the same agenda.
- Uh... Tel zımba mı?
Uh... that stapler?
İyice dinlenin, kısa zamanda zımba gibi olursunuz.
Have a good rest, and soon you'll be as right as rain.
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
There are two spelling errors, the columns are off, and the staple is vertical not horizontal.
Masterim bitsin, buralardan gideceğim.
I just wanna get my MBA, and I'm out of here.
Artık şu zımba tellerini alalım.
Let's just get those staples out.
Bunu kanıtlamak için zımba teli izlerin bile var.
You have the staple marks to prove it.
Bu Harvard MBA tiplerinin çoğu saçmalıktan başka bir şey yapmaz.
These Harvard types don't add up to dogshit.
Bugün Van Halen'ın "Jump" ını ( zımba ) çaldılar
Well, today they played Van Halen's "Jump."
Prem, bu yıl MBA sınavlarına girdi.
Prem too has stood first at the MBA exams this year.
Böylece seksi bir şeylere kapağı atabilirim, film gibi.
Get my MBA, and then get into something sexy like film. How about you?
Sana da bir zımba.
And a stapler for you.
Bu işin ihtisasını yaptım.
I got an MBA for this.
İhtisas ne demek?
What's an MBA?
- İhtisas demek...
- An MBA is a degree...
İhtisas bir şey üzerine eğitim almaktır.
Give me juice on three and four. An MBA's a degree you pick up in college.
Ağzı bir zımba gibi.
She's got a mouth like a staple gun.
RL 90 zımba, lütfen.
RL 90 stapler, please.
zımba.
Staples.
Aptal zımba.
( grunts ) Stupid stapler.