Means traduction Anglais
73,224 traduction parallèle
- Geri kalanını da üç farklı zaman dilimine götürdünüz, yani yeri belli olmayan son parça dedende olmalı.
- And took the rest of you to three different time periods, which means the last piece unaccounted for must be with your grandfather.
Ama Rip biliyor, yani büyük ihtimalle Legion Of Doom da biliyordur.
Except Rip knows, which means the Legion of Doom probably already knows.
Sanırım demek istediği şey, buna engel olabilir misin?
I think what she means is, can you stop it?
Ama öte yanda, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Bu da onarmam gerektiği anlamına geliyor.
Which means I have to go fix it.
Ve bu da benim için daha fazla iş demek.
And that just means more work for me.
Lütfen tabii devam et.
Please, by all means, continue.
Bu da akşam benim mekanda vejeteryan dondurma demek oluyor.
That means vegan ice cream at my place tonight.
Sabote ettiği anlamına geliyor.
It means he sabotaged it.
Bu da demek oluyor ki Kriptoniti geçen gece almış olmalı.
Which means he must have gotten the Kryptonite last night.
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar vermek isteyen kişilerden korumak için üvey ablamla DEO'da çalışıyorum.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Bak, sen Sevgililer Günü'nü çok sevmiyor olabilirsin ama Alex için önem verdiği biriyle romantik bir gün geçirmek çok önemli.
Look, I know Valentine's Day might not be happy for you, but it means something to Alex to spend a romantic holiday with someone she cares about.
Yani önümüzde hiçbir engel kalmadı.
That means nothing is... Nothing is stopping us.
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum.
But in secret, I work with my adoptive sister for the DEO to protect my city from alien life and anyone else that means to cause it harm.
Bunun Alex için ne anlama geldiği, benim için,
I'm worried about what this means for Alex, for me, for...
Eğer bulunursa, görüldüğü yerde tutuklanacağı anlamına geliyor.
It means, if found, he's to be arrested on sight.
Akşam yemeği, bir şişe Scoth ve şu flaş bombası şeylerinden borçlusun demek oluyor.
Which means you owe me dinner, a bottle of Scotch, and one of those flash grenade things.
- Hayır, hayır prensim.
- No, no, Prince, by all means.
Dürüstlüğünün ne demek olduğunu biliyorum.
I know what your integrity means.
Ve kahraman olmayı seviyorum çünkü her günü yanında geçirmem anlamına geliyor.
And I love being a hero because it means I get to spend every single day by your side.
Bu da demek oluyor ki bir kelle avcısı var ve yakında.
Which means there is a bounty hunter and he is close.
Seni tekrar görmeleri onlara çok anlam ifade eder.
It means so much to them to have you back.
Bu da demektir ki sadece kameranın IP adresinin yerini bulmamız gerek.
Which means we only have to find the location of the camera's IP address.
Bu gezegenin sana, yani yok olmuş bir dünyanın son kızına tapmasını istiyorsun çünkü aksi takdirde hayatta kalmanın bir önemi olmaz.
You need this planet to worship you, the last daughter of a failed world, because otherwise, your survival means nothing.
Başırılı olursak gideceğin aklımdan çıkıp duruyor.
I keep forgetting that success means that you're leaving.
Bu da demek oluyor ki Hollywood'la iş yok.
And that means no more business in Hollywood.
Yani Ice Juice'tan aldığı hissenin arkasında kurumsal bir para yok.
Which means there's no institutional money behind the purchase of his share of Ice Juice.
Yani hâlâ umut var çünkü yakında bunu hiç düşünmeyeceksin.
That means there's still hope... because soon, you'll never think about it again.
Peki, birkaç gece önce bir müşterin sattığın çipleri paraya çevirdi.
So, uh, a few nights ago a client of yours cashed out, which means that you probably sold him some chips recently.
Senden yardım istemeye geldim, yani seni tutuklamaya değil.
Well I'm coming for your help, which means I'm not coming for you.
- Bu rüşvet almamış demek.
It means he's not getting payoffs.
- Hayır, bu birine para ödüyor demek. Bir suçla ilişkilendirilmemek için.
No, it means he's paying someone, someone he doesn't want to be associated with.
Form 1 o kendine ve etrafına tehlikeli demek.
Form 1 means that she's a, a danger to herself and possibly to other people.
Bunu giymek, bir şekilde.. ... bir yerde onu mutlaka bulacağın anlamına geliyor.
Wearing this... means that somehow, somewhere, you're always gonna find your way back to her.
- Yani metrolar, yani...
- That means subways, that means buses...
- Lütfen devam edin Vali Bey.
- Well, by all means, continue, Governor.
Umarım artık sana güvenebilirim.
I hope that means that I can count on you.
Elbette güvenebilirsiniz.
Of course that's what it means.
Yani 340 Impasse de Montaigne adresi size bir şey ifade etmiyor mu?
So the address 340 Impasse de Montaigne, it means nothing to you?
Ama eğer ben seni takip edebiliyorsam, bu demek oluyor ki, herhangi birisi de bunu yapabilir.
But if I could track you down, that means plenty of other people could, too.
Onun söylemek istediği şey, çok minnettar olduğumuz, sadece ona yardım et ve gidelim.
What he means to say is that we're very grateful, just... help her and we'll leave.
Hollow ( oyuk ) anlamına geliyor.
It means the Hollow.
Açamıyorum, bu da demek oluyor ki bu tam olarak aradığımız şey.
I can't open it, which means this is exactly what we were looking for.
Sürümüz hiçbir şey ifade etmiyor.
Our pack means nothing.
Onun anlami Hollow ( çukur ).
It means the Hollow.
Anlami Ölümsüz New Orleans kralini öldürmek.
The means to kill the unkillable king of New Orleans.
- Evet, hepsi bizi öldürme niyetinde olabilir.
Yes, yes, yes, all who may have the means to kill us.
Artık bir anlamı yok.
It means nothing now.
Artık Hollow'u kafese geri koyacak vasıtamız var.
We now have the means to put the Hollow back in its cage.
Galiba Gideon da dahil olmak üzere bütün sistemi tekrar başlatabilirim.
Oof. I think I can reboot the entire system, including Gideon, but it means shutting down the whole ship.
Eğer kostümünde kusur varsa, kostüm kusurlu demektir.
If there's a flaw in your suit that means the suit is faulty.