Meats traduction Anglais
300 traduction parallèle
Et bizim işimiz.
We've got the meats.
Sizi gidi köftehorlar sizi.
You sweet meats.
Et ve komposto.
meats and sauces.
Cenaze sofrasında sıcak yenen etler, düğün sofrasında söğüş olarak verildi.
The funeral baked meats did coldly furnish forth the marriage tables.
Üstünde köfteler olsun.
Heavy on the meats-a ball.
... o yüzden menüyü buna uygun şekilde ayarladım " soğuk tavuk göğsü, et güveç ve haşlanmış...
I beg pardon, gentlemen, we're expecting rather hot weather tomorrow... so I've arranged the menu accordingly : " Cold breast of chicken, potted meats and brawn...
- Hayır et severim.
- I love my meats.
DONMUS GIDA VE ET
FROZEN FOODS AND MEATS
Siz çaylaklar takıma girmek için hemen kendinizi toplamalısınız.
All you new-meats... you're going to have to shape up fast and hard for this gang.
Her kim, Tanrı'nın bize yememiz için bahşettiği etten,.. ... kendisi çileli bir yol tuttuğu için değil de yenilmesini uygun görmediği için uzak durursa ;..
If anyone abstains from the meats God gives us for food... not because he wants to practice mortifications... but because he feels they are not fit to eat...
Bizim kendi etlerimiz ve Yorkshire pudinglerimiz vardır onlar ise pirinçle yaşıyorlardı!
We have our meats and Yorkshire puddings and so forth - they lived on rice.
# Ooh, ooh, et yeme #
Ooh, ooh, don't eat meats
İpek giysiler, acıkırsanız et ve incir.
Clothes of the finest silks, spiced meats, figs for you, when you wish to eat.
- Çeşitli türde soğuk et.
- Various kinds of cold meats.
... ayrıca, balık ve et ve her cesit tahıl ürünleri. ..
... canned fish and meats, hot and cold cereals.
Sakın yeme kırmızı et
Don't eat meats
Ünlülere daha fazla et yollamamız gerektiğini düşünmüyorum.
i don't think we should send... any more meats to celebrities.
Ve hardal ve soğuk et kattığında, Peki, doğruyu yakalamanın yıllar süren uygulamayla olduğunu görebilirsin.
And then when you factor in the mustard and the luncheon meats, well, you can see it takes years of practice to get it right.
Bu hafta Öğle Yemeklerinde Ete Selam özel programımız var.
This week we have our special Salute to Luncheon Meats.
Cenaze için pişen etler biraz soğukçada olsa düğün sofrasını donattı.
The funeral baked meats did coldly furnish forth the marriage tables.
En sevdiğin soğuk etler.
Your favorite cold meats.
Leş gibi suların olduğu bir yer, haksız mıyım?
It's where dirt meats water, alright?
Ayrıca, iki et birbirine karıştı.
Besides, the two meats are mixed.
Kültürümüzün yarattığı her türlü lezzetten hoşlanırım.
I enjoy all the meats of our cultural stew.
Seninle şeker aldığımız dükanları hatırla? O şekerleri?
Remember that sweet-meats shop?
Tatlı? ! Bunlar gerçekten çok güzel!
Sweet-meats?
Çünkü etler belirli sınıflara ayrılmıştır.
Well, because the meats are divided into a class system.
Sekiz farklı et yedim.
I've eaten eight different meats.
Sonunda zavallı karısı dayanamıyor soğuk etlerden bir parça kesip ağzına atıyor.
Finally, his wee laddie breaks for the cold meats and stuffs a slice in his mouth.
O zaman Ganga'nın kuşatmasını ve tatlıları bize bırakın.
Then Gangefs "farewell" and on that note give us sweet-meats.
Yani tuzlu pişirilmiş yiyeceklerin erotizim kalitesini taktir etmedi.
So she didn't appreciate the erotic qualities of the salted, cured meats.
Sığır pastırmasını, en çok şehvet uyandıran tuzlu pişirilmiş yiyecek olarak buluyorum.
I find the pastrami to be the most sensual of all the salted, cured meats.
İnsanlara düzgün kesilmemiş, paçavra gibi etler yediriyorlar.
Everywhere you go they always give you these misshaped, shoddy meats.
Bence bunların üstünde yeterince et yok.
I don't think that they have enough meats on sticks.
Evet çubuklarda yeterince et yok.
Yes, you don't see that many meats on sticks.
Bir külahta daha çok et.
I'd like to see more meats in a cone.
En sevdiğin etlerden var.
£ lt's all your favorite meats. £ Ah!
Alt raf, et ve süt ürünleri.
See? Bottom shelf, meats and dairy.
Tanrı aşkına, ayağımı yerden kesiyorsun kardeşim.
Meats and cheeses, you are rockin'my clock, Mary.
* * Butch, 2 spagetti istediğini söylüyor... * * üstünde köftelerle. *
Butch, he says he wants two spaghetti speciale... heavy on the meats-a-ball.
Bazen dondurulmuş güzel et buluyorsun bazen tavuk, her şeyden birazcık.
Sometimes you get good cold meats, sometimes fowl, a bit of everything.
Bir kutuda 5 ayrı çeşit et var.
Five different meats in one big box.
Dört jambonlu, bir patlıcanlı ve diğeri de domates ve mozzarellalı.
Four with meats, one eggplant and the other with tomato and mozzarella.
Yediğimiz o korkunç yiyecekler, etler ve içtiğimiz gazozlar toksinlerle doludur.
Toxins? All the horrible food we eat, The sodas and meats arefilledwith toxins.
Brickman's Meats.
Brickman's Meats.
Bana, Jambon, konserve et ve söğüş getireceksin.
You will be bring me ham, luncheon meats, cold cuts.
Hay dünyanın lezzetli etleri, ne yapıyorsun sen orada?
What in the name of sweet breakfast meats are you doing?
Füme midye, biraz et ve kek.
Smoked oysters, meats, a few cakes.
Etimizi, kendim tütsülemek isterim.
- I'd love to smoke our own meats.
Temel yasal haklar çerçevesinde D.T. Başkan Petersen'ın ilk kısmı Petersen Et Ürünleri'ndeki Şef Yönetim Ofisi şirketleşerek, ileriki zamanlarda "Büyük Sosis" olarak görülecektir.
" Pursuant to standard legal codes, the party of the first part, D.T. Petersen, President and Chief Executive Officer of Petersen Meats, Incorporated, will hereafter be referred to as'The Big Wiener.'"
İşte yeni Süper Çağrı İmparatorluğum burada olacak, çiçekçi, Yeşilci Kasap ve ötekileri yıkıldıktan sonra.
Here's where my new Super Beeper Emporium is gonna go up, right after we rip down the flower shop, Green Meats and the rest.